Piyasalar

KURAN HER ŞEY MİDİR?

Punto:

Kuran her şey değildir,sadece her şeyin temel ilkelerinini vazeden ilahi bir kitaptır.

Bir yönetim kitabı,iktisat kitabı,hukuk kitabı,tıp kitabı,psikoloji kitabı vs  değildir,ama bunların temelidir.
Eğer bu temel üzerine duvarları örmez,çatısını kapatmaz,ıslak zeminini,mutfağını,salonunu tefriş etmezseniz içinde yaşayamazsınız.İçini hangi düzeyde donatırsanız o düzeyde yaşanabilir kılarsınız.

Kuran ancak böyle hayat kitabı olur.

Aslında İslam dünyasının geri kalmışlığının önemli bir nedeni de “Kuran her şeydir”söylemidir.
Öyle ya her şey olduğuna göre senin bir şey yapmana gerek olmadığı gibi ihtiyaç da yoktur.

Kurumsal alt yapıya,sisteme ne gerek var,isteyen ihtiyaç duyduğu her şeyi içinde bulur zaten.

İnsan hakları diyorsun,en büyük insan hakkı Kuran’da diyoruz.
Çocuk hakları,işçi hakları,hayvan hakları diyoruz aynı söylem.Peki bunları amaç edinen kurumlar nerede.Bireysel çabaların ötesinde ve üstünde örgütlü çaba olmadan evrensel çıktı üretilebilir mi.
Kuran her şey ise niye her şeyde gerisin.
Batı modern hukuk,eğitim ve finansal kurumlarıyla  aramızdaki mesafeyi kapanması zor biçimde açtı.
Ne kadar geri kaldığımızı fark ettiğimizde de,bu kurumları batıdan ithal etmekten başka çaremiz kalmamıştı zaten.

Ekonomik kuram,kurum,sistem tasarımı yapamadık.
Yönetim modelleri üzerine kafa yormadık, kapitalizmi,kominiz mi,hatta demokrasiyi bile kıyasıya eleştirdik ama öykündümümüz “adalet” dışında  bu sistemlere alternatif bir siyasal sistem/kurum inşa edemedik.

Oysa ileri ve geri kalmış ülkeleri incelediğimizde aradaki temel farkın “kurumsallaşma”olduğu,
temellerinin sağlam olup olmamasından ziyade erken yola çıkmaya,kurumsallaşmayı tamamlamaya bağlı olduğu görülür.
Batı aslında çoğu şeyini;özellikle finansal sistemleri,kurumları erken kurmasına borçludur.Eksikliklerini yolda tamamlamıştır.

İlimle ilgili ayet/hadisleri sıralar ama modern eğitim kurumları kuramazsanız bilim ve teknolojide nal toplarsınız.

Faizin haram olduğunu ifade eder ancak faizsiz finansal sistem inşa edemezseniz ekonomiyi çökertirsiniz.

Esasen “faizsiz finansal sistemlere ibadet derecesinde ihtiyaç vardır” tespiti ibadet derecesinde önem arz ediyor.

Tabii hemen geçmişe öykünme ve batının sömürü ile var olduğunu kendimize fısıldamayı da ihmal etmeyiz.

İleri olduğumuz zaman diliminde,batı kurumlarını daha sağlam yapılandırmaya başladığında bizim yerimizde saymamız ,haşlandığını fark etmeyen kurbağa misali,yavaş yavaş ölmemiz sonucunu doğurdu.

Bireysel çabalar/başarılar sürdürülebilir sonuç yaratmamış,örneğin Mimar Sinan gibi mimari dehanın bireysel başarıları, kurumsallaşamamıştır.
Doğu “kişi”lerin omuzları üzerimde yükselme ye çalışırken batı kurumları inşa ediyordu.

Kurumsallaşmayı başardığımız  “vakıf”müessesesinin kazanımları bile konunun önemini anlamak için tek başına yeterlidir.

Hakkını yemeyelim birde mezhep ve tarikat !üretme ve kurumsallaşmada çok başarılı olduk.

Kuran hey şey ise;bahşedilen akıl ve iradenin, öğretilen eşya,kelamın ne önemi var ki.

Oysa bunlar,temel hükümleri ete kemiğe büründürmek içindir.

Bu kurumsallaşmayı özellikle dinden/ırkdan bağımsız evrensel boyutta kurgulamayınca Kuran’ın evrensel mesajları evrensel değere dönüşemiyor.
Ama bırakınız evrensel değer üretmeyi yerel  kurumsallaşma bile ikmal edilemedi maalesef.

Ezcümle “Kuran her şeydir” dediğimiz sürece, her şeyi batıdan almaya mahkumuz demektir.