Piyasalar

KORKAKLAR… SADECE KAPATMAYIN, TOPTAN ÇEKİP GİDİN…

Punto:

Bu sütunları takip eden siz değerli okurlarım hatırlayacaklar; “söz konusu vatan, devlet, millet, bayrak olduğu zaman, bütün siyasi kimliklerimizi bir köşeye bırakıp, ülkemizin ve milletimizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapalım, siyasi çıkarlar uğruna ülkemizi feda etmeyelim demişizdir.” Demeye de devam edeceğiz. 

Seçim yaklaştıkça ipler gerilmekte, millet düşmanları bir bir kendilerini gösterip, ağızlarından salyalar aka aka devletimize ve milletimize saldırmaya başladılar. 

Bunu yaparken de hiçbir şekilde kendilerini saklama gereği bile duymadan, hayâsızca, fütursuzca, alçakça saldırılarına devam etmektedirler. Hem de hiçbir ayrım gözetmeksizin.  Dini değerlerimizden tutunda, kültürel ve milli değerlerimize varıncaya kadar.

Hemen birkaç örnek verelim. NATO ya girmek için elli takla atan İsveç ve benzeri ülkelerde,  PKK nın eylemlerinin yoğun bir şekilde devam etmesine izin verilmesi, ülkemizi ve  Cumhurbaşkanımızı tehdit etmeleri, başta, İsveç, Hollanda ve Danimarka olmak üzere,  Kur’an-ı Kerime ve Peygamberimize yapılan saldırıların artması, ABD ve İngiltere Medyasının başını çektiği basının, “Türkiye en şiddetli bir şekilde cezalandırılmalıdır, Avrupa’dan, NATO dan uzaklaştırılmalıdır, Türkiye değersizleştirilmeli, itibarsızlaştırılmalıdır” gibi yayınları yoğun bir şekilde servis edilerek düşmanlıkta ve hainlikte sınır tanımamaktadırlar. Bu tür olaylar ve eylemler gelecek günlerde bunun dozajının artarak devam edeceğinin göstergesidir.

Peki, dışarıdan bu saldırılar olurken içerideki uşakları boş mu duruyorlar? Özetle; Anayasadan Türk Kimliği çıkartılmalı, Türkçe Resmi dil olmamalı, özerkli getirilmeli, konuşmalarda Türk Bayrağının kaldırılması, siha larımıza iha larımıza dil uzatılması ve yapılanlardan, yaptıklarından Avrupa dan, “Aferin” beklenilmesi. Yani yapılan her şeyin Avrupa adına yapıldığının gösterilmesi.

Bu da yetmedi, yüzlerce sayfadan oluşan,  hazırlanan, “Mutabakat Metni” nin, Türk Milletinin takdirine değil, Avrupa’nın aferin demesinin beklenilmesi, hatta bir başka  partiye “Aferin” beklenilmesinin nasıl yorumlandığının sorulması üzerine, “az bile söylemiş” denmesi… (ki haklılar metin incelendiğinde Avrupa’yı mutlu edecek birçok konu var. (Günlerdir bunlar TV kanallarında tartışılmakta) Hatta öyle ki, HDP metne kazan kaldırdı. Önce neden benim ismim yok dedi. Sonra CHP Genel Başkan Yardımcısı Yüksel Taşkın, metinde HDP ile ilgili maddeleri sıraladıktan sonra, HDP, “Bizim isteklerimiz var ama adımız yok. Olmaz böyle bir şey şeffaf olalım aksi halde adayımızı açıklarız tehditlerini savunmaya başladılar.

Seçime giderken ülkemizde, tam bir makam, mevki ve koltuk kavgası yapılırken, daha fazla koltuk kapmak için malum siyasi partiler birbirlerinin kuyusunu kazıp tehdit ederken;

Türkiye’ye, “Psikolojik Harp” açan Batı, Türkiye’nin güvenilmez, sakıncalı, can güvenliğinin olmadığı bir ülke olarak göstermek için, hiçbir somut gerekçe ortaya koymadan, ABD nin başını çektiği dokuz Avrupa ülkesi İstanbul’daki Başkonsolosluklarını güvenlik nedeniyle geçici olarak kapattılar. (ülkemizde bombalar patlarken neden kapatmadılar diye soruyor insan) 

Elbette yüksek perdeden haykırıyoruz, “Korkaklar, çekin ülkemin üzerinden o pis ellerinizi. Sadece geçici olarak kapatmayın, toptan defolup gidin, NATO da sizin olsun, Avrupa’nızda”

Gezi eylemleri ve 15 Temmuz İşgal Hareketi ile yapamadıklarını, siyasi arenada yapmak için ellerinden geleni artlarına koymamaktadırlar. 

Özetle, içeri de ve dışarı da saldırılar yoğunlaşarak artmakta.

İşin bir başka ürkütücü boyutu, Batının bu hamleleri karşısında, muhalefetten ciddi bir tepki gelmezken, kendi aralarında sanki seçim olmuş bitmiş, seçimi kazanmışlar hatta kimin nereye atanacağını isim isim açıklamaktadırlar. Hani nerede kaldı demokrasi, milletin iradesi?

Yeter Söz Milletin mi yoksa Batının mı?

Batı, Türkiye üzerinde Psikolojik Harbin her safhasını adım adım uygularken, milletin gözünün içine baka baka yalanlar söylenmesi ayrı bir facia. Taktik her zaman ki gibi aynı. Ne diyor Sedef Kabaş;(CHP nin stratejistti) 

“Kitleleri yönlendirmek ve etkilemek istiyorsanız ortaya kocaman bir yalan atın. Ama çok büyük bir yalan olsun. İkinci kriter çok basit bir yalan olsun. Sonrasında da bu çok büyük ve basit yalanı, sürekli tekrar et. Sonra da o yalanı kitlelerin nasıl kucakladığını otur seyret”

Sahi yüzlerce sayfa ve 2300 maddeden oluşan “Mutabakat Metni” bu anlayış içerisinde hazırlanmış olmasın?

Hangi siyasi partiye oy verirsek verelim ama şu soruyu kendimize soralım. 

Seçimi, Batı mı kazanacak, Türkiye mi?