Piyasalar

Kolombiya-Farc Barışı Nasıl Başarıldı?

Punto:
Dünyada bütün ayrılıkçı hareketlere uygulanacak bir uzlaşma formülü yahut mücadele biçimi yoktur. Her biri farklı özelliklere sahip oldukları için farklı yöntemler gerektirir. Ancak bu farklılıklar kimi ortak noktaların olduğu gerçeğini de ortadan kaldırmaz. Türkiye kırk yıldır etnik bölücü terörle boğuşuyor. Askeri alanda sağlanan başarının örgütün toplumsal desteğini eritmede gösterildiği söylenemez. Terörist unsurlarla mücadele kadar destek kitlesi üzerinde de çalışmak gerekmektedir. Günümüzde toprak kaybı insanın kaybı anlamına gelmektedir. İnsan muhafaza edildikçe vatan da muhafaza edilir. Tersi ise farklı sonuçlara neden olur. Her terör hareketi farklı özellikler taşımasına rağmen ötekine aktarabileceği şeyler olduğunu unutmamak gerekir. Peru, Sri Lanka ve Kolombiya gibi ülkeler şu veya bu şekilde içlerindeki ayrılıkçı hareketleri etkisizleştirdiler. Sri Lanka Tamil Kaplanlarını askeri alanda yok etti. Peru Aydınlık Yol hareketinin liderini yakaladı ve doğru bir zamanlama ile çıkarılan afla örgütü etkisizleştirdi. Kolombiya ise 52 yıl süren FARC (Kolombiya Devrimci Alternatif Gücü) terörünü bir anlaşma ile sonlandırdı. Bu yazıda FARC ve Kolombiya hükümeti arasında yapılan görüşmeler ve silah bırakmakla sonuçlanan barış sürecine değinmek istiyorum. FARC, etnik bir tabana dayanan bir örgüt değil, Kolombiya'daki ekonomik çarpıklıkların bilhassa toprak dağıtımındaki adaletsizliğin ortaya çıkardığı sol bir örgüt. Ülkeyi yönetenlerin Liberal ve muhafazakarlar dışındaki gruplara siyasete katılma yollarını kapatması, FARC terörünün ortaya çıkaran sebeplerden bir başkasıdır. 52 yılda 350 bin kişinin ölümüne neden olan örgütle Kolombiya hükümeti 2016 yılında bir barış anlaşması yaparak, çatışmaları sonlandırdı. Bir köylü direnişiyle başlayan hareket, Komünist Partisi öncülüğünde devrim ordusu haline getirilmiş kendisine hedef olarak büyük topraklara el konulup köylülere dağıtılmasını seçmiştir. Ülkenin büyük kısmını kontrolünde tutan, kokain ticaretini yöneten örgüt zamanla devasa bir güce ulaşmıştır.ABD Savunma Bakanlığının 2006 yılında yayınladığı bir rapora göre, dünyaya dağıtılan kokainin yüzde 50'si, ABD'ye giren kokainin yüzde 60'ı FARC aracılığıyla piyasaya sürülmektedir. Örgütün gelirlerinin yüzde 45.49'unu Kokain ticaretinden elde etmesi bu ticaretin örgüt açısından önemini göstermektedir. FARC'ın bu kadar uzun süre hayatiyetini sürdürmesinin nedeni başta Küba ve Venezuela olmak üzere çevre ülkelerden gördüğü destek ve kırsal bölgelerde köylülere sağladığı imkanlardır. Hangi türden bir örgüt olursa olsun örgütlerin varlıklarını sürdürmeleri iç ve dış desteklere bağlıdır. İçte belli bir toplumsal destek önkoşuldur. O devletin zayıflamasını isteyenler ise dış koşuldur. Bir başka neden de ayrıcalıklı sınıfların imtiyazlarından vazgeçmemesidir. Barış görüşmelerinde FARC kamu imkanlarının eşit ve adil bir şekilde paylaşımını ve kendilerine politika yapma imkanının tanınmasını istemiştir.İlk görüşmeler 80'li yılların başında yapılmış netice alınmamıştır. Çünkü bu yıllarda FARC ülkenin yüzde 60'ını kontrol etmekte iken merkezi hükümet son derece güçsüzdür. Ancak, ABD'nin Plan Kolombiya'yı devreye sokması ile merkezi hükümet güçlenmiş, FARC ciddi oranda güç kaybetmiştir. Bu dönemde hükümetin her etkili atağında FARC ateşkes ilan ederek hem zaman kazanmaya çalışmış, hem de uluslararası arenada hükümeti savaş isteyen taraf konumuna düşürmüştür. Barışa giden yolun esas nedeni iki tarafın da birbirine askeri olarak üstünlük kuramayacağını anlamış olmalarıdır. Caguan Süreci olarak bilinen 1999-2002 arasındaki görüşmeler başarısızlıkla sonuçlanmış, son barış müzakereleri ise 2012'de başlayıp, 2016'da(Havana Süreci) anlaşmayla neticelenmiştir. Havana Anlaşması olarak bilinen anlaşmaya göre, bütünleşmiş bir tarım politikasına geçilecek, FARC'ın politikaya katılımı sağlanacak, ateşkes ve silahsızlanma temin edilecek, mağdurlara tazminat ödenecek ve anlaşma halk oylamasına götürülecekti. Ancak kamuoyu yoklamalarına göre anlaşmanın onaylanacağı beklenmesine rağmen tersi olmuş,2016 Ekim'inde yapılan referandumda ret oyu çıkmıştır. Daha sonra anlaşmada kısmi değişikler yapılarak meclisten geçirilmiş, 2017 Haziran'ında 6803 FARC üyesi silahlarını teslim ederek 26 ayrı kamp bölgesine nakledilmiştir. Müzakerelerin barışla neticelenmesinin bir kaç nedeni vardır. -En başta FARC toprak isteyen bir örgüt değil, kendi ideolojisi ile siyasete katılmak isteyen bir örgüt. Bu da anlaşmayı kolaylaştırmıştır. -Uzun terör dönemi iki tarafa da askeri yollarla netice alamayacağını göstermiştir. -Daha önce FARC'a verilen dış destek kesilmiştir. -Müzakerelerin zaman ve konu su sınırlı tutulmuş,FARC'a süreyi uzatma imkanı tanınmamıştır. -Görüşmeler boyunca askeri operasyonlar sürdürülerek hem süreç var diye ülkenin güvenliği ihmal edilmemiş, hem de örgütün ateşkesi bahane ederek müzakereleri uzatmanın önüne geçilmiştir. -Müzakereler sonucunda örgütün kayıtsız/şartsız silah bırakıp mücadeleden vazgeçeceği deklare edilmiştir. -Örgüt, gerilla stratejisinin eskidiğini kabul etmiştir. -1999-2002 yılları arasında yapılan barış görüşmelerinde (Caguan Süreci) örgüt halk nazarında barış istemeyen taraf olarak görüldüğü için daha az meşru görünmeye başlanmıştır. Bu da FARC'ı masaya oturmaya itmiştir. -Havana Süreci örgütün en zayıf olduğu anda yapılmış, örgüte onurlu bir son çıkış imkanı tanınmıştır. Demokratikleşme ve örgüte siyaset yapma imkanının tanınmasıyla çözülen FARC sorunu elbette ki her çatışma için örnek alınamaz. Ancak müzakereler sürerken operasyonların da sürmesi geçen yıllarda yaşadığımız çözüm süreci açısında öğretici ögeler taşımaktadır. Kolombiya etnik bir ayrımcılıkla karşı karşıya değildir, fakat kabileleşmeden kurtulup ulus ta olamamıştır. Bunun nedeni dünyada standart bir eğitim sistemi olmayan tek ülke olması, merkezi olmayan farklı eğitim biçimleri yüzünden ortak milli değerler oluşturulamamasıdır. Not. Bu makalede Hakan Çalışır'ın Çizgi Yayınları arasında çıkan Kolombiya-FARC Barış Süreci isimli kitabından yararlanılmıştır.