Kötü bir yıl geçirdik, zamlar, adaletsizlikler, yalanlarla dolu bir yıl. Hepimizin temennisi, gelen yılın öncekini aratmamasıydı. Ama öyle olmadı, daha birinci gün Türkiye gözlerini zamlara açtı. Elektrikten, doğalgaza, köprü geçişlerinden akaryakıta kadar her şey zamlandı. Belli ki, 2021'den daha zor bir yıl bizi bekliyor.
Eskiler, "kışın doğan güneşe inanma veya aldanma" derler. Bu, asırların tecrübesinin ortaya çıkardığı bir sonuçtur. Yaşayarak da gördük. Kura endeksli faizle birlikte döviz yüzde 35 civarında değer kaybetti. İnsanlar/partizanlar sokağa çıkıp dolar 8 TL'den 18 TL yerine 12 TL'ye çıktığı için davul zurna çalıp, sevinç naraları attılar. Vicdanını cüzdanına bağlamış yazarlar yeni ekonomi modelinin başarılarından söz ettiler. Bakan Nebati, kendisine yeni modelin teorik temelini soranlara," gözümün içine bakın" dedi. Milletçe Nebati'nin gözünün içine baktık, böylece dünyada örneği olmayan Çin modelinden bakan Nebati'nin göz modeline geçmiş olduk. Yılbaşı vesilesiyle yapılan zamlar ve tırmanan döviz ile göz modelinin ne olup olmadığını da öğrenmiş olduk.
Bizde vatandaşların bir kısmı, yılbaşını çılgın eğlencelerle kutlar. Sokaklar bağırıp çağıranlarla dolar taşar. Kimse bu amaçsız eğlenceye bir anlam veremez. Bir gün önce yaşananların bir gün sonra biteceğine seviniyorlar desek öyle değil. Bu eğlenceler, biraz snobizm, Batı'ya öykünme, biraz da amaçsızlık, gayesizlik gibi görünür. Çünkü bir gün sonrayı bir gün önceden anlamlı veya güzel kılan bir belirti veya ihtimal yoktur. Kimse de geleceğin nasıl olacağını bilemez. Ama bizde yılbaşının başka bir veçhesi daha vardır: her yılbaşı mutlaka yeni zamlar yapılır, vatandaş da bunu kanıksamıştır artık. Yıl sonu gelince bakalım bu yıl ne kadar zam gelecek beklentisine girer. Adeta zam çağrısı yapar. Yani her yıl başı zam olacağına ikna edilmiş bir ruh hali içindedir. Kimse niçin her yıl başı mutlaka zam oluyor diye sorgulama gereği duymaz. Yılbaşı ile zam kardeş gibi görülür. Siyasetçiler de bu psikolojiden sonuna kadar istifade ederler. Vatandaş zam beklentisine girince, körün istediği bir göz, siz vermişsiniz iki göz. Siyasetçi de topu aldığı gibi golünü atar.
On TL'ye kadar inen doların on üç TL'yi aşması Nebati'nin göz modelinin de işe yaramayacağını gösteriyor. Keşke yarasaydı. Kimse bir iktidarın gitmesi için gerekirse bu ülke batsın düşüncesi içinde olamaz. Evet gitsinler ama, ülke ve milletimize zarar vermeden gitsinler. Gitsinler ama, daha büyük bedeller, maliyetler ödetmek zorunda bırakmadan gitsinler. Bunlar gitsinler de isterse ülke batsın diyenlerden değiliz, çünkü biz bu ülke batmasın diye bu yönetimin gitmesi gerektiğine inananlardanız.
Keşke yeni yılın bu ilk yazısını umut dolu ifadelerle doldurabilseydim. Ama daha ilk gün büyük zamlara uyanınca, daha iyi bir yıl beklentisi suya düşüyor. Bu kafa, bu zihniyetle daha iyi bir yıl olmaz diyorsunuz. İnatla devlet yönetilmez. Yanlıştan dönmek ayıp değil, erdemdir. Bu yöntem, bu kadro ve bu kafa ile işler düzelmiyor işte. Allah'ın ayetlerini kendine siper edenlerin sonu hüsrandır. Her şeyle oynanır, Allah'ın ayetleri ile oynanmaz. Kim onu ikbal aracı yapmışsa sonunda hep hüsrana uğramıştır. Yine öyle olacaktır. Kötü başlayan yeni yılın iyi bitmesini temenni eder, Türk milletine ve sevgili okuyucularıma huzur, sağlık, bereket ve adalet getirmesini dilerim.