Ömür ÇELİKDÖNMEZ
Punto:
Dinle
Moskova; Avrasya İmparatorluğu için tercihini Ankara’dan yana yapalı, uluslararası ilişkiler uzmanları hep ters köşe.
Neden mi? Çünkü Azerbaycan ordusunun Ermenistan işgali altındaki Dağlık Karabağ’ı özgürleştirrne harekatının, Türkiye’den sonra en büyük destekçisi Rusya.
Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Karabağ’daki tarafları, esir ve ölü takası amacıyla çatışmalara son vermeye çağırdı.
Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, Rusya’nın Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (KGAÖ) kapsamındaki yükümlülüklerinin Ermenistan'ın aksine resmi olarak tanınmayan Dağlık Karabağ için geçerli olmadığını belirtti. Kremlin’in bu açıklaması ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın "Haydut Devlet" nitelemesi birebir örtüşüyor.
Bekleyin göreceksiniz, Dağlık Karabağ tamamen Azerbaycan topraklarına katılacak.
Bana Rusçu iftirasını atan reelpolitikten habersiz gafillerin yüzünü alacağı şekli merak ediyorum. Yüzlerine tükürsen Allah'a şükür yağmur yağdı diyecek kadar yüzsüzlere başka ne denilebilir?
Sezgin Baran Korkmaz, Levon Termendzyan ve Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ilişkisinin Azerbaycan ve Ermenistan Savaşı ile ilgisi var mı?
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından başlatılan soruşturma kapsamında SBK Holding Yönetim Kurulu Başkanı Sezgin Baran Korkmaz ile 13 kişinin bütün şirketlerinin mal varlığına el konuldu.Sezgin Baran Korkmaz ve 13 kişinin tüm şirketlerinin mal varlığına el koydu.
Hakimlik kararında Sezgin Baran Korkmaz ile birlikte Jacop Ortell Kingston, İsaiah Kingston, Rachel Kingston, Sally Kingston, Lev Dermen, Doğa Dodan, Kamil Feridun Özkahraman, Alptekin Yılmaz, Mehmet Demir, Yakup Levent Korkut, Zeynel Eren, İzzet Bozkurt’un kara para aklama suçlaması nedeniyle mal varlıklarına el konulması karar verdi.
Sezgin Baran Korkmaz ile Kingston Kardeşleri tanıştıran ve işbirliği yapan Lev Dermen de; suçlu bulunarak mahkum olmuştu. Asıl adı Levon Termendzyan olan Dermen’in SBK'nın Türkiye'deki finansörü olduğu iddia edilmişti.
FETÖ terör örgütü üyeliği nedeniyle cezaevinde tutuklu bulunan iş insanı Mübariz Mansimov Gurbanoğlu'nun ABD'de tutuklu olan Ermeni ortağı Levon Termendzhyan 130 yıl ceza almıştı.
Mübariz Mansimov Gurbanoğlu ortağı olan Noil Energy Yönetim kurulu Başkanı Levon Termendzhyan ile Washakie Renewable Energy şirketlerinin sahibi Jacop ve Isaiah Kingston kardeşlerle birlikte, organize bir şekilde ABD Hazinesini sahte evraklarla hayali ihracat yaparak 1 milyar dolarlık bir meblağı, haksız bir şekilde vergi iadesi ve teşvik olarak aldığı tespit edilmişti.
Bu isimlerin Azerbaycan'daki darbe girişimine ilişkin söylentilere kaynaklık eden ilişkiler ağının mevcudiyeti düşündürücü değil mi?
Ermeniler Dağlık Karabağ kamburundan kurtuldu
Türkiye, Ermenistan’ın bağımsızlığını 16 Aralık 1991 tarihinde tanımış ve bağımsızlığını müteakip ciddi ekonomik problemler yaşayan bu ülkeye insani yardımda bulunmuş; Ermenistan’ın bölgesel kuruluşlar, uluslararası toplum ve Batılı kurumlarla bütünleşmesi yönünde çaba harcamıştır. Bu çerçevede Ermenistan, Türkiye tarafından Karadeniz Ekonomik İşbirliği Örgütü’ne (KEİ) kurucu üye olarak davet edilmiştir. Ancak, bugüne kadar Ermenistan’la diplomatik ilişki tesis edilmesi ve ikili ilişkilerin gelişmesi için uygun koşullar oluşmamıştır.Ermenistan’ın, 1993 yılında Azerbaycan’ın Kelbecer bölgesini işgal etmesi üzerine, ülkemizden Ermenistan’a doğrudan ticaret sona erdirilmiş; iki ülke arasındaki sınır kapatılarak kara/demiryolu ve havayolu bağlantıları kesilmiştir.
Ermenistan’la ilişkilerin normalleştirilmesi yönündeki irademiz çerçevesinde, İsviçre’nin arabuluculuğunda başlatılan süreç kesintiye uğradı.
Ermenistan'ın işgal altında bulundurduğu Azerbaycan topraklarını terk etmemesi iki ülkenin diplomatik ilişkiler kurmasını engellemektedir. Türkiye'nin Ermenistanla olan sınırlarını kapatması Ermenistan ekonomisini olumsuz yönde etkilemektedir. Ermenistan bu sınır trafiğinin yeniden açılmasını talep etmektedir. Fakat Türkiye, Ermenistan'ın işgal altında bulundurduğu Azerbaycan topraklarını terk etmediği sürece sınırı açmayacağını ilan etti.
Azerbaycan-Ermenistan ilişkilerinde ilerleme kaydedilmediği sürece, Türkiye-Ermenistan ilişkilerinde kaydedilecek bir ilerleme tek başına yeterli ve kalıcı olmayacağını, Ankara her fırsatta gündeme getirdi.
Şimdi Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ’ı özgürleştirrnesi, Ankara’nın Erivan'da Erivan'a karşı ileri sürdüğü siyasi, kültürel ve ekonomik ilişkilerin geliştirilmesinin önündeki engeli ortadan kaldıracak gözüküyor.
Ermenistan Türkiye Sınırındaki Gümrük Kapısı Açılacak
Türkiye-Ermenistan arasındaki Kars-Gümrü (Akyaka/Ahuryan) Sınır Kapısı, Ermenistan kuvvetleri ile Azerbaycan arasındaki savaşın yayılması ve Azerbaycan’ın Kelbecer eyaletinin işgal edilmesi üzerine 3 Nisan 1993 tarihinde kapatılmış ve Türkiye ile Ermenistan arasındaki doğrudan ticaret durdurulmuştu.
Ermenice “Ahuryan Kapısı” olarak bilinen “Doğu Kapı”, önce yük taşımacılığına ardından da 23 Temmuz 1993’te yolcu taşımacılığına tamamen kapatıldı.
Başta demiryolu olmak üzere karayolu ve diğer temel fiziki altyapı yatırımlarının tamamlayan Türkiye’nin İran, Nahcivan, Ermenistan ve Gürcistan'a açılan 7 sınır kapısı bulunuyor. Ermenistan'ın Erivan ile Gümrü kentlerine açılan Alican (Iğdır) ve Doğukapı (Kars) sınır kapıları 1993 yılında kapalı.
Ermenistan sınır kapısının Kars'a 70, Akyaka İlçesi'ne 13 kilometre uzaklıkta bulunan Kars-Gümrük sınır kapısının kapatılması, Ermenistan ekonomisini çok zor bırakmış, ülke ekonomisini iflas noktasına getirmişti.
Türkiye'den dolaylı olarak İran ve Gürcistan üzerinden Ermenistan'a 100 milyon dolardan fazla ihracat yapılıyor. Ermenistan’ın çıkış kapısı olarak rotasını tamamen Türkiye'ye çevirmesinden başka çaresi yok. Açık denizlere kapalı bir ülke olması nedeni ile bu durum ülkeyi çok ciddi darboğazlara sürüklüyor.
Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen'in tutuklanmasının Kars Sınır Kapısının açılacak olması ile ilgisi var mı?
Daha önce yazmıştım.
Başbakanlıkta Basın Müşaviriyim.
Yıl 2005 veya 2006. AK Parti kurucularından daha sonra Kütahya Milletvekili seçilen, Genç Erenler dergisinden tanıdığım Hüseyin Tuğcu ile dostluğumuz daha çok Alevi Bektaşi araştırmalarıyla temellendirilmiş veya sınırlandırılmış gibi.
Kütahyalı olması nedeniyle biraz daha kolay anlaşıyoruz.
Bir akşamüstü Kızılay’daki Başbakanlık binasından çıktık, Güven Park’taki başkente hiç de yakışmayan görüntü kirliliğinin ötesinde kentin dokusunu bozan dolmuş duraklarının karşısındaki simitçi kafede bir arkadaşıyla buluştuk.
Bana göre yaşı daha küçük, sakin, bilgili, entelektüel bir arkadaş izlenimini edindiğim Ayhan Bilgen’le tanışıyoruz. Yanlış hatırlamıyorsan Yankı dergisinin editörlüğünü üstlenmişti. MAZLUMDER Ankara Şube Başkanlığı ve genel yönetim kurulu üyeliği görevini yürütüyordu.
Sonra yıllarca görüşmedik.
Sanırım 4-5 yıl önceydi. Küçük oğlumu, hafta sonları Çankaya İMKB Otelcilik ve Turizm Meslek Lisesi bahçesinde bulunan futbol okuluna götürüyordum. Okulun bahçesinde Ayhan Bilgen’le karşılaştık.
O sıralar HDP Milletvekiliydi, o da çocuğunu aynı yerdeki basketbol okuluna getirmişti. Ayaküstü merhabalaştık. O kadar.
Sonra yolumuz sosyal medyada keşişti.
Ayhan Bilgen vatansever Türk vatandaşı...
Ayhan Bilgen, “Kürtçü” tanımlamaların ifade edemeyeceği bir isim. Çünkü ona “Kürtçü” diyenler fikri serüvenini bilmeden yafta vuruyor.
Aykut Edibali’nin liderliğini üstlendiğini Mücadele Birliği saflarında yetiştiğini kaç kişi biliyor?
Tıpkı Cemil Çiçek, Altan Tan gibi Ayhan Bilgen de ikinci kuşak Mücadele Birliği mensuplarından.
Mücadele Birliği’nin Pınar’dan sonra çıkardığı kültür edebiyat dergisi Çınar’ın uzun yıllar yazı işleri müdürlüğünü yaptı. Ayrıca yine aynı harekete ait Bayrak Radyosu’nun Ankara temsilciliğinin yanı sıra radyoda programlar hazırladı sundu.
“Hamisi kimdi” derseniz, geçtiğimiz yıl vefat eden Mücadele Birliği’nin kabadayı abisi Yavuz Arslan Argun’du.
Yavuz Arslan Argun;
Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı, Barış ve Demokrasi Partisi eski eşbaşkanı, Türkiye Büyük Millet Meclisi 23. dönem Diyarbakır ve 24. dönem Siirt milletvekili Gültan Kışanak’la arası iyi olduğu kadar, DBP Eş Genel Başkan Yardımcısı Seydi Fırat ve eski talebeleri Ayhan Bilgen ve Altan Tan ile dostluğunu sürdüren irtibatını koparmayan bir isimdi.
Argun, “Türkiye’nin Büyük Çatısı” platformu üyesiydi. Kürt sorununun uzlaşarak ve ikna yoluyla çözümünün, Kürtlerin dış güçlerin etkisinde kalmamalarının tek yolu görürdü.
Seydi Fırat, Gültan Kışanak gibi Kürt politikacılarla “Türkiye’nin Büyük Çatısı Platformu” aracılığı ile sağ mahallenin baskısına aldırış etmeden iletişim kurmaktan çekinmemişti.
Ayhan Bilgen Kars Belediye Başkanı olduktan sonra bir kaç kez ru be ru görüşmemiz oldu.
Şeytan taşlamaktan namaz kılmaya vakit bulamadığından yakınmıştı. Hem sözde Ülkücü hem de Kürtçü mafya ile uğraşmaktan yorgun düştüğü görülebiliyordu.
Demek istediğim, vatan haini falan değil. Belki politik tercihi ve duruşu kamuoyunda yanlış bir algıya sebebiyet vermiştir.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının, eski HDP Eş Genel Başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ Şenoğlu'nun da tutuklu bulunduğu 2014'teki Kobani bahanesiyle düzenlenen eylemlere ilişkin soruşturması kapsamında Kars Belediye Başkanı Ayhan Bilgen'i gözaltına alınmasına ve sonrasında yerine kayyum atanmasına bir de bu perspektiften bakalım.
İngilizler Ukrayna'da deniz ve hava üssü kuruyor
Kıbrıs elimizden nasıl çıktı bir hatırlayalım. II Abdulhamid, Ruslara karşı yardım etmeleri şartı ile Kıbrısı İngilizlere vermişti.
4 Haziran 1878'de imzalanan 2 maddelik Kıbrıs Mukavelenamesine göre İngiltere'nin Rusya'ya karşı Osmanlı'ya yardımcı olması için Kıbrıs İngiltere'ye bırakılmıştı.
Geçici bir süre kalmak Kıbrıs'a gelen İngilizler, 150 yıldır Kıbrıstalar ve hiç gitmeye de niyetleri yok!
Bu örneği niye verdim?
Mart 2016'da Ukrayna ve Birleşik Krallık, 15 yıl süresi olan bir askeri anlaşma imzaladı. Söz konusu anlaşma, Rusya’ya karşı Avrupa Birliğinin ileri karakollluk görevini üstlenen Ukrayna’ya Birleşik Krallık’tan bir destek jesti olarak kamuoyuna yansıtıldı.
Bu anlaşma, İngiltere’nin Ukrayna’ya ilişkin sorumluluklarının artmasına ve Ukrayna Silahlı Kuvvetleri’nin fiziksel hazırlığına yönelikti.
Bu anlaşmada, iki ülkenin ortak tatbikatları düzenlemesi ve İngilizlerin Ukraynalı askerlere, yeni askeri taktikler öğretmesi yer alıyordu.
Son bir kaç yıldır İngiliz ordusu Karadeniz’e yerleşme hazırlıkları yapıyor. Bu amaçla Karadenizde konuşlu Rus donanması ve Rus hava kuvvetleri ile adeta it dalaşına giriyor. Amaçları gövde gösterisi yapmak.
Nitekim geçtiğimiz günlerde Karadeniz hava sahasında ülke sınırlarına doğru yaklaşan, aralarında iki avcı uçağının da bulunduğu dört İngiliz askeri uçağına Su-27 jetiyle önleme yapıldı.
Rus avcı uçağının mürettebatı, hava hedeflerini İngiliz Hava Kuvvetleri’ne ait RC-135 stratejik keşif uçağı, 2 adet Typhoon avcı uçağı, KC-3 tanker uçağı olarak belirledi ve onlara Karadeniz hava sahasında refakat etti ve İngiliz uçaklarının sınırı ihlal etmelerine izin verilmedi. Rusya Savunma Bakanlığı’na bağlı Ulusal Savunma Yönetim Merkezi’4 Ekim'de İngiliz Donanmasına ait Dragon destroyerinin Karadeniz'e girdiğini duyurdu. Anlaşılan bu ihlaller bir süre daha devam edecek.
Rusya Genelkurmay Başkanlığı Ana Harekat Dairesi Başkanı Orgeneral Sergey Rudskoy, yabancı gemilerin Karadeniz’e yaptıkları giriş sayısının yüksek kaldığını, kalış süresinin ise önceki yıla göre yüzde 33 oranında arttığını söylüyor.
gemilerin yaklaşık yüzde 40’ında uzun menzilli hassas silahlar var. Örneğin ABD donanmasına ait USS Franklin Roosevelt destroyeri 90’a kadar Tomahawk seyir füzesi taşıyor.
İngiltere Ukrayna’nın liman şehri Nikolayeviç'e çöreklendi
Sovyetler döneminin en stratejik coğrafyasında yer alan Karadenizde yarımada üzerinde kurulu 900 bin nüfuslu Nikolayeviç şehri Sovyetler Birliği döneminde en önemli ‘tersaneler kenti’ olarak biliniyor.
Sovyetler döneminde denizaltılar dahil bütün savaş ve ticaret gemileri, Amerika’yı bile tedirgin eden 12 uçak gemisinin inşa edildiği liman kenti olan Nikolayeviç, İngul Nehiri’nin Karadeniz ağzına yakın bir yerde kurulmuş ,doğal korunaklı bir tersaneler şehri.
Kiev ile Londra arasındaki son anlaşma kapsamında ‘tersaneler kenti’ Nikolayeviç İngiliz Kraliyet donanmasının üssü olacak.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy geçtiğimiz hafta Londra'ya uçtu. İngiltere'ye resmi ziyarette bulundu.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Vladimir Zelenskiy ve İngiltere Başbakanı Boris Johnson tarafından Ukrayna ve İngiltere arasında, Brexit sonrasında İngiltere ile ticarette Ortaklık Anlaşmasının yerini alacak bir Siyasi İşbirliği, Serbest Ticaret ve Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalandı.
Bu anlaşma kapsamında İngiltere Ukrayna’ya modern askeri teçhizat modelleri ve en son yüksek hassasiyetli silahlar tedarik edecek, ayrıca Ukrayna’da belirli askeri ürün türlerinin üretimini organize edecek ve Ukrayna Donanması için üs tesislerinin inşasına yardımcı olacak.
Ukrayna Savunma Bakanlığı ile Büyük Britanya ve Kuzey İrlanda Birleşik Krallığı Savunma Bakanlığı arasında Ukrayna Silahlı Kuvvetlerinin Deniz Kuvvetlerinin savaş yeteneklerinin geliştirilmesi ve artırılması konusunda işbirliği de anlaşmanın içeriğinde mevcut.
Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy, ile İngiltere Başbakanı Boris Johnson Rusya'nın "zararlı etkisine" karşı birlikte çalışmayı ele aldıklarını açıkladılar. Ayrıca iki ülke arasında Serbest Ticaret ve Stratejik Ortaklık Anlaşması imzalandı.
NATO güçleri Rusların burnunun dibine kadar sokuldu. Hani derler ya insanın sevmediği ot, insanın burnunun dibinde bitermiş. Aynen öyle.
Aklıma ne geliyor biliyor musunuz?
Moskova yönetimi kalkıp NATO üyesi Türk ordusunu Kırım 'a davet ederse ne olur?