Piyasalar

İSTİĞFAR VE TEVBE

Punto:
İstiğfar ve tevbe günahların bağışlanması amacıyla yapılır. İSTİĞFAR (Geçmiş için) İstiğfar, geçmiş zamana ait günah ve hatalardan dolayı Allah’tan af ve bağışlanma dilemektir. TEVBE (Gelecek için) Tevbe yönelmektir ve içinde bulunduğumuz an ve geleceğe ait olarak Allah’ın yoluna uyacağımıza dair irade beyan etmektir. Tevbe; Kur’an’ı önüne koyup: “Senden önce ne biliyorsam unuttum, bundan sonra sadece senin öğretmenliğinde ve terbiyende yaşayacağım” demektir. İstiğfar ve tevbenin yeri ve zamanı yoktur; her zaman ve her yerde yapılır. Tevbeyle kul Allah’a yöneldiğinde, Allah da kuluna yönelir. TEVBE EDENLER BAĞIŞLANIR, İSTİĞFAR EDENLER DEĞİL. Melekler, bütün müminler ve Peygamberimiz, diğer müminler için istiğfar ederek Allah’tan bağışlanma dilerler. Ama kimse, bir başkası için tevbe edemez. Tevbe kişisel bir yöneliş ve sorumluluktur; tevbe irade beyan etmektir. FİRAVUN Firavun bağışlanmadı, çünkü tevbesi yoktu. Tevbesi olmadığı için son nefeste Kelime-i şehadet kabul edilmez. Firavun imanıdır bu. Yunus Peygamber, daha önce Tesbih ettiği için bağışlandı. Çünkü Tevbesi vardı. TESBİH Tesbih, hayatı yaratılış amacına uygun yaşamaktır. Şuurlu varlık olan insanın tesbihi, Allah yolu olan Kur’an’a uygun bir hayat sürmektir. KELİME-İ ŞEHADET Kelime-i Şehadet, Kurana uygun olarak yaşanan bir ömrün altına atılan imzadır. Kelime-i Şehadet son nefeste verilmez, ilk nefeste verilir. Bütün nefeslerde verilir. Kelime-i Şehadet, “Allah’ım! Ben benim, ben varım ve ben Senden başka ilah olmadığına şahitlik ediyorum” deme onurunu yaşamaktır. Son nefeste verildiğinde, şahitlik onurunu yaşayacak fırsat ve zaman kalmayacaktır. Onun için Kelime-i Şehadet, sağlıkta verilir, her nefeste verilir. Allah’ım. Bizi akla, bizi bağışla, bize rahmet eyle. Sen bizim Mevla’mızsın. Tevbe ediyor, bundan sonra Kur’an’a uygun bir ömür süreceğimize söz veriyoruz. Biz Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım. Hayırlar diliyorum Ankara, 17 Aralık 2017 Orhan Arslan