Piyasalar

İsmail Heniyye'nin Kılıcı

Punto:

Hamas lideri İsmail Heniyye, yaklaşık iki hafta önce “Kudüs Kılıcı Operasyonu” ile ilgili açıklama yapmak üzere basının karşısına geçtiğinde, destek veren ülkelere teşekkür etmişti. Ama Türkiye’ye teşekkür edip selam yollamadı. Neden?

Hamas lideri İsmail Heniyye, Siyonist terör devleti İsrail’e yönelik başlatıkları “Kudüs Kılıcı Operasyonu”n sona ermesi sonrasında açıklama yapmak üzere basının karşısına geçmişti.

Heniyye: “Direnişin ve Kudüs’ün yanında duran herkese minnettarız. Parasını ve silahını bizden esirgemeyen İran İslam Cumhuriyeti’ne de çok teşekkür ediyorum” demesi hayli ilgimi çekti.

Peki Heniyye açıklamasında neden Türkiye'ye özel teşekkür ve selam yollamadı ki !?

  • Sokaklara çıkıp tıpkı Zeki Müren gibi “kahrol düşman” demiştik o kadar.
  • Bununla da yetinmedik Türkiye'de yaşayan asker kaçağı genç Suriyeli mültecileri meydanlara toplayıp; “Mehmetçik Kudüs'e” diye sloganlar da attırdık.
  • Radara yakalanmayan İHA/SİHA’ larımız Gazze'ye yardıma gitsin dedik.
  • Yere göğe sığdıramadığımız yerli ve milli güdümlü füzelerimiz, Gazze'den İsraile korunma amaçlı atılsın bu zulüm dursun dedik o kadar.
  • Hükümetimizin “Filistin'e en büyük desteği verdik” demesine çok sevindik
  • Ehli dindar bir vatandaşımızın milyonluk lüks arabasının kaskosunu yakmak pahasına gözünü kırpmadan İsrail'in İstanbul konsolosluğu önünde arabasını cayır cayır yakma görüntülerini “Allahu Ekber” diye tekbir atarak izledik.
  • Mehmetciği Kudüs'e gönderemesekte, operasyonlar bitiğinde de,  diğer konulardaki taleplerimize yerine getirildiğini ve Türkiye'nin yardımıyla Gazzelilerin galip gelindiğini düşünerek bizde bundan mutluluk duyduk.

Sevincimiz fazla sürmedi !!

Sevincimizi kursağımıza bırakan İsmail Heniyye'nin açıklamalarıyla anladık ki; Boşuna mutluluk duymuşuz.

Bunların hiçbirini bizimkiler gerçekleştirememişler. İslam aleminin geçmişte olduğu, tıpkı bugünde kimsenin yardım etmeyeceğine emin olan istismara meyilli bazı siyasilerimiz gelişmeleri siyasi iç ranta çevirme amaçlı şovları sürdürmek isterlerken, sözde siyasal İslamcıların bir kesimine göre Cehennemlik Şia İran'ın her şeyi saman altından su yürütür gibi Gazze'lilerin kazanmasına yönelik muazzam destekleri sessizce yaptıklarını öğrenmiş olduk.

Bu İRAN da nereden çıktı şimdi?

Ne güzel seviniyor; “Ortadoğu da bizden habersiz yaprak kıpırdamaz… Ortadoğunun abisi biziz” havalarına ne güzel girmişken bu “cehennemlik” ŞİA İRAN siyasilerimizin iç siyasete yönelik planlarını alt üst etti.

Peki bu durumda bize ne kaldı ve neyle avuttuk kendimizi !?

Uydu yayını yaparak Kılıç operasyonu haberlerini dünyaya duyuran ve canlının en canlısını seyrettiren Gazze TV leri ve El-Cezirenin haberlerini Copy+Paste klavye mücahidliği yapmakla avuttuk kendimizi. Yani millet olarak avuntumuz züğürt tesellisi mücahidliği gibi bir şey oldu.

Kılıç operasyonu sonrasında sıcak çatışmalar durduktan sonra İRAN'ın İsrail ve Mısır istihbaratlarını atlatarak, silahları Gazze'ye nasıl ulaştırabildikleri konusunda komplo teorisyenleri çok şeyler yazıyorlar.

İsrail'in İRAN'dan ve o bölgeden gelebilecek füze saldırılarına karşı güvenliğini sağlayan hava radar savunma sistemlerinden en önemlisi olan Kürecik Hava Radar üstünün by-pas edilebileceğini gösterdi İsrail’in güvenliğini önemseyen devletlere.

Akla bir çok komplo teorileri gelebilir elbet.

Bu konuda bazılarına göre çok uçuk komplo teorileri gelebilir. Cevabı aranan ise; başta İsrail, Mısır, Ürdün ve diğer istihbarat servislerini nasıl atlatabilirler? sorusudur.

Belki bu sorunun cevabını dünyanın en büyük istihbarat servisleri arasında olan İsrail gizli servisi Mossad'ın yaşadığı fiyaskolar da belki bulabiliriz.

İşte o fiyaskolardan biri…

Mevzu Mossad'ın Arap-İsrail savaşı öncesinde vuku bulan ölü faaliyetlerinden biri ile ilgili.

Ölü olduğu için yazıp çizmekte bir sorun olmaz. Bu hikayeyi okuyunca bayağı eğleneceğinize eminim. İlk öğrendiğimde bende canım sıkılmasın diye kendime hatırlatıp epeyce de eğlenmiştim.

1973 Arap-İsrail savaşı öncesinde Mısır Hava Kuvvetlerinde, o günün teknolojisine göre yüksek kapasiteli SSCB hibesi olan ciddi sayıda uçaklar vardı. İsrail tarafı ise bu uçaklardan çok tedirginler. Ancak uçakların teknik özellikleri bilgisine de sahip değillerdi. Teknik bilgilerine ulaşmak için kara kara düşünüyorlardı.

Bir gün cephe hattında, İsrail tarafına bir Mısırlı çoban gelir. Çoban kendisinin aracı olduğunu, bir Mısırlı subaydan kendisine gelen pusulayı getirdiğini söyler. Mısırlı subay, pusulasında Sovyet uçağı ile birlikte İsrail’e iltica etmek istediğini yazmaktadır ve karşılığında Avrupa’da bir yaşam ve para istemektedir.

Ancak İsrail tarafı ilk başlarda bu mektuba pekte inanmaz. Ama bu uçakla ilgili teknik bilgilere de büyük ihtiyaç duymaktadır. Bir Mossad katsası (case officer) şöyle bir öneri atar. Önerisinde; “Eğer bu mektup doğru ve Mısırlı pilot samimi ise, önümüzdeki pazartesi istediğimiz rotayı takip etsin. Biz de onun doğru söyleyip söylemediğini test edelim. Bunu yaparsa peşinatı ödeyelim” der.

Öneri kabul görür. Çobana bu isteklerini yazdıkları bir pusula verip, karşıya yollarlar. Mısırlı pilot gerçekten de pazartesi günü, kendisine verilen rotayı takip eder. İsrail tarafı büyük bir heyecanla bunu radardan izler. İsrail tarafında artık büyük coşku tavandır.

Bir süre sonra çoban, İsrail tarafına yine gelir. Çobana ön ödeme yapılır. Ertesi gün Mısırlı pilot uçağıyla gelecek diye, hazırlıklar tamamlanır. Ama ne gelen vardır ne giden. Bir daha da karşı taraftan asla haber alınamaz. Yani Mossad dolandırılmıştır ve paralar buhar olmuştur. Operasyon ölü faaliyet olmuştur.

Mossad atlatılamaz değildir!

İsrail servisi MOSSAD, etkili bir istihbarat yapısıdır.  İnsan zekası (HUMİNT); sinyaller zekası, görüntü zekası ve ölçüm ve imza zekası gibi daha teknik zeka ile istihbarat toplama disiplinlerinde olduğu gibi kişiler arası temas yoluyla istihbarat toplama ve analiz zekası çok üstün olmasına rağmen TV dizilerinde, belgeseller ve filmlerde anlatıldığı gibi her şeye muktedir ve yöneten bir yapı asla değildir. Birçok fiyaskosu da vardır. Fiyaskolarına rağmen propaganda ve kamu diplomasisini iyi uygular.

İran'ın başta MOSSAD olmak üzere birçok gizli servisi atlatarak akla gelmeyecek operasyonlar strateji aklıyla Gazze'ye silah yardımı yapabilmesi takdire şayandır. Türk milleti olarak, Filistin'e destek vererek Kılıç Operasyonundan galip çıkmasında yardımlarını esirgemeyen İran İslam Cumhuriyeti devletini ve yöneticilerini tebrik ediyoruz.

BOP'un Türkiye ayağındakiler bu işe bozulmuşlar mıdır?

Bu olanlara tabi bozulmuşlardır. Bundan sonra ne yapacaklarını iyi takip etmek lazım. Ama bunun için önce onların kim/kimler olduğunu iyi bilip, iyi okuyup ve takibi de bırakmamak gerekir.

Peki kim bunlar !?

Dünyada Siyonist İsrail’i tanıyan ilk ülkenin Türkiye olduğunu herkes biliyor. Ama İsrail’in Türkiye’de kurulmuş olduğunu da bilmemiz gerekiyor.

Bunların güncel anlamı da şudur; Türkiye’de siyasette, ekonomide, iş dünyasında, bürokraside, diyanette, cemaat ve tarikatlarda, STK’larda, mason localarında, kısacası her alanda görünmeyen ikinci bir İsrail’in her zaman var olduğunu iyi anlamamız lazım.

İşte bu yapıya jenerik ismiyle BOP’cular diyoruz.

Yani “Büyük Ortadoğu Projesi”nin Muhibbileri diyoruz.

İşte onların önceliği İSRAİL'in bölgedeki güvenliğini sağlamaktır.

Peki Heniyye’nin Kılıcına ne oldu ?

Heniyye’nin kılıcı şimdilik kınında…

Bizimkilerin karton ve naylon kılıçlarını ise rüzgar ve yağmur aldı götürdü…

Vesselam...

Sadi ÖZGÜL