Siz şayet bir yerde yanlış yapıyorsanız, peş peşe hatalar sıralıyorsanız, çok kötü durumda olup dikkatleri başka yerlere çekmek istiyorsanız, kendinizi, birşeyleri gizlemek, saklamak zorunda hissediyorsanız, gittikçe çıkmaza giren ülkenizi toparlamak zorundaysanız, kapalı kapılar ardında, gizli, karanlık, tehlikeli, gayri insani, gayri ahlakı işler yapar, kendinizi veya ülkenizi kurtarmak uğruna bütün insanlığı tehlikeye atarsınız.
Ne mi demek istiyoruz?
ABD’nin, Rusya’yı oyuna getirerek, Ukrayna’yı Rusya’nın kucağına atması, hiçbir neden yokken, ABD Temsilciler Meclisi Başkanının Tayvan’ı ziyaret etmesi, Çin’in kışkırtılarak Asya-Pasifik’in hareketlenmesini sağlaması, Afganistan’ın göbeğinde Taliban liderlerinden Zevahir’in öldürülmesi, Irak’taki Meclis baskınının organize edilmesi, iç savaş ateşinin körüklenmesi, Suriye’nin Kuzeyinde PKK/YPG Terör Örgüt liderinin öldürülmesinde başsağlığı dilenmesi, Balkanlarda, Bosna-Sırbistan gerilimi, Ermenistan’ın Azerbaycan’a saldırması, dünyanın daha bir çok yerinde sayamayacağımız kadar olayın faili olması, ister istemez ABD gerçekte ne yapmaya çalışıyor? Sorusunu aklımıza getiriyor.
Aklımıza ilk gelen, köşeye sıkışmış olan ABD ekonomisinin olağanüstü boyutta zor durumda olması ve bu durumdan kurtulmaya çalışmanın yollarını araması. Diğer taraftan dünya liderliğini kaybetme korkusu uğruna, dünyayı ateşe vermesi ve insanların hayatları üzerine kumar oynuyor olması.
Gelelim bizi ilgilendiren boyutuna; elbette dünyanın neresinde bir olay olursa olsun bu ülkemizi dolaylı veya direk mutlaka etkiler. Ancak nasıl ki dünyanın birçok ülkesi ABD nin sinsi oyunları ile ülkelerini veya hürriyetlerini kaybetmişlerse bizimde gerekli tedbirleri almazsak Allah korusun benzeri bir duruma düşmememiz içten bile değil.
Ne mi demek istiyoruz?
Gezi eylemleri ve 15 Temmuz ile ciddi bir şekilde başlatılmaya çalışılan “iç savaş” projesi tutmamış “üst akıl” denilen güç mağlup olmuş ama vazgeçmemiştir.
Irak ile birlikte Orta Doğu da özellikle Suriye’de yakılan iç savaş ateşnin ülkemizi de sarması için yeni provakasyonlar başlatılmıştır. Cem evlerinin saldırıya uğraması, üst düzey yöneticilerinin darp edilmesi bu ateşin yakılmaya çalışılmasının göstergesidir.
Öncelikle cem evlerine ve yöneticilerine yapılan her türlü saldırıyı şiddetle, nefretle kınıyor, lanetliyorum. Hangi örgüt tarafından yapıldığı en kısa zamanda teşifre edilmeli ve sorumluları en şiddetli cezayı almaladırlar. Olay sadece cem evlerine saldırı olayı olarak algılanmamalı. Özellikle bu olayların Muharrem ayında başlatılmasının ne kadar anlamlı olduğu da gözden kaçırılmamalı. Alevi, sünni, Kürt, Türk, Abaza, Çerkez ayrımını asla kabul etmiyoruz. Bu ülkenin bütün vatandaşları et ve tırnak gibidir. Birdir tek yürektir.
Diğer taraftan ülkemizde bulunan, bir kısmı vatandaşımız, büyük bir kısmı misafirimiz olan Suriyelilere yönelik provakatif her türlü eylemlere de son derece dikkat edilmesinin gerekliliğine inanıyoruz. Sistemli bir şekilde yürütülen “Suriyeliler düşmanlığı”nın iç karışıklık çıkarmak için bilinçli bir şekilde yapıldığı unutulmamalı.
Yine bir grup, ekonomik sıkıntının kaosa ve sokak eylemlerine dönüşmesi için inanılmaz gayret içinde oldukları gözden ırak tutulmamalı.
Ve bir televizyon kanalında (tv100)canlı yayında milyonlarca insanın gözünün önünde, mafya vari bir hareketle, bir milletvekilinin(Cemal Enginyurt) bir gazeteciye(Latif Şimşek) saldırıp darp etmesi, üstelik bunu fedaisi ile birlikte sistemli, planlı bir şekilde yapması, bundan zerre kadar pişmanlık duymamasını, başka bir fitilin ateşlenmesi olarak görüyoruz.( Gazeteci arkadaşımız Latif Şimşek’e çok büyük geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.) (Maşaallah Meclisimizde yok yok. Terörist sevicilerinden, mafya liderliğine soyunanlara varıncaya kadar her tür var)
Buraya kadar, sizlerinde yakından vakıf olduğu olayların kısa bir tahlilini yaptık. “İç savaş” fitillerinin yakıldığı bir gerçek. Hem de farklı olaylarla. Seçimler yaklaştıkça bu fitillerin ateşlerinin daha da harlanacağı herkesin malumu.
O halde;
Onların tuzakları, oyunları , tezgahları varsa, bizim de vatan, devlet,millet, bayrak sevdamız var.
Dün nasıl ki kurulan bütün tuzakları başlarına geçirmişsek bugün de aynısını yapmalıyız, yapmaya da muktediriz.
Daha sıkı, sımsıkı kenetlenmeliyiz. Hiçbir şekilde oyuna gelmemeliyiz. Zaaflarımızı kullanmalarına asla izin vermemeliyiz. Hassasiyetlerimizle oynayarak bizi bu ateşin içine çekmek istediklerini unutmamalıyız. Her olayı milli mesele için de değerlendirip, bizim kim olduğumuz göstermeliyiz. Meselenin parti veya Cumhurbaşkanlığı seçimi meselesi olmadığını, ülkenin varlık ve beka meselesi olduğu gerçeğini hiçbir zaman aklımızdan çıkarmamalıyız.
İsmet Taş - İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı