Bu konuya maddi ve manevi açıdan yaklaşabiliriz. Önce manevi yönden yaklaşalım.
Manevi açıdan baktığımızda, insanın değeri vicdanı ile ölçülür. Vicdan, Tanrı’nın bizim ruhumuzdaki sesidir. Vicdan içimizdeki ahlaki yasadır. Vicdan Tanrının çocuklarına seslenmesidir.” der Stephen Covey.
Bize bahşedilmiş bir ahlakla doğuyoruz. Yer yüzündeki bütün insanlar her yaptığı işi vicdanına danışarak yapsalar ne adaletsizlik olur, ne cinayetler yaşanır, ne aç insan kalır. Ülke kalkınır. O yüzden Victor Hugo diyor ki ''Vicdan, insanın içindeki Tanrıdır.'' O halde kişinin değeri vicdanının sesini dinlemesiyle doğru orantılı olarak artar.
İnsanı değerlendirmek için ne aradığına bakmalıyız. "İnsanın değeri ne ile ölçülür bilir misin? Aradığı şeyle! İnsan neyi ararsa ona layıktır" diyor Mevlana. İnsanlara faydalı işlerin peşinden koşanların değeri her geçen gün artar.
Bir de insanı değerlendirmek için okuduğu kitaplara bakmalıyız. Herbert Spencer de diyor ki: ”Bir insanın değeri okuduğu kitaplarla belli olur.” Gerçekten iyi kitaplar okumak geçmiş yüzyılların en iyi insanlarıyla sohbet etmek gibidir. Bu sohbetlerde kişinin bilinci yükselir, bakış açısı genişler ve değeri artar.
Diğer taraftan insanı değerlendirirken egosunun emrine girip girmediğine bakabiliriz. Her zaman haklı olmak ya da haklı çıkmak isteyen hiçbir koşulda esnek düşünmeyen ve görüşlerini değiştirmeyen kimselere şişik egolu denir. Egonun tatmin edilmesi insanlar için temel bir ihtiyaçtır. Eksikliği duygularda ve fizyolojide dengesizliğe ve bozukluğa sebep olur. Kendini önemli hissetme, takdir edilme ihtiyacı, kabul edilme ve yüreklendirme ihtiyacı ve sevilme ihtiyacı karşılanmayan kişi hastalıklardan kolay kolay kurtulamaz. Abraham Maslow'un ihtiyaçlar hiyerarşisinin dördüncü seviyesi, değer verilme/saygınlık ihtiyacıdır.
Sorun bu ihtiyaçların abartılmasıdır. Vicdan içimizdeki sakin, huzurlu, küçük sestir. Ego ise, zorbadır, diktatördür, miyoptur. Hayatı kendi gündeminden yorumlar. Karşısındakinin kapasitesini düşürür. O halde kişi egonun emrine girdiği oranda kendi değerini düşürür.
Manevi açıdan bir çok insanın değeri hakkında kitaplar dolusu bilgi verebilirsiniz. Kişinin ne kadar büyük ve değerli olduğuna bir de maddi açıdan bakalım.
İnsan çok mu büyük ve önemli? Evrene bir göz gezdirelim: Evrende her şey atomlardan oluşur. Normal bir maddenin hacminin % 99.999 999 999 9999 ‘u boşluktur. Bedenimizdeki atomların içerdiği boşluğun tümünü çıkarmanın bir yolu olsaydı, tüm insan ırkı gerçekten de bir küp şekerin sahip olduğu hacme sığabilirdi. Normal bir atom çekirdeğinden 100 bin kat daha büyüktür. Bu hepimizin içinde ne kadar çok boşluk olduğunun işaretidir. Bu boşluğun tümünü çekip aldığımız takdirde, insanlığın tamamı avucumuzun içine sığacaktır (Marcus Chown, Biraz Kuantumdan Zarar Gelmez, s. 18, 70 ve 76).
Bu gerçekler ışığında düşündüğümüzde insan çok mu büyüktür? İşte yüksek bilinç yolculuğundaki bilgeler bu gerçeklerin farkındadırlar. Bu sebeple çok değerlidirler. Binlerce yıl önce ölmüş olsalar bile bugün bize öğretmenlik yapmaktadırlar.
Örnek verelim: M.S. 55 ila 135 yılları arasında yaşamış ve dünyaya köle olarak gelmiş Stoacı filozof Epiktetos’u unutuyor muyuz?
Zülfikar ÖZKAN
Punto:
Dinle