İNSAN DEĞİŞİR
Değişmek, Allah’ın âleme koyduğu değişmez yasadır.
Öğrenmek yenilenmektir, değişmektir. Tevbe de yenilenmektir. Öğrenmek aklın tevbesidir.
Değişim Allah’ın Sünnetullahıdır.
Değişmenin istikameti Hz. Nebi’nin bize ilettiği Kur’an yoludur.
Dünyadaki 18 milyon canlı türü içinde Ruh’u olan ve Ruhuyla birlikte sahip olduğu Akıl, İrade, Vicdan ve Bilinç ile hep değişen, her an değişen, sürekli değişen tek tür İnsan’dır.
İnsan bu değişiklikleri bilerek, isteyerek, yani iradeli olarak yapar.
Çünkü diğer canlıların bütün davranış özellikleri doğuştan verilmiştir, otomatiktir, bellidir.
İnsan ise davranış özelliklerini manuel olarak kendisi ayarlar. Hayatının her anında değişiklik gösterir.
İNSAN TÜRÜNÜ TANIMAK ZORDUR
Bir insanı hakkında hüküm verirken, şu 3 husus öncelikle göz önünde bulundurulmalıdır:
1. İnsanı Konuşuyorsun: İnsan doğası itibariyle değişkendir. Bu değişiklikleri yapmada, şartlara göre çok haklı da olabilir. İnsanın bütün bu değişik yüzlerini bilmek, tanımak ve anlamak gerekebilir. Onun için insan kolay anlatılamaz. Kesin hüküm verilmesi en zor varlıktır.
2. Yeterli Bilgin Var mı? O insan hakkında yeterli bilgiye sahip misin? Hayatının her anına vakıf mısın? Yaşadığı şartları ve hayat mücadelesini biliyor musun? Mesela, duygularını bilebilir misin? Çok iyi bilgi sahibi olmadan nasıl karar verebileceksin?
3. Önyargılı Olabilirsin: İnsanlar hakkında genelde bir ön yargıya sahip olunabiliyor. Bu önyargılar değişik kaynaklardan bir şekilde belleğimize kazınabiliyor. Daha sonra onlar hakkında konuşurken, bu ön yargılar bizi hep yönlendirebilir, doğrulardan ve gerçeklerden ayırabilir.
HER ŞEYİ SORGULA
Ancak bu durum onu sorgulamamıza ve eleştiri yapmamıza engel değildir.
Nitekim Kur’an, insanın aklederek sorduğu soruları ciddiye alır. Kur’an’da, “Sana Sorarlar (Yeseluneke)” diye başlayan 16 adet soru vardır. Bu sorular mümin, müşrik, Yahudi ve münafıklara aittir. Allah her soruyu ciddiye alır ve soranın dinine milliyetine bakmaksızın cevaplandırır.
Rabbimiz; “İçki ve Kumar”, “Yetimler”, “Kıyametin Zamanı” “Ruh” “Kadınların Ay Hali” “İnfak” “Neyin Helal Olduğu” “Haram Aylar” “Savaş ganimetleri” “Ayın Evreleri” “Zülkarneyn” vb. 16 soruya bizzat kendisi cevap vermiştir.
İNSAN ÇOBAN DA DEĞİLDİR, SÜRÜ DE…
Akleden insan, akıllı insanlar üzerine çoban olmaz. Akıllı insan, kendisini çobanın davarı da yaptırtmaz.
İnsan dışında hiçbir canlı “niçin” diye sormaz. Niçin sorusu akletmenin işaretidir: “Aklıma uygun değil bu” demektir. Veya “aklım yatmadı buna” demektir. Akıl bunun için vardır. Felsefe de bu işe yarar: Sorgula…
İnsan türünün Latince ismi olan H. sapiens sapiens, kendi üzerine akleden varlık demektir.
H. sapiens sapiens, aklettiğinin farkında olan insandır.
ELEŞTİRİ HAKKI SÖYLEMEKTİR
Ancak insan, eleştirilmez değildir.
Eleştiri, süpürüp atmak ve süpürüp almak değildir; eleyip seçmektir.
Eleştiri, pirinci beyaz taşından ayırmaktır.
Peygamberimize bile Kur’an’da en az 7 yerde: “Günahına af dile”, yani “özeleştiri yap” öğüdü verilmektedir.
Hz Ömer; “ Ben hata yaparsam ne yaparsınız” sorusuna, arkadaşlarından “Seni kılıcımızla düzeltiriz” cevabını aldığı için “Elhamdülillah” demiştir.
Eleştiri, değer vermektir: “Sen altınsın dostum, hatan ise kir. Bu kir sana yakışmadı. Gel beraber yıkayalım” demektir.
Eleştiremediğimiz için, maalesef gıybet ediyoruz.
Yapıcı eleştiri, adalet ve itidalli ise, o insan için “estağfurullah” demektir.
İNSAN KUSURLU VARLIKTIR
İnsan kusurlu güzeldir. İnsanın eksiği vardır, fazlası vardır.
Mükemmel olan sadece Allah’tır. Mükemmellik iddiası İblis’e mahsustur: Ben ateştenim, o ise topraktan.
Allah bizi günahsız istemiyor ki; “(Kıyamet gününde) Terazinin iyilik tarafı ağır basıyorsa, hoşnut olacağı güzellik içinde olacak (Karia 101:6-7” diyor. Yani, terazinin günah tarafının da olduğuna dikkat çekiyor.
İNSANIN ÜRETTİĞİNE BAK
İnsanı değerlendirmenin ölçüsü yaptığı üretimdir. İnsanlığa, hayra ve barışa kattığı iyilik ve güzelliklerdir.
Eğer çalışıyorsa, üretiyorsa, toplumun hayrına ve barışına işler yapıyorsa, ilk önce üretimine bakarız. Eğer kastı yoksa ve bilerek ihanet etmiyorsa, iyi taraflarını görmeye devam ederiz.
İnsan yanlış yapabilir, yanılabilir. O zaman Bakara 286’yı hatırlarız:
“Rabbimiz! Unutur ya da yanılırsak, bundan dolayı bizi cezalandırma! Rabbimiz! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır yük yükleme! Rabbimiz! Takat getiremeyeceğimiz şeylerle bizi sorumlu kılma! Günahlarımızı affet, bizi bağışla, bize merhamet et! Sen bizim Mevla’mızsın”
Rabbimiz! Bizi kusurumuz ve günahımızla kabul ediyorsun. Bize darılmıyor ve bizi terk etmiyorsun. Biz de Seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.
Hayırlar diliyorum
Ankara, 02 Mayıs 2021
Prof. Dr. Orhan Arslan