Piyasalar

Hep Aynı Nakarat

Punto:
Yakın tarihsel sürecimizde yaşadığımız dahili ve harici sorunları fırsat buldukça tefekkürle tahlil etmeye çalışıyoruz.!Bir kaç ülkenin dışında samimi ve sadık yaklaşımlarının dışında , birde konjüktürel menfaatlerimizin buluşmasından kaynaklanan içten pazarlıklı yaklaşımlara haiz ehven-i şer ülkelerin haricinde; Asırlar öncesinden başlayıp, osmanlının hasta yatağa düşmesi ile diş göstermeye başlamış ve günümüze kadar devam eden Türklüğe ve İslama kin ve düşmanlığın ne ırk, ne din, ne mezhep, ne tarih gözetilmeden hala sıcağı sıcağına devam ettiğine şahit oluyoruz. Özellikle, asırlardır devam eden bu harici kin, öfke ve düşmanlık nifaklarına karşı, yine asırlardır dahiliyede devam eden ihanet, ihmal ve inkar sürecinin aslında günümüzün tarihsel bir aynası olarak nitelendirebiliriz. Bir kaç gündür bu tefekkürle fazla değil yaklaşık 150 yıl öncesi II.Abdulhamit döneminden Osmanlı devletinin hasta yatağından kalkamayıp yıkılışına kadar ceryan eden sosyal, siyasal, ekonomik ve askeri olaylara objektif tarihsel pencereden bakan bilimsel çalışmaları okumaya çalıştım. Osmanlı Devletini hasta yatağında cerrahi müdahale ile ameliyat ile parçalamak isteyen ülkelerde aynı.. Bu batılı müttefikler ile sırf menfaatleri kesiştiği ve çatıştığı için, Hasta yatağında Osmanlıya ekonomik ve askeri ilaç ve serumlar ile tedavi etmeye çalışan ülkelerde aynı.. Osmanlı uhdesinde ki hiç bir islam coğrafyasını istila etmediği için samimi bir birliktelik sonucunda belkide yıkılışın altın vuruşuna sebep Almanya'nın günümüzdeki konumunun dışında fazlada bir ülkesel farklılık yok desek inanın. Sırf ülkesini ve milletini kurtarmak için, yıkılışın önüne geçip sosyal ve ekonomik kalkınmaya zaman kazanmak için denize düşüp yılana sarılmak zorunda kalanlardan tutun... Batılı mütagaliplerin amansızca ve hayasızca Osmanlıyı ameliyat masasına yatırıp cerrahi müdahale yaparken bile, taht ve koltuk kavgaları, entrikaları, müdahaleleri, yapılanmalarından çıkın.. Batılı mütagaliplerin ameliyatına, eşlik edip kalanı idare etmek ve sahip olmak için onların kanlı ellerini temizlemek isteyen manda ve himayecilerden tutun, Tek dişi kalmış canavar niteliğindeki medeniyetlerin savunucusu, meftunu, yalakası, goygoycusu basın ve neşriyatın sözde entellektüel kırmalarından çıkın.. Batı'ya karşı dengeci, Doğu'ya karşı İslâmcı politikalar , ülke içinde mutlakiyetçi politikalardan tutun.. İleride parlementer sistemde taçlanacak, Padişah ve hükümet, meclis arasındaki sistem, yönetim anlaşmazlıklardan, çatışmalardan ,tartışmalardan çıkın.. Tam hasta yataktan kalkıp, yeniden şahlanışa dirileceği noktada, paralel meclisler ile, askerler ile müdahale ve ayaklanmalar ile Osmanlının şah damarına inen ihanetlerden tutun.. Osmanlıyı hasta yatağına düşürmeye sebep ülkelerin yazdığı acı reçeteleri kullanmak zorunluluğundan çıkın, Dün kılıçla kovaladıklarımızın, topla, tüfekle, teknolojik güçle kapımıza dayanması karşısında kaldığımız çaresizlik, mahkumiyet ve mecburiyetten tutun..Çok da bir şey değişmemiş.. İsimler, cisimler ,rakamlar ,silüetler değişsede, vatanperverde aynı, hainde aynı, tebada aynı, halkda aynı, ülkelerde aynı, zihniyette aynı, inanç'da aynı..Basında, yayında, aydında ,entellektüelde, yazarda çizerde, bilende bilmeyende aynı.. Ve en korkuncu, aynı mukadderatı yaşamak zorunda olan dahili insanların kendi içinde yaşadığı ve yaşattığı, tartışma, yargılama, sorgulamada aynı, Ve daha ötesi.dahili ve harici ameliyatı gerçekleştirmek isteyenlerin aynı davranışları tekerrür etmesine rağmen dahili ve harici düşmanlara karşı şahsi ve siyasi menfaatini elinin tersi ile itip ülkesinin ve milletinin ali menfaatleri adına birlik ve beraberliğin sağlayamayanlarda apaynı.. Umarım bu tarihi tekerrür ve kısır döngü içerisinde ahir ve akibetimizde aynı olmaz... Şüphesiz tarih tekerrürden ibarettir, ibret alınır ise tekerrür etmeyecektir. Bu tekerrürün ve kısır döngünün çıkış yolu ile herşeye ve herkese rağmen Birlik ve Beraberliktir.