Ya kendinizi değiştirir ya da kendinizi geliştiririsiniz. Güneşi vurmayı hedeflemişsen, nişanını dosdoğru
alacak, hedefe odaklanıp tetiğe korkmadan basacaksın. Güneşi vuramasan da bir çok yıldıza değmiş
olursun.
Bir Hint masalına göre, kedi korkusundan devamlı endişe içinde yaşayan bir fare vardır. Büyücünün
biri fareye acır ve onu bir kediye dönüştürür. Fare, kedi olmaktan son derece mutlu olacağı yerde bu
kez de köpekten korkmaya başlar. Büyücü bu kez onu bir kaplana dönüştürür.
Kaplan olan fare, sevineceği yerde avcıdan korkmaya başlar. Büyücü bakar ki, ne yaparsa yapsın
farenin korkusunu yenmeye imkan yok. Onu eski haline döndürür. Ve der ki, "Sen cesaretsiz ve
korkak birisin. Sende bir farenin yüreği var. O yüzden ben sana yardım edemem."
AHİM-2024 TÜRKİYE KARNESİ
Türkiye, AİHS'i 1950'de imzaladı, 1954'te onayladı. Bireysel başvuru hakkını 1987'de tanıyan Türkiye,
AİHM'nin zorunlu yargı yetkisini 1989'dan bu yana tanıyor. AİHM kararlarının uygulanması bireysel ya
da genel önlemlerle yapılıyor. AİHS'in 46'ıncı maddesi gereği, sözleşmeye taraf olan devletler
açısından AİHM kararları bağlayıcı nitelikte. Bireysel önlemler, başvuranın hakkının ihlaline yol açan
sebepleri ortadan kaldırmayı, genel önlemler ise başvuruya konu ihlali herkes için ortadan kaldırmayı
ve böylece ihlalin devamını önlemeyi sağlayacak tedbirlerden oluşuyor. AİHM kararlarının
uygulanmasının takibi Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tarafından yapılıyor.
İNSAN HAKLARI İHLAL DOSYASINDA TÜRKİYE BİRİNCİ
AİHM 2024 istatistikleri açıklandı: En fazla başvuru Türkiye'den
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), 2024'e ilişkin istatistiklerini açıkladı. AİHM verilerine göre;
2024 yılında 47 Avrupa ülkesinden yapılan şikayet toplamı 60 bin 350 oldu.
İhlal başvurusu yapılmayan üç ülke Finlandiya, İsveç ve San Marino'dur.
Aleyhinde en fazla dava başvurusu bulunan ülke ise yüzde 35,8 ile Türkiye geliyor. AİHM'de
Türkiye'den karar bekleyen 21 bin 600 dava başvuru var. Türkiye, bu sayıyla diğer ülkelerin açık ara
önünde yer aldı.
Türkiye'yi 8 bin 150 başvuruyla Avrupa Konseyi'nden ayrılan Rusya ve 7 bin 700 dava başvurusuyla
Ukrayna izliyor.
Geri kalan 44 ülkenin başvurularının toplamı ise 22 bin 900. Türkiye 2023'te de ilk sırada yer almıştı.
Bununla birlikte, 2023'teki sayı 2024'e oranla daha yüksekti.
HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ
Anayasamız hukuk devleti olduğumuzu “Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, millî dayanışma ve
adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel
ilkelere dayanan, demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.” hükmü ile düzenlenmiştir.
Hukukun üstünlüğü özünde, vatandaşların ve onları yönetenlerin hukuka uyması gerektiği anlamına
gelir. Hukukun üstünlüğünün üç ana unsuru: yasallık, demokrasi ve insan haklarıdır. Hukukun
üstünlüğünün ilk boyutu; kanunların bir dizi şekli karakteristiğe sahip kurallardan oluşmasını şart
koşar. İkinci boyutu; kanunların nasıl meydana getirildiği ile ilgilidir. Hukukun üstünlüğü hiç şüphesiz
ki sadece demokratik bir politik sistem içerisinde tam anlamıyla hayata geçirilebilir. Üçüncü boyut ise;
hukukun içeriği ile ilgilidir. Buradaki en önemli unsur, hukukun üstünlüğü gereği “insan haklarına
saygı gösterme” zorunluluğudur.
ULUSLARAASI ANDLAŞMALARIN İÇ HUKUK YAPISI
Türkiye Cumhuriyeti adına yabancı devletlerle ve milletlerarası kuruluşlarla yapılacak andlaşmaların
onaylanması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin onaylamayı bir kanunla uygun bulmasına bağlıdır.
Ekonomik, ticari veya teknik ilişkileri düzenleyen ve süresi bir yılı aşmayan andlaşmalar, Devlet
Maliyesi bakımından bir yüklenme getirmemek, kişi hallerine ve Türklerin yabancı memleketlerdeki
mülkiyet haklarına dokunmamak şartıyla, yayımlanma ile yürürlüğe konabilir. Bu takdirde bu
andlaşmalar, yayımlarından başlayarak iki ay içinde Türkiye Büyük Millet Meclisinin bilgisine sunulur.
Milletlerarası bir andlaşmaya dayanan uygulama andlaşmaları ile kanunun verdiği yetkiye dayanılarak
yapılan ekonomik, ticari, teknik veya idari andlaşmaların Türkiye Büyük Millet Meclisince uygun
bulunması zorunluğu yoktur; ancak, bu fıkraya göre yapılan ekonomik, ticari veya özel kişilerin
haklarını ilgilendiren andlaşmalar, yayımlanmadan yürürlüğe konulamaz.
Türk kanunlarına değişiklik getiren her türlü andlaşmaların yapılmasında birinci fıkra hükmü
uygulanır.
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası andlaşmalar kanun hükmündedir. Bunlar hakkında
Anayasaya aykırılık iddiası ile Anayasa Mahkemesine başvurulamaz. Usulüne göre yürürlüğe
konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası andlaşmalarla kanunların aynı konuda farklı
hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası andlaşma hükümleri esas
alınır.