Sömürgecilik, bir devletin başka bir devletin zenginliklerini ele geçirmesi, pazarlarına el koyarak o ülkenin kaynaklarını kendi ülkesine aktarması olarak, tarif edilir.
Klasik sömürgecilik böyleydi.
Bugün çok farklı şekillerde tezahür ediyor. Artık sömürgeci devletler asker göndererek veya güç kullanarak ülkeleri sömürgeleştirmiyorlar. Önce eğitimi yozlaştırarak, kendine güvenini kaybetmiş nesiller yetiştiriyorlar. Ayakta kalmak için mutlaka bir dış gücün kılavuzluğunun, öğretmenliğinin gerekliliğine inandırılıyorlar. Okullar, şahsiyetli nesiller yetiştirmiyor. Eğitim, öğrencinin merak ve tecessüsünü kışkırtmak yerine onu konserve bilgilere yönlendirerek uyuşturuyor.
Son yıllarda büyük gürültü ile açılan üniversitelere bakın, bunların çoğu apartman veya gecekondu üniversitesi. Eğitim kaliteleri iyi bir lise seviyesinde bile değil. Bir çoğunda yeterli öğretim elemanı yok. Türkiye'de sınav kazanamayanlar şayet ekonomik durumları müsaitse Balkan'larda bir üniversiteye kapağı atıp, bir yıl sonra özel bir üniversiteye yatay geçiş yapabiliyor. Ağacı tanımayan ziraatçı, statik hesabı yapamayan mühendis,dilekçe yazamayan avukat böyle yetişiyor. Bilineni tekrardan öteye gitmeyen bir eğitim sistemi bilgi üretmez, üretemeyince de üretenlere muhtaç olur. Bilgi çağında milletler artık bilgi üstünlüğü ile sömürülüyor.
Sömürgeleştirme kendini sadece eğitimde göstermez. Bir ülkenin varlıklarının ucuzlatılması, değersizleştirilmesi, ele geçirilmesinin kolaylaştırılması da sömürgeciliğin bir başka şeklidir.Fiyatı düşen her şey parası olanlara yem olur, fabrikalar, bankalar,şirketler yok pahasına el değiştirir.Vatandaş kendi ülkesinde yeni sömürgeciliğin marabası haline gelir. Milli paranın değerinin düşürülerek yabancı paranın değerlileşmesi varlıkların devrini kolaylaştırır.Yılların birikimleri sömürgeleştirme ekonomisi yüzünden bir bir kaybedilir, milletin olan başkalarının olur.
Şu örnekler, bin bir emekle kazanılan milli servetin nasıl kayıp gittiğini göstermeye kafidir. Telekom daha önce Lübnanlı Hariri ailesine satıldı. Hariri Telekom'u soyup soğana çevirdikten sonra milyar dolarlarla kaçıp gitti. Garanti Bank'ın %49,85 hissesi İspanyol kökenli Banco Bilbao Vizcaya Argentaria'ya satıldı.Aynı firma kalan hisseleri de almak için gün sayıyor. Finansbank, 2006'da Yunanlılara, 2016'da Katarlılara satıldı.İNG Bank Hollanda menşeli bir finans grubuna ait. Daha önce OYAK Bank ismiyle faaliyet gösteriyordu. Tank Palet fabrikasının işletmesi Katarlılar'a devredildi. Banvit, Yörsan,ABC kimya,MNG kargo, Mutlu Akü, Polisan ve Baymak gibi bir çok firma son yıllarda el değiştirdi.TL yabancı para karşısında değer kaybettikçe Türk şirketleri yabancı para karşısında ucuzladı. Bugün artık bu firmaların karları Türk insanının cebine değil, yeni sahiplerinin ülkelerine gidiyor.
Sömürgeciler de yıllar önce böyle yapıyorlardı. Eskiden güç kullanarak soydukları ülkeleri şimdi kifayetsiz yönetimlerin yarattığı krizleri kullanarak soyuyorlar.Onun için bir ülkenin parasının ucuzlaması demek yeni sömürgeciliğe kapılarının açılması demektir. Dövize ihtiyaç duyan ekonomisi zayıf ülkelerin kullandığı bu yol, getirdiğinden fazlasını götürmekte, geriye büyük bir yıkım ve bırakmaktadır. Nas'la makyajlanan düşük faiz politikası da böyle bir politikadır ve iktidarda kalma uğruna yeni sömürgeciliğe davetiyedir.