İnsanlar hayat yolculuğunda kimi zaman bir durak arar, kimi zaman da bir rehber. Bu
rehber, bazen bir kitap, bazen bir fikir, bazen de yaşayan bir şahsiyet olur. Abdülaziz
Bayındır Hoca, işte böyle bir rehberdir; bilgeliği, samimiyeti ve çalışkanlığıyla pek çok
kişiye ışık tutmuş bir güzel insandır.
Onun adı anıldığında, akla ilk gelen şey, dinî meselelerdeki berrak düşüncesi ve
İslam’ı sade, anlaşılır bir şekilde anlatma çabasıdır. O, bilgiyi bir hazine gibi saklamak
yerine, herkesin faydalanabileceği bir miras haline getirmek için mücadele etmiştir.
Yalnızca teorik bir âlim değil, aynı zamanda yaşantısıyla örnek bir insandır. İman ve
akıl arasında sağlam bir köprü kurarak, dinî meseleleri modern dünyanın
gerçekleriyle uyumlu bir şekilde ele almıştır.
Abdülaziz Hoca’nın öğretileri, bilgiyle donatılmış bir insanın, vicdanını ve aklını rehber
edinerek nasıl bir denge içinde yaşayabileceğini göstermiştir. Onun konuşmalarında,
insanı saran bir samimiyet vardır. Süslü sözlerden ve karmaşık ifadelerden uzak
durur; çünkü onun amacı insanları etkilemek değil, onlara fayda sağlamaktır.
Hayatını İslam’ın temel prensiplerini doğru bir şekilde anlatmaya adayan Hoca,
tartışmalı konularda da cesur bir duruş sergiler. Gerek Kur’an-ı Kerim’e olan vurgusu
gerekse hadisleri anlama konusundaki hassasiyeti, onun ne kadar titiz bir ilim adamı
olduğunu gösterir. O, sadece eleştiren değil, çözüm sunan bir âlimdir.
Ancak Abdülaziz Hoca’yı sadece ilmî yönüyle anmak, onu eksik tanımak olur. Onun
yüreği, insan sevgisiyle doludur. Toplumun her kesimine hitap eden bir anlayışa
sahiptir. Kendisine yöneltilen sorulara sabırla cevap verir, eleştirilere yapıcı bir şekilde
yaklaşır. İnsanların kalbine dokunan bu tavrı, onu bir hoca olmanın ötesine taşır; onu
bir dost, bir ağabey yapar.
Bu dünyada güzel insanlar azdır; çünkü güzellik, yalnızca surette değil, özde
aranmalıdır. Abdülaziz Bayındır Hoca, özünde güzel olan insanlardan biridir. İlmiyle,
tevazusuyla, gayretiyle ve samimiyetiyle bizlere şunu öğretir: Gerçek bilgelik, insanın
hem aklına hem de kalbine hitap edebilmektir.
Onun gibi bir rehberle aynı çağda yaşamış olmak, büyük bir nimettir. Hoca’nın izinden
yürüyen herkes, bilgiyi aydınlık bir meşale gibi elden ele taşıyacak ve onun mirasını
geleceğe aktarmaya devam edecektir. Bu deneme, ona duyduğumuz sevginin ve
hayranlığın küçük bir nişanesi olsun.