Piyasalar

GÜNAH KEÇİSİ TEORİSİNİ FETÖ VAKASI İLE İZAH ETMEK

Punto:

Günah keçisi ilan etme, mağduriyet hisseden kişilerin intikamlarını başka bir masum kişiden aldıkları sosyal bir olguyu ifade etmektedir. Sosyal psikolojiye göre günah keçiliği, öfkenin gerçek kaynağının cezalandırılması engellendiğinde ve insanlar saldırganlıklarını diğer bireylere kaydırdığında ortaya çıkan eylemin adıdır. İnsanların, saldırganlıklarını savunmasız ve olumsuz bir şekilde tanımlı azınlık gruplarına yöneltebildiklerinde günah keçiliği yapmaya daha yatkın oldukları sıklıkla öne sürülmektedir. Savunmasız gruplara karşı günah keçisi ilan etmenin linç, pogrom ve hatta soykırım gibi şiddet patlamalarına yol açtığı düşünülmektedir. 

Günah Keçisi Teorisi, insanların veya grupların, özellikle kendilerini hüsrana uğramış, güçsüz veya endişeli hissettiklerinde, sorunlarının suçunu bir başkasının üzerine atma eğilimini ifade eder. Bu teoride, bir kişi veya grup sembolik olarak günah keçisine dönüştürülür ve haksız bir şekilde başkalarının hatalarının, yanlışlarının veya eksikliklerinin sorumluluğunu üstlenir.

Bu kavram, gerçek bir keçinin (adı da buradan gelmektedir) sembolik olarak topluluğun günahlarıyla yüklendiği ve daha sonra insanları yanlışlarından arındırmak için gönderildiği veya kurban edildiği eski günah keçisi ritüelinden kaynaklanmaktadır.

“Günah keçisi” terimi İncil kökenlidir ve İbranice İncil'in Levililer Kitabı'nda (16:8-10) anlatılan eski bir Yahudi ritüelinden gelmektedir. Kefaret Günü (Yom Kippur) ritüelinde iki keçi seçilirdi:

Keçilerden biri günah sunusu olarak kurban edilirdi.

Günah keçisi olarak bilinen ikinci keçinin üzerine baş kâhin tarafından sembolik olarak halkın günahları yüklenirdi. Bu keçi daha sonra halkın günahlarını taşıyarak çöle gönderilirdi.

Bu ritüel, modern dilde “günah keçisi” teriminin mecazi olarak kullanılmasına yol açmıştır; bu terim, başkalarının yanlışları veya sorunları için haksız yere suçlanan herhangi bir kişi veya grubu ifade eder.

Modern psikoloji ve sosyolojide Günah Keçisi Teorisi, bireylerin ve grupların hayal kırıklığı, stres veya başarısızlıkla nasıl başa çıktıklarını açıklamaya yardımcı olur. Ekonomik krizler, savaş, siyasi istikrarsızlık veya sosyal huzursuzluk gibi sorunlar ortaya çıktığında, insanlar bu zorluklarla başa çıkmak için bir “ötekini” (bir grubu veya kişiyi) suçlama eğilimindedir. Bu, içsel hayal kırıklıklarını dışa yansıtarak psikolojik bir rahatlama sağlar.

Teori, grupların azınlıkları, savunmasız bireyleri veya yabancıları suçlamak için kolay hedefler olarak görüldükleri için nasıl hedef aldıklarını açıklar. Günah keçisi ilan etme çeşitli amaçlara hizmet eder. Bu amaçlar:

  • Baskın grup ya da toplum, başkasını suçlayarak kendi sorumluluğuyla ya da gerçek sorunun karmaşıklığıyla yüzleşmekten kaçınmak.
  • Ortak bir düşmanı suçlamak, sorunlu bir gruba öfkeleri için bir odak noktası vererek onları bir araya getirmek.
  • Gücü elinde bulunduranların, dikkatleri kendi başarısızlıklarından başka yöne çekmek ve çoğunluk grubu üzerindeki kontrollerini pekiştirmek için günah keçisi ilan etmeleri.

Tarihte bir çok “günah keçisi” hadisesine örnek vardır. Günah keçisi ilan etme, tarih boyunca ve pek çok farklı bağlamda gerçekleşmiştir. Mesela Ortaçağ Avrupa'sında Kara Ölüm, mali krizler ve diğer toplumsal sorunlar da dahil olmak üzere çeşitli sosyal sorunlar nedeniyle Yahudiler sıklıkla günah keçisi ilan edilmiştir. Bu durum, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki Holokost gibi aşırı vakalarla doruğa ulaşmıştır. Benzer şekilde, günah keçisi teorisi, bir bireyin bazı başarısızlıkların suçunu kabul etmek yerine, başarısızlığın sorumluluğunu savunmasız bir gruba aktardığını öne sürer. Yirminci yüzyılın en trajik örneğinde, Adolf Hitler 1930'larda Yahudileri Almanya'nın tüm sosyal ve ekonomik sorunları için günah keçisi olarak kullanmıştır. Bu önerme, İkinci Dünya Savaşı öncesi Almanya'sında Yahudi yaşamını kısıtlayan yasaların kabul edilmesine yol açmış ve sonunda Avrupa'daki Yahudilerin toplu imhasına kadar varmıştır. Örneğin, bir çok toplumda Yahudilerin/siyonistlerin günah keçisi ilan edilmesi devam etmektedir. Amerika Birleşik Devletleri'nde, 2009'da yapılan ulusal bir ankette, her dört kişiden birinin mali krizden 'Yahudileri' sorumlu tuttuğunu göstermiştir. Anti-Semitizm - Yahudi karşıtı önyargı ve ayrımcılık - çok gerçek bir olgu olmaya devam etmektedir (Malhotra ve Margalit, 2009). Günah keçisi teorisi önyargının neden var olduğuna dair bir algı oluşturur ancak bunu tam olarak açıklayamaz. 

Modern politikada günah keçisi, kriz anlarında sorumluluk yitiminin paravanı haline gelerek, hakikatin açığa çıkmasını ve gerçek sorumluların bulunmasını güçleştiren bir kurtuluş imgesine dönüşmektedir. Günümüzde günah keçisi motifi politik aktörler tarafından düşmanlaştırma stratejisine dönüşmüştür.

Yine Avrupa’da kıtlık veya hastalık salgınları gibi sosyal huzursuzluk veya kriz dönemlerinde kadınlar (genellikle yaşlı veya marjinalleştirilmiş olanlar) günah keçisi ilan edilmiş ve cadılıkla suçlanmıştır. Çeşitli ülkelerde, ekonomik gerileme veya iş sıkıntısı, altta yatan daha karmaşık ekonomik faktörlere rağmen, işsizliğin veya ücret düşüşlerinin nedeni olarak göçmenler günah keçisi ilan edilmişlerdir. Modern zamanlarda günah keçisi ilan etme siyasi, sosyal ve ekonomik bağlamlarda hala oldukça yaygındır. Politikacılar, toplumsal sorunları göçmenler, zengin elitler ya da muhalif siyasi partiler gibi belirli bir gruba yükleyerek destek kazanmak için günah keçisi ilan etme stratejisini sıklıkla kullanmaktadır. Sosyal medya, yanlış bilgi yayarak veya belirli grupların suçlanmak üzere hedef alındığı yankı odaları yaratarak günah keçiliğini güçlendirebilir. Ya da özellikle hiyerarşide alt sıralarda yer alıyorsa, bir kişinin haksız yere bir ekibin başarısızlığından sorumlu tutulabileceği işyerlerinde daha küçük ölçekte de günah keçisi ilan etme gerçekleşebilir.

Psikolojik bir perspektiften bakıldığında, günah keçiliği birkaç teori ile açıklanabilir. Günah keçisi teorisi, insanların hayal kırıklığına uğradıklarında veya hedeflerine ulaşmalarının engellendiğini hissettiklerinde, öfkelerini başkalarına yöneltme eğiliminde olduklarını öne sürer. Günah keçiliği bu saldırganlık için bir çıkış yolu sağlar. Ya da insanlar bir savunma mekanizması olarak kendi istenmeyen özelliklerini veya duygularını başkalarına yansıtabilirler. Bu, bu özellikleri başkasına atayarak kendi kusurlarını inkâr etmelerini sağlar. İnsanlar doğal olarak insanları “grup içi” (biz) ve “grup dışı” (onlar) olarak ayırma eğilimindedir. Günah keçisi ilan etme genellikle dış grup üyelerini hedef alır ve iç grubun üstünlük duygusunu pekiştirir.

Sosyologlar günah keçisi teorisini, özellikle kriz dönemlerinde toplumsal gerilimlerin azınlık gruplarının marjinalleşmesine veya zulme uğramasına nasıl yol açtığını açıklamak için kullanırlar. Günah keçisi ilan etme, baskın sosyal grupların gücünü korumasının ve dikkati yapısal eşitsizlik veya yolsuzluk gibi sosyal sorunların gerçek nedenlerinden saptırmasının bir yolu olarak hizmet edebilir.

Sadece gözlem yaparak günah keçisi davranışını net bir şekilde tespit etmek zordur. Gerçek hayattaki çoğu durumda zararın kimden kaynaklandığı konusunda bir belirsizlik vardır. Baskın grubun üyeleri, talihsizliklerin sorumluluğunu azınlık gruplarının eylemlerine (aşırı) yükledikleri için azınlık gruplarından masum bireyleri cezalandırabilir. Günah keçisi teorisi, önyargılı insanların, bir toplumun, bir grubun/cemaatin/örgütün kurbanları olduklarına inandıklarını söyler. Günah keçisi ilan edilenler de kendilerinin istismar edildiğini iddia eder. 

Günah keçisi teorisi, sosyal bilimlerde toplulukların veya grupların yaşadığı sorunlar, krizler veya olumsuz durumlar karşısında suçun veya sorumluluğun haksız bir şekilde bir birey ya da gruba yüklenmesini açıklar. Bu bağlamda, özellikle güçlü olmayan veya savunmasız görülen gruplar ya da bireyler günah keçisi olarak seçilebilir ve haksız bir şekilde eleştirilir ya da cezalandırılır.

Örneğin FETÖ örgütünün güçlü olduğu dönemlerde, grup çıkarlarının önünde engel gördükleri her birey ve grubu yoldan kaldırmak için kendi kurguladıkları düzmece oyunlarla suçlayarak yok etmişlerdir. Günah keçisi ilan ederek bir çok bireyin yaşamını güçleştiren yıldırmalar ile kamusal alanda geniş bir nüfuz alanına sahip olmuşlardır. Ancak daha sonraları bazıları, FETÖ örgütünün işlediği suçlarla açığa çıkması ve kamusal alandan çıkarılması neticesinde kurumsal ve bireysel bazda güç devşirmek ve kendine alan açmak için engel gördüklerini FETÖCÜ olarak suçlamaları da başka bir günah keçisi örneğidir. Tereddütsüz bir şekilde FETÖ’nün işlediği suçlarla ilgili geniş bir kabul varken, bazı durumlarda FETÖ'ye atfedilen suçlar, günah keçisi teorisinin işleyişini anlamak açısından ilginç bir tartışma zeminidir. Bu örgütün gerçekleştirdiği somut suçlar ve işlediği iddia edilen, ancak gerçekliği tartışmalı olan suçlar arasında ayrım yapmak önemlidir.

FETÖ, özellikle 15 Temmuz 2016'daki başarısız darbe girişimiyle bağlantılı olarak terörist bir örgüt olarak tanımlanmış ve birçok suça karışmıştır. FETÖ, Türkiye devletinin kritik kurumlarına sızarak yargı, emniyet, askeriye ve eğitim gibi alanlarda örgütlenmiştir. Bu yapılanma, örgütün çeşitli çıkarlar doğrultusunda devlet içinde güç kullanmasını sağlamıştır. 2013'te başlayan yolsuzluk operasyonları ve ardından gelen yargı skandalları, FETÖ'nün yargıdaki yapılanmasının devlet içindeki gücünü kötüye kullandığına işaret etmektedir. Nihai olarak 15 Temmuz darbe girişimi ile amacı ve yapısı ile deşifre olmuştur. Bu darbe girişimi, FETÖ’nün devlete karşı doğrudan silahlı bir saldırıda bulunduğunu ortaya koydu. Yüzlerce kişinin ölümüne ve binlerce kişinin yaralanmasına neden olan bu girişim, örgütün en ciddi suçlarından biri olarak tarihteki yerini aldı.

FETÖ’nün işlediği bu somut suçların yanı sıra, sonraları Türkiye'de birçok olay FETÖ'ye atfedilmiş ya da örgütle ilişkilendirilmiş izlenimi oluşmaktadır. Ancak bu olayların bazıları, gerçeklik payı bulunmadan bu örgüte yıkılmış da olabilir. İşte burada yine günah keçisi teorisi devreye girmiştir. Bazı olaylarda, FETÖ ile hiç ilgisi olmayan kişiler veya olaylar bu örgütle ilişkilendirilerek suçlanmıştır. Örneğin, ekonomik krizler, bazı siyasi skandallar ya da bireysel suçlar gibi farklı alanlardaki sorunlar, kimi zaman örgüte mal edilerek toplumsal tepkilerin yönlendirildiği algısı yaratılmıştır.

Özellikle siyasi çatışmalar ve devlet içi dengeler değiştiğinde, muhalif grupların veya farklı çıkar odaklarının FETÖ'cü olarak etiketlenmesi sıkça gündeme gelmiştir. Bu tür durumlarda, günah keçisi teorisiyle bireyler ya da gruplar haksız yere suçlanarak hedef haline getirilmiş ve bu konuda karar vericilerin baskı altına alınmasına neden olunmuş ve yargı süreçleri maniple edilmiştir.

Günah keçisi teorisi, bir toplumsal grubun ya da ülkenin karşılaştığı sorunların kaynağını dışsallaştırarak çözüm üretme çabasını anlatır. Türkiye’de FETÖ, 15 Temmuz sonrasında bir günah keçisi olarak konumlandırıldı. Örgütün işlediği somut suçlar bir tarafa, pek çok sosyal ve siyasi kriz FETÖ ile bağlantılı hale getirildi. Bu yaklaşım, toplumu bir ortak düşman etrafında birleştirmek ve karmaşık iç sorunları daha basit bir çerçeveye oturtmak için kullanılmış olabilir. Günah keçisi yaratılarak toplumsal birlik sağlanmaya çalışmış olabilir. FETÖ’nün düşmanlaştırılması, toplumun farklı kesimlerinin birleşmesini teşvik etmiş olabilir. Siyasi partiler veya gruplar, kendi başarısızlıklarını veya yanlışlarını örtbas etmek için FETÖ’yü suçlayarak siyasi avantaj sağlamaya çalışmış olabilirler.

Nihayetinde, Günah keçisi teorisi bağlamında FETÖ'nün durumu incelendiğinde, örgütün işlediği somut suçlar açık ve nettir. Ancak her krizin, her sorunun FETÖ’ye atfedilmesi, günah keçisi teorisinin bir yansıması olarak görülebilir. Bu durumda, FETÖ gerçekten işlediği suçl arla yüzleşirken, aynı zamanda bazı durumlarda, kurumsal ve bireysel başarısızlıkların veya suçların da FETÖ ile ilişkilendirilmiş olması muhtemeldir. FETÖ sonrası oluşan muhtemel gayri meşru güç boşluklarının şeytanlaştırılan FETÖ üzerinden yeni yapılar oluşturmasına karşı dikkatli olunmalı, iktidar sahiplerinin ve devlet yöneticilerinin meşru olmayan gizli güç odaklarının manipülasyonlarına karşı dikkatli olmalıdır. Varlığı dönemindeki kendi öz tehlikesi ve tehdidi kadar kendisiyle mücadele sürecinde de onun yarattığı boşluğu kullanarak güç kazanan kötü niyetli güç odaklarının tehdidiyle form değiştirmiş FETÖ türü yapıların engellenmesi için günah keçisi sendromunun dikkate alınması elzemdir.

Sonuç olarak Günah Keçisi Teorisi, insanların veya grupların sorunları için neden bazen haksız yere başkalarını suçladıklarını anlamak için güçlü bir araçtır. Kökleri çok eskilere, dini ritüellere dayanmakla birlikte, küresel siyasetten yerel sosyal dinamiklere kadar günümüzde de geçerliliğini korumaktadır. Bu teoriyi anlamak, günah keçisi ilan etmenin ne zaman gerçekleştiğini fark etmeye yardımcı olarak haksız suçlamalara karşı çıkmayı ve sorunların gerçek nedenlerini ele almaya odaklanmayı mümkün kılar.