İsmet TAŞ
Punto:
Dinle
Bir tartışmadır aldı başını gidiyor! 2018 yılında dört parti bir araya gelmiş gariplik ve tuhaflıklarla dolu bir anayasa taslağı üzerinde çalışmalar yapmışlar. İşin daha tuhaf tarafı herkes neden HDP, niye böyle bir ihanet anayasası çalışması yapıldı yerine, neden şu parti ile HDP aynı masada bu çalışmaya katıldı iddiası gündemi meşgul eder oldu. Tam da güler misin ağlar mısın cinsinden!
Tek tek sorgulayalım o zaman!
Bütün partiler HDP'yi PKK'nın siyasal uzantısı, PKK=HDP derler, HDP tü kaka ilan edilir ama hiçbir zamanda HDP'den vazgeçemezler. Her seçimde mutlaka HDP seçmenine yönelik çalışmalar yapılır, HDP ve seçmeni yere göğe sığdırılmaz!
Herkes HDP'yi vatan haini ilan eder ama kapalı kapılar ardında ittifak yapmaktan geri durmazlar.
HDP ile fotoğraf bile verilmek istemezler ama HDP'nin söylemlerini tek tek uygulamaktan da vazgeçmezler.
Bunları çoğaltabiliriz ama asıl söylenmesi, sorulması yüksek sesle ifade edilmesi gereken, HDP, PKK'nın siyasi koludur, PKK eşittir HDP'dir doğrudur. Peki, böyle bir HDP bu altı milyon oyu nasıl ve kimlerden alarak sürekli kilit parti konumunda?”
HDP dolayısı ile PKK, ülkemizin Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde ağırlıklı olarak oy almıyor mu? Peki, o zaman HDP, Kürt vatandaşlarımızın partisi midir?
Sorumuzu daha net soralım! HDP=PKK ise, Kürt vatandaşlarımız nasıl olurda Kürt vatandaşlarımızın katili olan, onlara her türlü caniliği alçaklığı yapan, vahşeti yaşatan PKK'yı dolayısı ile partisi HDP'yi nasıl desteklerler!?
Polis Akademisi’nin bir süre önce yayınladığı, “İnsanlığa ve demokrasiye tehdit: PKK örneği” raporunda sivillere yönelik saldırılardan bazıları şöyle anlatılmıştı:
“Kılıçkaya Köyü Milan Mezrası Katliamı (19-20 Ağustos 1987): Birisi 3 günlük, diğeri 6 günlük 14 çocuk ve 11 yetişkin katledilmiştir.
Taşköyü Behmenin Mezrası Katliamı (9 Mayıs 1988): 8’i çocuk, 2’si kadın 11 kişi katledilmiştir.
Başbağlar Katliamı (5 Temmuz 1993): 28’i kurşuna dizilerek ve 5’i diri diri ateşe verilerek toplam 33 kişi katledilmiştir.
Yolalan Katliamı (25 Ekim 1993): 1 çocuk ve 4 öğretmen katledilmiştir.
Savur Katliamı (21 Ocak 1994): 11’i çocuk 21 kişi katledilmiştir.
Hamzalı Katliamı (01 Ocak 1995): Çoğu çocuk ve kadın 20 kişi katledilmiştir.
Diyarbakır-Yenişehir bombalı saldırısı (3 Ocak 2008): 6’sı öğrenci 7 kişi katledilmiştir.
Ankara Merasim Sokak saldırısı (17 Şubat 2016): 29 kişi katledildi, 87 kişi yaralandı.
Ankara Güvenpark saldırısı (13 Mart 2016): 36 kişi katledildi, 349 kişi yaralandı.
İzmir Bayraklı Adliyesi bombalı araç saldırısı (05 Ocak 2017): 1 sivil katledilmiş ve 12 sivil yaralanmıştır.
Batman-Kozluk Saldırısı (09 Haziran 2017): 1 öğretmen (Aybüke Yalçın) katledilmiştir.
Tunceli-Pülümür karayolunda PKK’lı teröristlerce aracı yakıldıktan sonra kaçırılan (16 Haziran 2017) öğretmen Necmettin Yılmaz katledilmiştir.”
Evet, bunlar PKK nın sivil katliamlarından bazıları. Binlerce sivil vatandaşımızın ve binlerce güvenlik güçleri evlatlarımızın katili PKK… Görüldüğü gibi bunların çok büyük bir çoğunluğu Kürt vatandaşımız.
Bunların yanı sıra PKK bölgede, baraj, yol, su, elektrik, fabrika, okul, hastane gibi olmazsa olmaz acil ihtiyaçların yapılmasını da saldırıları ile engellemeye çalışmış, buralarda çalışın Kürt vatandaşlarımızı katletmişlerdir.
Sorumuzu tekrar edelim, bütün bu gerçeklere rağmen Kürt vatandaşlarımız hala neden Kandilden emir alan HDP yi desteklemektedirler? Doğrudur, PKK, Kürt vatandaşlarımıza yani haklarını savunduğunu iddia ettiği insanımıza her türlü tehdit, şantaj ve eylem ile göz dağ vermektedir.
Kürt vatandaşlarımızın çocukları dağ kaçırılır, devlete karşı silahlı mücadele yaptırırlar, “Diyarbakır Anneleri” HDP ye dolayısı ile PKK ya “çocuğumu geri ver” çağrıları ve yürüyüşleri yaparlar.
Bütün bunlara rağmen HDP hala bu ülkede kilit parti konumundadır. NEDEN?
Bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de Siyasi Partiler Kanununa göre HDP ye milyonlarca lira hazineden para yardımı yapılmaktadır. HDP'nin aldığı bu paraların çok büyük bir kısmının PKK ya verdiği düşünülmektedir. Çünkü PKK, HDP yi siyasi rantın dışında ekonomik rant olarak da görmektedir. Birçok HDP li belediyeye PKK ya yardım, yataklık ve desteğinden dolayı kayyum atanmadı mı?
Görüldüğü gibi hangi partinin HDP ile nasıl ve niye işbirliği yaptığı değil, HDP gibi bir parti nasıl olurda yasalardan güç alarak varlığını devam ettirir? Asıl sorgulanması gereken bu…
Merakımı bağışlayın! Gizli saklı olmayan bütün bu bilinenleri hangi parti yüksek sesle dile getirip yüce Meclisimizde gereğinin yapılması için bir Kanun teklifi verdi?
O zaman biz sesimizi yükseltebildiğimiz kadar yükseltip çağrımızı tekrarlayalım;
Vatan hainliği tescillenmiş(dünyada olduğu gibi bizde de) hiçbir parti, vakıf, sendika, dernek, federasyon ve konfederasyonun bu ülkede asla faaliyetine izin verilmemeli,
Hangi nedenden dolayı olursa olsun, bir kuruş dahi bu kuruluşlara yardım yapılmamalı, acilen bu konuda yasal bir düzenleme hayata geçirilmeli.
Seçim Kanunu acilen günün şartlarına göre tekrar gözden geçirilip, teröre, teröriste, deste veren, yardım ve yataklık eden, sözlü veya yazılı propagandasını yapan her kim olursa olsun kesinlikle seçilme sokulmayacak şekilde düzenlenmeli bütün kamu hizmetlerinden men edilmeli.
Devlet, ülkenin her karış toprağında varlığını hissettirmeli, halkının yanında olduğunu göstermeli, vatandaşının tam güvenini hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tesis etmelidir.
Ve ey halkımız siz, teröre bulaşmış, terörist sevicilerine, terörün uzantıları ile işbirliği yapanlara, onlardan destek alanlara, destek verenlere, gereken dersi demokratik usullerle vermediğiniz müddetçe, daha çok insanımız katliamlara maruz kalır, daha çok gencecik fidanlarımızı toprağa veririz.
Dost, düşman bilmelidir ki, bu ülkede, Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkeş’i, Abaza’sı ve diğer bütün renkleri ile kardeştir. Bu kardeşliği bozanlar, bozmak isteyenler, kalleştir, haindir, alçaktır…
Diyarbakır Anneleri pankart ve sloganları ile her şeyi ne güzel özetliyorlar…
İsmet TAŞ – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı