Ömür ÇELİKDÖNMEZ
Punto:
Dinle
Kerameti Kraliçeden menkul yeni yetme siyasal İslamcıların beğenmedikleri Türk Dışişlerindeki Monşerler (!) Türkiye’yi zor dönemlerde her türlü küresel şer odaklarının musibet şimşeklerinden sarfınazar etmeyi başarabilmişlerdi.
Atlantikçi, NATO mermer kafalı, Neo Osmanlıcı kadroların Türkiye’yi getirdikleri durum ortada. Allah sonumuzu hayr eylesin.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin Gara operasyonu şimdilik bitti ama tartışmalar sürüyor. Hükümetin alelacele muhalefet parti liderlerini ve TBMM'yi bilgilendirme gayreti, bazı şeylerin yolunda gitmediğini göstermesi açısından önemli bir parametre.
HDPnin günah keçisi (bızın) ilan edilmesi, iktidarın hedef tahtasına oturtulması, kapatılması çağrılarının ayyuka çıkması, adı geçen parti tabanının TBMM dışına itilmesi terör sorununu çözer mi bilemiyorum?
Sadece patinaj yaptırmakla kalmaz değil mi?
Açık söyleyeyim, iktidarın Kürt Silahlı propaganda harekatının sivil versiyonuna yönelik suçlamalarında takındığı tavrı samimi bulmuyorum.
Ha Marksist Leninist Maocu Kürtçülük ha TC ve Atatürk düşmanı İslamcı Kürtçülük. Al birini vur öbürüne.
Nasıl olsa oluklar çift birinden nur akar diğerinden kir, ikisi de aynı yalağa dökülür.
Çözüm sürecinde Kandilden gelen terörist grupları davul zurna ile karşılayanlar, Şivan Perver ile düet yapanlar, şimdi kalkmış kuru hamasete salya sümük tükürük karıştırarak şehitlerin intikamından söz ediyorlarsa, burada bir bit yeniği vardır diye düşünenlere ne diyebilirim?
Rehinelerin hepsi ölmedi bazıları yaşıyor olabilir mi?
Bir yazımda, Delinin birinden nakille “PKK'nın bir çok ismi Kuzey Irak'ı terki diyar edeli çok oldu. Hatta Murat Karayılan'ı Ankara'da aramak lazım. Yeni açılımı konuşmak için getirdiler, geliş o geliş!..” söylentisini aktarmış, yok daha neler? Birileri, aklımızla dalga geçiyor ama kim? sorusunu yöneltmiştim.
Bazı rehinelerin operasyon esnasında öldürülmediği, yaşıyor olabileceği iddiası da belki bazılarına deli saçması gelebilir.
Gara Harekatına katılan birlikleri, Millî Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın operasyon öncesi ve sonrası basın açıklamasından belirleyen müstafi Kara Harp Okulu talebesi Salih Zeki Tombak, yoğun hava saldırısını takiben helikopterlerle indirme / sızma harekatının başladığını, Özel kuvvetler, MAK (Muharebe, Arama, Kurtarma) ve bomba imha yeteneği yüksek SAT (Su altı taarruz) timlerinin indirildiğini ifade ediyor.
Ana akım medyanın 13 kişinin harekat esnasında hayatını kaybettiği iddiasını, iktidarın propaganda kampanyasının merkezine koyduğunu söylüyor.
Ancak resmi kaynakların ifade ettiği mağarada rehin tutulan 13 kişinin yakın mesafeden vurularak öldürüldüğü konusunun tahkik edilmesi gerektiğini ima ediyor ya da ben öyle anladım.
Operasyona muhatap olan terör örgütü PKKnın alt kolu Halk Savunma Güçleri/Hêzên Parastina Gel'in bombalama ve çatışma sonucu 13 kişiden bazılarının hayatını kaybettiğini bir kısmının hayatta olabileceği ihtimalini gündeme taşıdığı bilgisini paylaşıyor.
Eğer bu tahkike muhtaç bilgilerin zerre miskal doğruluğu söz konusu ise getirilen cenazelerin hepsinin defin işlemi yapıldı mı ona bakmak lazım?
Yanıtlanması gereken bir kaç soru da, cesedi bulunamayan rehineler kimlerdir? İnfaz edildikleri söylenen MİT mensupları bunlar mıdır?
Gara operasyonu öncesinde, çok yakın bir zamanda, üst düzey bir HDP yetkilisinin Gara dağında bulunan Terör örgütünün kampına gitmesinin veya gönderilmesinin infazı geciktirilen rehinelerle ilgisi var mı dır?
Hangi rehineler hangi gerekçeler veya pazarlıkla infaz sürecinin dışında tutulmuştur?
Erbil derbisinde ABD İngiltere Çatışması
Bizim yörede istenciye yani dilenciye hataen abdal derler. Abdallık üzerine hikayeler anlatılır, atasözleri aktarılır. Bunlardan biri de, "abdal abdaldan köy kıskanır" şeklindedir.
Buna benzer bir durum Irak'ta söz konusu. Irak'ın 1990'da Kuveyt'i işgaliyle başlayan krizin ardından ABD öncülüğündeki koalisyon gücünün 17 Ocak 1991'de Irak'a karşı düzenlediği harekatla bölgeye yerleşen İngiliz ordusu, şimdi hangi statü ve isimle Irak'ta konuşlu bilen var mı?
Acaba bu uzun bacaklı sarı çiyanlar hangi Şii örgütünün çatısı altında koloniyel geleneği yaşatıyor?
Türkiye'nin Gara Dağı operasyon bölgesinden çekilmesinin ardından ABD Dışişlerinin skandal açıklaması gündeme damgasını vurmuştu.
Bu süreçte Erbil Havalanı içinde yer alan ABD askeri kampı füze yağmuruna tutuldu. Havaalanında başlayan yangın gece geç saatlere kadar söndürülemedi.
Roketlerden biri havalimanının akaryakıt deposuna isabet ederken diğerleri Çin konsolosluğu, bir araba bayisi ve bazı sivil evler de dahil olmak üzere Erbil şehrinin çeşitli noktalarına düştü.
ABD üssüne doğru 24 roket fırlatıldığı, Amerikan istihbaratı tarafından kullanılan bir "Falcon" uçağının saldırı sırasında kısmen tahrip edildiği, en az bir MQ1C uçağının ciddi şekilde hasar gördüğü anlaşılıyor.
Milisler tarafından olay yerine bırakılan minibüse monte edilmiş iki Fadjr-1 107mm roket ve çoklu roketatar bulundu.
Kalıntılar, saldırıyı gerçekleştiren hücrelerin İran'da üretilen Haseb / Falaq-1 / Fadjr-1 107mm roketlerini kullanarak mobil rampaları hedeften yaklaşık 7 km uzakta konumlandırdığını gösteriyor.
Füze saldırısında bir tedarikçi müteahhit öldü, onlarca ABD askeri ve sivil personel yaralandı.
Kara taşıtları ile yaralı nakliyesi güvenli bulunmadıından, tüm yaralılar helikopterlerle Irak Silahlı Kuvvetleri ile ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından ortaklaşa kullanılan, Anbar vilayetinde bulunan önceden Qadisiya/Kadisiye olarak tanınan Ayn'ül Esad Hava Üssündeki (Al Asad Airbase) askeri hastaneye götürüldü.
Erbil'e yönelik saldırının, Bağdat'ta Kasım Süleymani'nin ölümünün ardından vaat edilen intikamı çağrıştıran İranlı "Devrim Muhafızları" tarafından desteklenen, bölge manzarasında yeni bir tema olan "kan muhafızları" tarafından gerçekleştirildiği iddia edildi.
Kim bu Kan Muhafızları?
Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetiminin başkenti Erbil’de düzenlenen katyuşa füzeli saldırıyı, Şii “Seraya Evliya Ed-Dem” isimli grup üstlendi.
Bölgede konuşulan Sorani Kürtçesinde Seraye/ Şeraya savaşçı anlamında. Ayrıca özgürlük gibi başka kır manası da var. Bu sözcükten türetilmiş Sarya ismi Kız çocuklarına ad veriliyor.
Erbil'e füze dehşeti yaşatan “Seraya Evliya Ed-Dem” örgütü, 67 farklı örgütü bünyesinde barındıran Haşdi Şabi'ye bağlı.
Zaten Haşdi Şabi taburlarının konuşlandırıldığı Kerkük'ün Dibis bölgesinden, katyuşa füzeleri ile Erbil havaalanı hedef alınmıştı.
“Seraya Evliya Ed-Dem” örgütünün ismi ilk kez şubat başında Irak’ın güneyinde yer alan Basra vilayetine bağlı el Lehis bölgesi yakınlarında Amerikan askeri konvoyuna yapılan baskını üstlenmesi ile duyuldu.
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade'nin "İran, Irak'ın istikrarını ve güvenliğini bölge için kilit bir mesele olarak görüyor ve bu ülkedeki huzur ile düzeni bozan herhangi bir eylemi reddediyor" açıklaması, Tahran rejiminin bu saldırıdan hoşnut olmadığını ortaya koyuyor.
Demekki "Seraya Evliya Ed-Dem” Haşdi Şabi çatısı altında olmasına rağmen İran çıkarlarını iplemeyen bir örgüt.
Bu Haşdi Şabi kırk kat kırk kanat bir örgüt olmalı. Arap, Kürt, Türkmen hatta müslüman olmayan Ezidi Taburları bile var. İngilizler de kendilerine bu örgüt içinde yer bulmakta zorlanmamıştır.
Londra da Kraliçenin eteği altında yaşamayı şeref sayan mollalar ve diğer üst düzey Şii ruhbanlarının referansları işe yaramış olmalı. İnanmayan İngiltere'den yayın yapan Şii tv kanallarına baksın, Hanyayı Konyayı görsün!