Piyasalar

Fazla Eğitim Mutlu Etmiyor mu?

Punto:
Mutluluk “Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşılmaktan duyulan kıvanç durumu” olarak tarif edilmektedir (TDK Büyük Sözlük). Psikologlar ise mutluluğu üç bileşenden oluşan duygusal bir durum olarak açıklamaktalar: -Olumlu duyguların hissedilmesi -Hayattan memnun olmak -Olumsuz duygular yaşamamak. Bu bileşenler ve tanımı dikkate aldığımızda ülkemizde yaşayan insanlar yaşamlarından memnun mu? Veya mutlular mı? Bu soruların cevaplarını TÜİK tarafında düzenli olarak yayımlanan “Yaşam Memnuniyet Anketi” sonuçlarında bir ölçüde bulmak mümkün. Ankete konu edilen bilgilerin “Yaşam Memnuniyet Anketi” başlığı altında derlenmesine ve psikologların mutluluk açıklamalarında “hayattan memnun olmak” bileşeninin bulunmasına dikkat çekmek isterim. Halkımız Mutlu mu? Ülkemizde mutlu olduğunu beyan eden bireylerin oranı artmış. Mutluluk oranı 2016 yılında %61,3. Bu oran 2015 yılında ise %56,6’dır. Mutsuz olduğunu beyan eden bireylerin oranı ise %11,4’ten %10,4’e düştü… Kadınlarda mutluluk oranı, 2015 yılında %60,2 iken 2016 yılında %64,5’e, erkeklerde bu oran %52,9’dan %58,1’e yükseldi… Yaş gruplarına göre mutluluk düzeyine bakıldığında, 2016 yılında en yüksek mutluluk oranı (%65,1) 18-24 yaş grubunda tespit edilmiş. Bununla birlikte yaş ilerleyince(35-45) mutluluk oranında bir azalma belirlenmiş… Bu tarif ve istatistikler dikkate alındığında halkımızın özlemlerine (isteklerine) kavuşma oranında bir artış olduğu anlaşılacaktır. Halkımız tüm yaşam zorluklarına, bölgesel sorunlara rağmen olumsuz duygular yaşamadan istatistiklere göre (!) mutlu olmayı başarmaktadır… Bu sevindirici bir durumdur… Ya mutsuzlar! Türkiye’de (nüfusumuz 79,5 milyon) mutsuz oranı %10,4 olduğuna göre ülkemizde 8-9 milyon kadar mutsuz kişi yaşamaktadır… Birde ne mutlu ne mutsuz olanlara var. Bunlarında yarısı mutsuz olduğu dikkate alınsa milyonların niçin mutsuz olduğu iyi irdelenmesi gereken bir durumdur. Mutluluk kaynağı olan değerler Halkımıza mutluluk kaynağı olan değerler sorulduğunda kendilerini en çok “sağlıklı olmanın” mutlu ettiği (%72,1) cevabı vermiş. Bunu sırasıyla; sevgi (%14,6), başarı (%7), para (%3,2), iş (%2,3) ve diğer değerler (%0,8)takip etmiştir… Mutlu ailede mutsuz erkek… Halkımız mutluluk kaynağınız olan kişiler kim sorusuna yüksek bir oranda aile (%70,2) cevabını vermiştir. Bunu sırasıyla; çocuklar (%15,1), eş (%4,7), anne/baba (%3,6), kendisi (%2,7), torunlar (%1,9) ve diğer kişiler(%1,7) takip etmektedir. Mutluluk kaynağı olan kişiler arasında aile ve çocuklar önemli bir yere sahip. İnsanımızı ailenin mutlu etmesi önemlidir. Ankette evli bireylerin (%64,7) evli olmayanlara (%53,5) göre daha mutlu olması da bu düşüncemizi desteklemektedir. Evlilikte kadınların mutluluğu (%68,3) ise erkeklerin mutluluğundan (%60,8) daha yüksek olarak tespit edilmiştir… Fazla Eğitim mutluluk getirmiyor mu? Ankete göre herhangi bir okul bitirmeyen bireylerde mutluluk düzeyi (%63,5) farklı eğitim sevilerinde eğitim alanlardan daha yüksek bulunmuş… Mutluluk oranı ilkokul mezunlarında %62.9, ilköğretim/ortaokul mezunlarında %61,4 ve lise mezunlarda %57,8 olarak tespit edilmiş. Üniversite mezunlarının mutluluk oranı (%60,2) ise lise mezunlarına göre az da olsa artmış… “Yaşam Memnuniyet Anketi” sonuçları kısaca bu şekilde… Benim en ilgincime giden eğitim ve süresinin uzamasının mutluluğu artırmaması oldu… Bu sonuçlara bakıp da “cehalet mutluluktur” diyenlerin peşine takılmayın derim… Eğitimin toplumumuzda mutluluğu artırmaması mutlaka sosyolojik ve bilimsel anlamda irdelenmelidir. Eğitim ve mutluluk arasında doğrusal ilişki için kişilik özelliğine uygun bir yöntemin keşfedilebileceğine inananlardanım… Ancak faydasız eğitim (ilim) mutlaka sorgulanmalıdır. Eğitimin (hakiki bilimin) niçin mutluk getirmediğini de çözebileceğine inanalım. Kaldığı hoş duygular içinde bulunmak için idrak (eğitimli olma) özelliğimizi kaybetmemize gerek var mı? Sonsöz: Mutlaka seçilmeliyse, eğitimli mutsuzluk cahil mutluğa tercih edilmelidir.