Rubil GÖKDEMİR
Punto:
Dinle
YA FAİZLERİ DÜŞÜRMEK YETMEZ İSE;
MB faizleri 425 baz puan düşürerek, tüketim ve harcamaya dayalı piyasayı canlandırma, istihdamı artırma ve bu şekilde büyüme modeli tercihini, gittiği yere kadar uygulayacak belli ki...
Bu tercih doğrultusunda bankalar da kredi hacmini genişletmeye zorlanacak demektir.
Mevduat/kredi oranı %117'ye ulaşmış ve toplam şüpheli alacaklar ise 425 milyar TL'ye varmışken, bankaların yeni ve taze kaynağı nereden bulacağının cevabını da vermek gerekir.
Bu anlamda mümkün olursa kredi genişlemesinin yatırım veya tüketici kredisi yönünde olup olmayacağını da çok iyi takip etmek gerekecektir..Yine, sadece para politikalarıyla yapılacakların çok sınırlı olacağını da hiç unutmayalım.
Aynı şekilde döviz kurları acaba daha ne kadar kontrol altında tutulabilecek ?
Şahsi tercihimiz; hane halkı olarak ayağımızı yorganımıza göre uzatmak olmalıdır...Güvenli bir şekilde gelirimizin artacağını düşünüyorsak, tercihimiz farklı olabilir tabi ki...
ŞİMDİ SON HAFTANIN AŞAĞIDAKİ VERİLERİNE BAKALIM !
* Yıl başından 19 Temmuz tarihine kadar mevduat bankalarının döviz hesaplarındaki artış oranı %11,5 olurken, faizsiz katılım bankalarındaki dövize geçme artış oranı ise %32,3 olmuş. ( parayı değerlendirmenin muhafazakârı, seküleri olmaz..)
* 19 Temmuza kadar banka hesaplarındaki toplam artan döviz miktarı 25,2 milyar $ mertebesinde gerçekleşmiş.
* 19 Temmuz itibariyle toplam döviz hesapları bir haftada 1,9 milyar $ daha artarak 217,8 milyar $'a çıkmış.
* Döviz mevduatlarının toplam mevduat içindeki payı yeni bir rekorla ilk defa %57'nin üstüne çıktı.
* Toplam 2,5 trilyon TL'lik kredi hacminde "mevduat/kredi oranı" %117'ye ulaşmış ve bankacılık sistemindeki toplam şüpheli alacaklar miktarı ise 425 milyar TL'ye ulaştı.
* Son üç ayda bankaların yeni kredi açma oranı hiç artmadı.
* TL mevduat faizleri ortalama %22 gibi bir oranla yüksek iken ve dövize kaçış yine de önlenememiş iken, düşen faizler sonrası döviz hesaplarındaki artış eğilimini, kuru kontrol ederek engellemek mümkün olacak mı acaba?
YUKARIDAKİ VERİLERİ AKLIMIZDA TUTARAK;
* MB'nın 25 Temmuz tarihli 425 baz puanlık faiz indirimi ve döviz kurunun kontrol altında tutulmasına rağmen, önümüzdeki bir iki hafta boyunca döviz hesapları artmaya devam eder veya TL'ye dönüşler başlamaz ise döviz hesapları ve işlemleri üzerinde ek kısıtlayıcı bazı tedbirlerin geleceği kanatindeyim...( Ne olabileceğini hep birlikte düşünelim.)
* Torba kanun hükümleriyle BDDK ve MB'na verilen yeni yetkiler yoluyla ve parasal genişleme tercihiyle bankaların kredi hacmini genişletmeye zorlanması ve piyasaları canlandırmaya yetmez ise, döviz hesaplarına dâir tedbirler daha da hızlı bir şekilde alınabilir !
* Nasıl olsa artık piyasaların çalışmadığı kabul ve varsayımı ile kumanda ekonomisine geçtiğimize göre; "harcama ve tüketim" yoluyla piyasaları canlandırmak, büyüme rakamlarını kıpırdatmak ve "sanal cennet" hikayesinin uzatmalarını oynamak dışındaki "üretim" odaklı seçenekler devre dışıdır.
* Ekonominin kuralları içinde doğal yollarla piyasa aktörlerine "güven" verilemiyor olması sebebiyle ve "güven" unsurunun yerine ikâme edilmek amacıyla kamu otoritesi tarafından alınacak her türlü karar, bundan sonra bizler için sürpriz sayılmayacaktır.
HADİ BAKALIM KOLAY GELSİN !