Yunus EKŞİ
Punto:
Dinle
Almanya 1871 yılların sonlarında siyasi birliğini Avrupa'da sağladıktan sonra ilk yaptığı şey parasal olarak güçlü bir para sistemine geçmesiydi. Bastığı paranın karşılığı tam olarak altın olmasıydı. Türkiye Cumhuriyeti Kurtuluş Savaşını gerçekleştirmiş ama iktisadi bağımsızlık olan parasal savaşını maalesef kazanamamıştır.
Siyasal stratejinizi parasal stratejisi belirler. Eğer geliştirmiş olduğunuz milli bir parasal stratejiniz yoksa, siyasal kararlarınızı parasal stratejiyi kontrol edenler belirleyecektir. Sizin esip gürlemeniz onlar için hiç bir şey ifade etmemektedir.
Mevcut finans sistemi içinde 1 trilyon 900 milyarlık mevduatın % 53 kısmı 115 bin kişinin ise, bununda % 90 kısmı 5 bin kişiye ait ise, milletin ve devletin iktisadi bekası için durup düşünmeniz gerekir.
Cumhurbaşkanının sık sık faiz aleyhinde yaptığı açıklamaları, muhalefetin de bu açıklamaların icraatla ifade edilmesi ile anlam kazanacağı, aksi taktirde sözde kalacağı yönündeki haklı eleştirileri; iş adamlarının ve sanayicilerin faizlerin kendilerini bitirdiği yönündeki açıklamaları, henüz az da olsa din adamları tarafından faize karşı sistemsel itirazları, sol kesimin bu konuda faizin kaldırılmasına yönelik talepleri, Faize karşı bir Kuvayı Milliye ruhunu oluşturmuştur.
Bu ruhun bütün milletimize sirayet etmesini temenni ediyoruz. Bu farkındalık bizi zorunlu olarak yeni bir model arayışına itecektir. Mevcut uygulamada olan para kredi sisteminin millileştirilmesi, üretime endeksli olarak mizanda ve ölçüde bir denkliğin korunması şarttır.
Güçlü bir ekonominin tabanda zemin bulması için, para üretimini faizden kopartılması, milli refah düzeyimizin artmasını sağlayacaktır. Para üretim modelinin nasıl yeniden yapılanacağı konusunda küresel finans sisteminin kripto paralarla başlattığı süreç, bu sürecin alt yapısını oluşturan blockchain teknolojisi kendi içinde büyük bir tehlike taşımaktadır.
Mevcut faizci finans yapısının işleticileri, milletin ve siyasilerin kendilerini fark ettiğini fark etmiş, hızlı bir şekilde yeni yapılanmasını dijital, elektronik, sanal finans sistemi üzerinden üzerinden sürdürmektedir.
Bu alanları hızla doldurmaları, tekrar bir 40-50 yıllık süreç içinde kurtuluş yolu olarak bunu sunma projelerindendir. Bu, sinsi biçimde kripto bürokrasisi eliyle yapılmaktadır. Milli istihbarat teşkilatımız bu konuda da milletin ve devletin aleyhinde çalışan bu dış bağımlı kriptoları milli bir güvenlik sorunu olarak algılayıp, gerekli çalışmaları devletin ve milletin iktisadi bekası için yapmalıdır.
Dünya finans sisteminin yapılanma sürecini takip ettiğinizde, tarihin kırılma noktaları olan büyük savaşlardan sonra, tüm dünya ticari olarak yeni bir finansal yapıya taşındığını görüyoruz. Sonuç bugün 60 kişinin geliri 3.5 milyar insanın gelirine eşittir.
Türkiye büyük savaşın çıkartılması istenilen coğrafyanın merkezindedir. Bankalar bu büyük savaş için Türkiyeyi zayıf düşürmek için çok yönlü olmakla beraber, faizleri tavan yaptırmıştır. 26 milyon haciz dosyası ile milleti bloke etmiştir. Bunun sebebi banka para kredi sisteminin tüm ekonomiyi kuşatmasının yüzündendir. Bankalar Kanunları kendi lehine çıkarttırıp avukat ordusu ile millete saldırmaktadır. Her yer haciz altındadır.
Banka sistemine karşı yeni bir ekonomik modelle, bu iktisadi çökertme operasyonu engellenmelidir. Burada milletçe hep birlikte kenetlenmeliyiz.
Hakimimizden, savcımıza, polisimizden askerimize, siyasetçimizden tüm vatandaşlara kadar artık faize karşı bir Kuvayı Milliye ruhu ile iktisadi bağımsızlığımızı kazanmalıyız.
Ayrıca, gazetecilere bu konuda büyük görev düşüyor. Köşelerine bu milli mücadeleyi taşımaları Türk Milletine karşı sorumluluklarının bir gereği ve borcudur.
Selam ve dua ile...