HANİ ESKİDEN HAYKIRIRDIK EY TÜRK TİTRE ve KENDİNE DÖN!
BİR KISMIMIZ DA ŞÖYLE HAYKIRIRDIK:
MİLLETİM UYAN!
Mehmet Mutluoğlu
"Bir arkadaşımız şöyle yazıyor;
"O EL TÜRKİYE'Yİ İSTİYOR!
Ülkücüler, dindarlar, solcular parçalandı; bir türlü tekrar toparlanıp birleşemiyorlar!
Durup dururken olmadı bu bölünme...
Bir proje çalıştı!
Karanlık bir el, parçaladığı bu birbirine benzemez kesimlerden kopardıklarının başına özel olarak seçip görevlendirdiklerine ayrı ayrı makam, mevki ve yetki vaadi ile onları, Türkiye'nin idealleri yolundan saptırarak kendi emellerine hizmet ettirme ideali etrafında birleştirmeyi başardı.
Bu birleşmeye de güzel sıfatlar buldu: Demokrasi, çoğulculuk, masa, sofra...
O el bunların umutları, hevesleri üzerinden Türkiye'yi istiyor.
Çünkü kendilerine vadedilen makamların ömrü bir seneyi geçmeyecek!
Böylece ondan sonraki kaos Türkiye'si üzerindeki tehlikeli kararlar o el tarafından alınacak... Çünkü artık ondan sonra Türkiye'de birleşip ulusal kararlar alınamayacak!"
Evet ben bu olayı bütün partilerimizi tenzih ederim de teşbihte de hata olmaz demiş atalarımız şöyle bir örneğe benzetirim.
Bir büyük deniz savaşında karşıdaki düşman donanması tarafından sizin donanmanız mağlup edilmiş; içindeki kurmayları, leventleri bir bir teslim alınmıştır.
Kendilerinin karşı tarafta gemileri vardır.
Bu teslim alınan tutsak leventler, kurmaylar bu düşman gemilerinin yelkenlerini şişirmek ve daha hızlı yol almasını sağlamak için kürek mahkümu haline getirilmişlerdir.
Hani o Türk milletinden Türk milletinin Yüce ülkelerinden değerlerinden büyük hedeflerinden bahseden ve bu yolda can veren kardeşim sen bugün ne haldesin.
Nerelerde, kimlere hizmet ediyorsun?
Kendi batırılan geminden kaçıp, tutsak edilip;
hangi düşman gemilerin yelkenlerini şişiriyor;
hangi geminin güvertesinde zincire bağlanmış onun daha hızlı yol olması için kürek çekiyorsun.
Senin ruhunu, vicdanını, aklını birçok şeyini teslim almışlar farkında değilsin.
Titre ve kendine dön Aziz kardeşim titre ve kendine dön!
