Orhan ARSLAN
Punto:
Dinle
ESMAİ HÜSNA
31. CAMİ’
(Derleyip toparlayan, toparlayıcı)
Esmai Hüsna; “Allah’ın güzel isimleri” demektir.
İnsan taptığı varlığı tanımak ister.
Allah’ı gereği gibi bilmeden, tanımadan ve anlamadan ibadet edilemez, bu kesin. Kesin olan bir şey daha var; Esmai Hüsna bilinmeden Allah gereği gibi tanınamaz.
Bir mümin için Allah’ı tanımak olsa da olur değil; olmazsa olmaz bir konudur.
İnsan Allah ile tanışmalıdır.
Rabbimiz bizimle tanışmayı öyle arzuluyor ki, Kur’an’da 99 Esması ile binlerce defa kendisini takdim ediyor.
Rabbimiz bekliyor; ne zaman tanışacağız diye.
Buyurunuz Yaratanımızla tanışmaya devam edelim:
EL CAMİ’
Derleyip toparlayan, toparlayıcı…
İnsan topluluklarına cem denir.
“Yevmil Cumua”, toplanma günü demektir.
Cuma namazı, toplu halde kılınan namazdır.
Müminleri bir araya topladığı için İslam mabedine Cami denilmiştir.
Mecmu, toplanıp bir araya getirilmiş demektir. Mecmua, yazıların bir arada sunulmasıdır: Dergi
İçtima, toplanma veya toparlanma demektir
Cemaat, belli bir amaç için gönüllü ve iradesiyle bir araya gelmiş topluluktur.
CAMİ’ OLAN ALLAH İNSANI TEVHİD İLE TOPLAR
Yaratan Allah Es Samed’dir, tek parçadır, monoblok som gövde, parçalanmaktan ve dağılmaktan münezzehtir.
Yaratılmışlar ise, mürekkeptir; pek çok parçanın bileşkesidir. Varlıklar, terkiplerini korudukları oranda kimliklerini muhafaza ederler. Eğer terkipleri bozulur ve dağılırsa, onlar artık başka bir varlığa dönüşürler; kimlikleri ve isimleri değişir.
Mürekkep varlıkları koyduğu yasalarla bir arada tutan da yine Allah’tır.
Cami’ isminin, insanın maddi tarafına yönelik bir tecellisi olduğu gibi, insanın manevi tarafına yönelik bir tecellisi de vardır.
İnsanın manevi tarafı da dağılır: Şirk, küfür, günah, nifak vb. İnsanı parçaladığı için yasaktır. İnsanın manasının dağılması, maddesinin dağılmasından daha kötü sonuçlar doğurur.
Şirk insanın ruhunu parçalar, tevhid ise insanı dağılmaktan, parçalanmaktan korur.
İSLAM AKLI
Allah, müminde İslam aklı inşa etmeyi murad eder. Temyiz, seçip ayırmak; İslam aklının en temel özelliğidir.
İslam aklının temel özelliği Cami’ olmaktır; dağıtmaz toplar, parçalamaz bütünleştirir, ilişki kesmez ilişki kurar, bağı koparmaz, kopmuş bağları bağlar.
Kuran yoldan sapmışlar için; “
Onlar Allah’ın kurulmasını emrettiği bağları koparırlar (Bakara 2:27)” der.
Hz Peygamber örnekliğinde Kur’an’ın inşa ettiği İslam aklı başlangıçta Cami’ idi… Bu Cami’ akıl, müminleri muvahhit kişilik kılıyordu. Topluluklarını duygu, düşünce ve eylem birliğine sahip cemaat yapıyordu. Mabetlerini Cami, haftalık toplantılarını Cuma kılıyordu.
Allah Resulü bütünselliğin parçalanmasına asla izin vermedi.
Mesela ruhbanlık eğilimlerini frenlemişti: “Bir lokma bir hırka, yemeden, içmeden, uyumadan, sadece ibadet etmeyi” yasaklamıştı.
Mekke’nin fethinde, “bugün intikam günüdür” diyen komutanı görevden almıştı. “bugün kimseye kınama yok” demişti. İnsanları dağıtmamış, toplamıştı.
Sahur vakti yastığının altına beyaz ve siyah ip koyduğunu söyleyen sahabiye, kafasını çalıştırmadığını söyleyerek çıkışmıştı.
Maalesef daha sonra Cami’ olan bu İslam aklı parçalanmıştır.
Kimisi keşfi ve bâtıniliği ön plana aldı (irfan bilgi sistemi), tekke ve zaviyeleri mesken tuttu.
Kimisi Nass’ı önceleyip rivayet kültürünü, kaynak kabul etti. Nass adı altında her türlü uydurma hadis ve işe yarar sandıkları malzemeyi aldılar ve medreselere yerleştiler.
Kimisi aklı ve felsefeyi ön plana aldı ama onlar mekânsız kaldı. Fakat sonradan “beytül hikme” adı altında büyük bir gelişme gösterdi. Sonunda hadisçiler bunları da yediler bitirdiler.
KUR’AN’DA CAMİ’ İSMİ
Kuran’da Allah için iki yerde gelir:
- 1) İnsanlığı toplayan
- 2) İkiyüzlüleri toplayan.
Bunun nüktesi şudur: Cami’ ismi Allah’ın zatına ait değil, fiiline dönüktür. Bu ismin tecellisi ancak nesnenin varlığına tabidir. Allah toparlanması gereken nesneler var olduğu için Cami’dir.
Geldiği iki yerde de ahirete dair gelir. Dünyada Cami’ ismi sebeplere bağlı, ancak ahirette doğrudan tecelli edecektir.
ALLAH CAMİ’UNNAS’TIR (İnsanları Toplayan)
İnsanın bazen düşüncesi dağılır, duygusu dağılır, gönlü dağılır, kendisi dağılır, iç dünyası dağılır. İşte böyle zamanlarda Allah’a Cami’ esması üzerinden iltica edilir.
“Dağıldım Allah’ım topla beni” denir.
Bu isim bazen iman üzerinden, bazen vicdan üzerinden, bazen akıl ve irade üzerinden tecelli eder. Ama her zaman Kuran üzerinden tecelli eder.
“Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalplerimizi saptırma ve bize katından bir rahmet bahşet: çünkü yalnızca sensin hiç karşılıksız sınırsızca lütfeden ( Ali İmran 3:8)."
"Rabbimiz! Geleceğinden kuşku duyulmayan o günde sen insanlığı bir araya toplayacaksın! Çünkü Allah vaadinden asla dönmez (Ali İmran 3:9)."
Bu ayetler Uhud savaşından sonra nazil oldu. Bedirde zaferle imtihan olan müminler, Uhud’da hezimetle imtihan oldular. Bazılarının kalbi hidayete erdikten sonra kaymıştı.
“Ve onlar ne zaman kaydılar, Allah da onların kalplerini kaydırdı (Saf 61:5).”
ALLAH İKİYÜZLÜLERİ DE BİR ARAYA TOPLAR
Kuran ikiyüzlülük meselesini ahirete iman üzerinden ele alır.
Çünkü ikiyüzlülük tek dünyalıktan kaynaklanır. İki yüzü olan ahirete gönülden inanmıyor demektir.
İkiyüzlüler ve inkârcılar aynı yolun yolcusudurlar. İkiyüzlüler dışarıdan inanmış gibi görünseler de, gerçekten inkârcıdırlar.
CAMİ’ OLAN ALLAH’IN TECELLİLERİ
Cami’ ismi en çok ibadetler alanında tecelli eder. Bunların en başında da namaz gelir.
Salat (namaz) ibadetler mecmuasıdır. Namaz toplayandır. Dinin ameli yönünü bütünüyle kuşatır. Dört başlık altında verilebilir:
1. İçinde ibadetleri toplayandır: Kuran’da her biri ayrı ayrı emredilen birçok ibadet namazda cem olmuştur. Tekbir, tertil, kıyam, ibadet, dua, tesbih, zikir, kıraat, rükû, secde, şükür. Namaz kılan bir mümin, bu 11 emrin tümünü birden yerine getirmektedir.
2. Müminleri bir araya toplayandır: Cemaatle namaz kılmanın esprisi budur. Cumaya müminleri bir araya getirerek cemaat yaptığı için bu ad verilmiştir.
3. Müminleri bir mekânda toplayandır: Cami adı buradan gelir. Mescid, secde edilen yer demektir, orada toplar.
4. Dağılmış hayatı toplayandır. Namaz kozmik uyumun ibadete dönüşmüş şeklidir.
CAMİ’ İSMİNİN TECELLİSİ OLAN NAMAZ HAMDİ DE CEM EDER:
1. Hal ile Hamd: “Rabbini hamd ile tesbih et” ayetleri böyledir. Bu hamdin öncelikle bir hal olduğunu gösterir.
2. Hamdi dil ile söylemek: “Elhamdülillah de” gibi ayetler, hamdin dil ile de söylenmesini ister.
3. Hamdi Allah’a tahsis etmek: Hem kalb ile, hem de dil ile Hamdin Allah’a mahsus olduğunu söylememiz istenir.
Namaz ibadeti bu üç hamdin de kendisinde buluştuğu Cami’ bir ibadettir.
CAMİ’ İSMİNİN CAMİ VE CEMAATTE TECELLİSİ
Cami sadece bir ibadethane değildir. İslam sitesinin kalbidir. Camiye girmek için para istenmez, kimlik sorulmaz, camiye sığınan hiç kimse zorla sokağa atılmaz.
Cami gündelik meşgale ile kirlenen fertleri toplar, temizler arındırır ve topluma yeniden salar.
Vahiy insan eğitimini esas alır. Bu eğitim herkese ve her yaşa verilir.
Kura ve vahiy, eğitimi dışarıdan yükleme olarak değil, var olanı keşif ve geliştirme olarak yapar. Yani potansiyel olanı (bilkuvve) olanı, kinetik (bilfiil) hale getirir.
Camiler öğretim merkezidir, ilim merkezidir. Her cami bir üniversite, bir fakülte, bir anabilim dalı gibi görev yapıyordu ilk zamanlar.
CAMİ DEYİP GEÇME, BİR MİNBER KUDÜS’Ü KURTARIR.
Halepli mahir bir marangoz, haçlıların elindeki esir Kudüs’deki El Aksa cami için harika bir minber yapar. Minber dillere destandır.
Marangoza;
- “İyi de bunu yerine kim koyacak, Kudüs işgal altında” diyene,
- “Benim elimden bu geliyordu, ben bunu yaptım. Bir yiğit de çıkar, bu minberi Kudüs’teki yerine yerleştirir” demişti.
Bu hikâyeyi duyduğunda Selahattin, Tikrit sokaklarında oynayan 5-6 yaşlarında bir çocuktu. Selahaddin Eyyubi, daha sonra Kudüs’ü fethedecek ve minberi yerine yerleştirecektir.
CAMİ’ İSMİNİN CUMA’DA TECELLİSİ
Cami ibadet edilen yer olmaktan çok, toplayandır. Camide okunan sureler dinlemek için değil, anlamak ve hayata uygulamak içindir. İslam’ın toplumdaki uygulama pratiğini birlikte çözmek içindir.
Allah Resulü namazdan sonra sırtını kıbleye dönme pahasına cemaate yüzünü niçin dönerdi? Onları dinlemek ve cevap vermek için.
Cuma namazı tarih boyunca eşi görülmemiş bir yaygın eğitim uygulamasıdır. 1400 yıldan beri dünyanın her tarafında bütün yaş ve cinsteki Müslümanlar eğitimden geçmektedirler.
İnsan son nefesini verince ölmez, öğrenmeyince ölür.
Cuma namazı beş vakte eklenen altıncı bir vakit değil, birlikte kılınılan öğle namazıdır. Öğle namazı dört rekâttır, cuma namazında bu 2+2 hutbe şeklinde yapılır.
Kur’an, Yahudilerin cumartesiyi, Hristiyanların pazarı tatil yaptığı gibi Cumayı tatil yapmaz. Namazdan sonra rızıklarını aramak için dağılmalarını öğütler.
DUA:
El Cami’ olan Rabbimiz! İslam ümmeti olarak çok dağıldık, paramparça olduk. Bize lütfettiğin akıl, irade, vicdan ve şuuru hakikat ve bilim ışığında kullanalım ki, Cami’ esman bize de tecelli etsin.
Bizi toparla lütfen…
Biz seni sınırsızca övüyor ve çok seviyoruz Allah’ım.
Hayırlar diliyorum.
Ankara, 20 Ocak 2020
Prof. Dr. Orhan Arslan