Bu soruya cevap verebilmek için hep birlikte beyin fırtınası yapalım!
Türkiye'nin şu anki dünya konjonktürüne yani ortaya çıkan şartlara göre durumuna ve bunun sonuçlarına şöyle bir bakalım.
Dünya özellikle Avrupa enerji krizi ile uğraşırken, kışı nasıl geçireceğiz derdine düşmüşken, çok şükür şuan için bizim böyle bir sorunumuz yok.
Rusya-Ukrayna Savaşındaki malum tarafsızlık ve barış için vermiş olduğumuz uğraşlar, bizi dünya devletleri arasında güvenilir, itimat edilebilir bir noktaya getirdi.
Dünyada hemen hemen herkesle rahatlıkla görüşebilir bir ülke konumuna geldik.
Karadeniz ve Doğu Akdeniz'deki varlığımız eskisinden çok daha güçlü
Olmaz denilen ülkelerle (BAE, Ermenistan, İsrail, Mısır)normalleşme dönemine girdik.
Bu güven ve itimadın oluştuğu bir ortamda, Türkiye-Birleşmiş Milletler-Rusya ve Ukrayna ile birlikte tahıl koridorunun açılmasını, dünyanın gıda konusunda rahatlamasını sağladık.
Savunma sanayiimizi yerli ve millilik oranını % 80 lere yükseklttik. Bununla birlikte ihraç kalemlerimiz gün geçtikçe fazlalaşıyor. Dünyanın en güçlü ordularından biri haline geldik ve dünyanın her noktasında varız.
Bu ve benzeri durumları çoğaltabiliriz...
Bu fotoğrafa baktığımızda Türkiye askeri ve siyaseten, bölgesel güçten küresel güç olma yolunda emin adımlarla ilerliyor. (Bu güçlü konumumuzu iç siyasete alet etmek, olaya partizanca ve ideolojik olarak yaklaşmak bu ülkeye ihanettir. Kimi seviyorsanız sevin veya kimi sevmiyorsanız sevmeyin ama ülkenizi sevmek zorundasınız.)
Şimdi Esad'a bakalım. Kim Esad? Suriye Devlet Başkanımı? Suriye'yi yöneten insan mı? Veya Suriye üzerinde karar verici güç mü? Elbette hiç biri değil.
Esad, Rusya'nın Suriye'nin başında olmasını istediği, Rusya'nın memuru! Göstermelik bir Devlet Başkanı...
Başkan Erdoğan, Putin ile hiç olmadığı kadar sıklıkla görüşmeye başladı. Yani Suriye üzerinde karar verici güç ile... Kabul edelim veya etmeyelim durum bu. Üstelik Rusya, Suriye tarafından ülkeye davet edilmiş meşru konumda olan bir devlet. Siz Suriye'de kiminle görüşürseniz görüşün bütün yollar Rusya'dan çıkar.
Dolayısı ile doğru soru şu;
RUSYA İLE SURİYE İÇİN BEYAZ BİR SAYFA AÇILABİLİR Mİ?
Türkiye, Cumhuriyet Tarihinin askeri ve siyaseten en güçlü olduğu dönemi yaşıyor. (Ekonomik durumu ne görmemezlikten geliyoruz ne de önemsizleştiriyoruz.). İtibarlık ve güveninirlilik konusunda kendisini Birleşmiş Milletler gibi bir kuruma ispatlamış durumda. Yani eli son derece güçlü.
Bilinen bir gerçeği tekrar edelim; Devletlerin ebedi ne dostlukları vardır ne de düşmanlıkları. Sadece çıkar ve menfaatleri vardır.
Bu gerçekten hareketle, "Beyaz bir sayfa" bize ne getirecek, bizden ne götürecek? Önemli olan bu. Yani; Suriye'deki kazanımlarımız, güvenlik koridoru, başta PKK/PYD/YPG olmak üzere terör örgütlerinin Suriye üzerinden bize yönelik saldırıları, ABD nin Suriye'deki kara ordusu, Suriye'de yaşayan Türkmenlerin, Türkiye'de yaşayan mültecilerin durumu, Özgür Suriye Ordusu ve daha bir çok konuda Türkiye'nin kazanımları ve hassasiyetleri ne olacak? Bunları çoğaltabiliriz.
Rusya'nın Suriye üzerinden Doğu Akdeniz'deki varlığını sürdürebilmesi, dünyada saygın ve güçlü bir müttefik kazanması, Türkiye üzerinden çıkar ve menfaatlerinin korunması açısından Türkiye'ye ihtiyacı var. Türkiyenin ise yukarıda saydığımız konuların dışında Doğu Akdeniz'deki varlığını güçlendirebilmesi, enerji transferinin Türkiye üzerinden gerçekleşmesi, savunma sanayinde teknoloji ve nükleer enerji transferi, Türkiye'nin, Libya, İsrail, Suriye, Filistin, Lübnan, Mısır ile birlikte; "Doğu Akdeniz İttifakı" kurma fikrine Rusyanın destek vermesi gibi konularda da Türkiye'nin Rusya'ya ihtiyacı var.
Ekonomik ve askeri kazanımların yanı sıra daha birçok konularda karşılıklı kazanımlar olacaksa;
NEDEN SURİYE İLE BEYAZ BİR SAYFA AÇILMASIN?
Bu o kadar olay mı? Tabi ki değil. Özellikle ABD gibi bir gücün, Nato'nun en önemli devleti Türkiye'nin Rusya ile bu kadar üst derecede ittifak yapmasından son derece rahatsız olacağı ve bunun gerçekleşmemesi için elinden geleni yapacağıda bir gerçektir.
Burada önemli olan ülkemizin çıkar ve menfaatleridir. Bunu da inşallah iç politikaya kurban etmeyiz.
İsmet Taş - İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı
İsmet TAŞ
Punto:
Dinle