İsmet TAŞ
Punto:
Dinle
Azerbaycan, topraklarını işgalden kurtarmak için başlatmış olduğu harekât sonucunda; Ermenistan Ordusunu darmadağın etmiş, sonuca bir adım kala Rusya’nın baskısı ile Azerbaycan ve Ermenistan arasında 10 Ekim Cumartesi günü öğle saatlerinden itibaren, esir takası yapmak ve Azerbaycan şehitlerini,
Ermenistan ise ölülerini alabilmek adına (geçici) ateşkes ilan edildi.
Buraya kadar olaylara baktığımızda anlaşılabilir olarak görebiliriz. (Her ne kadar bize göre anlaşılabilir tarafı yoksa da) Tam da “Beklenildiği gibi” Ermenistan anında ateşkesi bozdu ve yine sivillere alçakça saldırmaya başladı.
“Beklenildiği gibi” dedik! Neden? Oysaki devletlerarası hukuk, anlaşmalara uyulmasının gerekliliğini ortaya koyar. İnsan hakları böyle söyler. Devlet ciddiyeti bunu gerektirir. Ayrıca bu bir hukuk devleti olma özelliğidir.
İyi de! Ortada ne bir ciddiyet var ne ciddi bir devlet ne de ciddi bir devlet anlayışı. Ortada bir, “Çadır Devleti, Haydut Bir Devlet” var. Siz oturup kiminle neyi, neyin ateşkesini yapıyorsunuz?! Ermenistan’ın zihniyetinin ne olduğunu, yakın tarihte yaşattıkları son derece ağır acılar ve hala kanayan yaralar açık bir şekilde göstermiyor mu?. Bunu Azerbaycan ve Türkiye’den daha iyi kimsenin bilemeyeceği ortadadır. Çünkü Ermeniler, “Dayı”larının destekleri ile tarihsel soykırımlarını bu iki ülkeye karşı yapmışlardır. (Türkiye ve Azerbaycan’ın acıları ortaktır. Artık bütün dünya Türkiye ve Azerbaycan’ı, aynı cümle içerisinde kullanmaya başladı. Doğrusu da budur.) Ermenistan bugüne kadar hangi sözünde durmuştur? Tek bir örnek gösterin de ondan sonra onlarla ateşkese oturun.
Hemen burada Ermenistan’ın kan kardeşleri Yunanistan ve İsrail aklımıza geliyor. Verdiği sözde durmayan, devlet anlayış ve ciddiyeti ile hareket etmeyen, işgalci ve terörist anlayışa sahip çadır devletleri görünümündeki Yunanistan ve İsrail. Adına ‘’Devlet’’ denen bu haydutlar, bir taraftan anlaşma masasına oturmak isterken diğer taraftan da gerginliği en üst düzeye çıkarmıyorlar mı? (Yunanistan’ın en son yaptığı gibi) Ne demiştik, doğunun haydut devleti Ermenistan, batının haydut devleti Yunanistan, Orta Doğunun başına bela olan haydut devleti İsrail. Bana tek bir fark söyleyin!
Peki, bunlar kime güvenerek “Dayı”lanıyorlar? Bunun cevabını herkes biliyor. Lakin biz yine de tekrar edelim ki kimse kimseyi yanlış anlamasın. Yunanistan’ın ve İsrail’in arkasında başta Avrupa Birliği olmak üzere NATO ve tabi ki ABD, Ermenistan’ın arkasında Minsk Grubu. Her üç ülkenin ortak özelliklerinden biri de şudur ki; üçünün de, “Dayı”ları bu ülkeleri, çağımızın en üst donanımına ve yüksek teknolojisine sahip, silahlarla donatarak silah deposu haline getirdiler. Peki neden? Cevap çok basit. Elbette kendilerinin yerine hedeflerini gerçekleştirme yolundaki bir nevi vekâlet savaşı yapmaları için. Yunan ölmüş, Ermeni ölmüş, Türk ölmüş; “Dayı”ları için hiç fark etmez. Onlar için önemli olan kazanımların kendi lehlerine hizmet eden sonuçlar olmasıdır. Başka bir deyişle kendi menfaatlerinin korunmasıdır. Bunun içinde insanlar üzerinde her türlü silahı denemekten çekinmezler. Özellikle, akan Türk kanı ve Müslüman kanı ise, bırakın oluk oluk aksın isterler.
İyi de, uluslararası hukuk var, insan hakları var, devletlerarasındaki ikili anlaşmalar var. BM Güvenlik Konseyi kararları var, yani sözün kısası var da var! Ama göründüğü gibi söz konusu olan Türk ve Müslüman ise bütün uluslararası kuruluşlar, “Tatile çıkıyorlar!’’ Örnek mi, başta Azerbaycan ve Türkiye’de yapılan katliamlar olmak üzere, Filistinlileri, Doğu Türkistanlıları asimile ederek aklı sıra yok etmeye çalışma operasyonları, Arakan ’da, Irak’ta, Suriye’de, Afganistan’da ve daha dünyanın bir çok yerinde akıtılan Müslüman kanı, katledilen milyonlarca Müslüman. Kimin kılı kıpırdadı?!
Şimdi burada tekrar “Ateşkes” meselesine dönelim. (Bu ateşkes bana göre diplomatik ateşkes olmaktan öteye gidememiştir. Çünkü Rusya ‘’Bakın ben buradayım haberiniz olsun diye şov yaptı. Bilinenleri tekrar edelim ki kimse ne unutsun ne de yanlış bir anlamaya kapılsın. Ateş Kes! Rusya’nın baskısı ile yapıldığı aşikâr. Başkan Aliyev’in açıklaması ise sadece bilinenin tekrarı, “Rusya insani yardım adıyla en modern silahları Ermenistan’a veriyor.” Peki, Rusya kim? En öldürücü silahlara sahip dünyanın ikinci süper gücü. Dünyadaki kendi hâkimiyet alanlarının, “Dayı’sı”. İstediğini istediği ülkeye yaptıran veya yaptıracağından emin olan süper bir güç. Onun sözünün üzerine söz söylemek kimin haddine! Ateşkes yapılacak ‘’Yap’’, Ermenistan vuracak ‘’Vur’’, Azerbaycan susacak ‘’sus’’. Bunun aksini söyleyecek olan var mı? Peki diyeceksiniz ki bütün dünya, Ermenistan’ın işgalci olduğunu, Azerbaycan topraklarından çıkmasının gerektiğini söylüyor diyeceksiniz. Evet, öyle diyorlar da, dinleyen kim? Veya kapalı kapılar ardında, “Ben öyle diyorum ama sen bildiğini oku”. Ayrıca yaptırım gücü kimin elinde. Ermenistan’ın arkasında Minsk Grubu yok mu? Ne demiştik Uluslararası hukuku sadece bunu Türklere ve Müslümanlara karşı işletirler. Hani bir şarkı vardır hatırlarsınız, “Adaletin bu mu dünya?” Evet, aynen böyle.
Peki, bu böylemi gidecek? Asla!
Buradan, “Dayı”ları uyaralım! Sonra demediler demesinler!
Sen ey Rusya! Azerbaycan-Ermenistan savaşını Kafkasya’ya yayarsan, istediğin olmuş olur, inanılmaz kan akar ama sen bunun altından kalkamaz, bir kez daha dağılırsın. Unutma Türk Dünyası’nın sabrını zorluyorsun.
Sen ey ABD ve avanesi! Yunanistan’ı Türkiye’nin kucağına atarsanız bu savaşta Orta Doğu ve Avrupa alev alev yanar. Bu yangının içinde kendinin de yanıp kül olabileceğini sakın unutma!
Unutmayın ki Türkler tarihin hiçbir döneminde ne esir edilmişlerdir, ne de mülteci olmuşlardır.
Ya şehit olmuşlardır ya da devlet kurmuşlardır.
Herkesin bir, “Dayı”sı var ya! Peki, Türklerin “Dayısı” kim?
ALLAH’IN VARLIĞI VE BİRLİĞİ, YERYÜZÜNE GÖNDERDİĞİ KİTAP VE PEYGAMBER… Sakın unutmayın. Kâinatın en güçlü öldürücü silahı!
İsmet Taş – İç Anadolu Birliği Genel Başkanı
Dünya Muhabirler Birliği Türkiye Başkanı