Piyasalar

Dünyaya Nasıl Hakim Oldular?

Punto:
Geçen hafta “Skorbüt” hastalığı ile ilgili yazımı yazarken Batılı güçlerin denizlerde üstünlüğü ele geçirerek “Dünyaya nasıl hakim olduklarını” düşünmüştüm. Öncelikle günümüzde hala önemli olan bu hastalıklı ilgili yazımı okumanızı öneririm. Tarihçi Harari Avrupalı askerler arasında -Afrika’nın kolonileştirmesi sürecinde- “Neleri varsa gelsinler, bizim makinalı tüfeklerimiz var, onların yok” şeklinde bir deyişin olduğunu yazmaktadır (bk. YN. Harari, 2012, Sapiens, s. 279). Bu cümledeki makinalı tüfeği “teknoloji” olarak düşünebilirsiniz. Batılıların elinde sadece teknoloji mi vardı? Kanaatimce onu destekleyecek lojistiğin, geliştirecek bilginin de var olması gerekir. Nitekim, Harari’ye göre “Lojistik ilerleme Avrupa’nın Afrika’yı fethinde (!) makinalı tüfekten daha büyük rol oynadı.” Tarihi tecrübe… Eski çağlarda orduların çöl, deniz gibi coğrafi engelleri geçmesi için iyi bir lojistik desteğe ihtiyaç vardı. Çölleri aşmak isteyen Osmanlı/Roma ordularına bu desteğin sağlanması gerekliydi. Aksi halde karşı rakiplerin (düşmanlarından) önce bu doğa şartları, susuzluk, gıdasızlık kudretli orduları yenecekti. Nitekim daha yüzyıl önce Osmanlı Orduları Allahu Ekber Dağlarını aş(ır)mak iste(ni)rken on birlerce Mehmet’i -düşmanla savaşmadan doğa şartları nedeniyle- şehir vermedi mi? 20-21 yy: Uzay çalışmalarında taşımada kullanılan yüksek teknolojik ile üretilmiş araçların uzaya gönderilmesini hayranlıkla izlenilmektedir. İnsanın yeryüzündeki serüveni süre olarak düşünüldüğünde uzay ile ilgili çalışmaların çok eski olmadığını en fazla son bir asırda önemli çalışmalar/başarılar olduğu anlaşılacaktır. Bu çalışmalarda da uzay araçlarının içine konulan astronotların su/gıda vs ihtiyaçlarının karşılanması gerekir. İşte bu gereklilik çok değil birkaç yüzyıl önce deniz seyahatleri için gerekli idi… Lojistik… Tarihte “denizcilerin hastalığı” olarak bilinen Skorbüt hastalığından uzun deniz yolculuklarında tayfaların/yolcuların yarısı mustarip olmuş hatta hayatlarını kaybetmiştir. Uzun deniz yolculuklarında seyahat edenlerde anemi, hareket kısıtlılığı, halsizlik, kanamalar, kol ve bacaklarda ağrı, vücudun bazı bölgelerinde şişlik, cilt problemleri, diş eti hastalıkları ve diş kaybı gibi olumsuzluklar gözlenmekteydi (ayrıntı için bk. Milat, 02.01.2020 tarihli yazım). Tarihçi Harari’ye göre bu seyhatlarda tayfaların yarıya yakınını ölmekteydi (bk. YN. Harari, 2012, Sapiens, s. 275). Daha sonraları uzun deniz seyahati yapanlarca sebze-meyve tüketilmesi ile uzun yolculuklarda ortaya çıkan bu sağlık sorunları ortadan kalmıştır. Yani teknolojideki gelişme lojistik ile tamamlanmıştır. Şu ifadelere önemlidir: “İskorbüte çare bulunması İngiltere’nin dünya denizlerinin kontrolünü ele geçirmesine ve dünyanın öbür ucuna orduları yollayabilmesine ciddi katkı yaptı (S. 276).” Galiba Harari haklı! Bazen lojistik ilerleme teknolojik ilerlemeden daha büyük rol oynamakta. Lojistik, (Fransızca logistique) kişilerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere her türlü ürünün, hizmetin ve bilgi akışının çıkış noktasından varış noktasına kadar taşınmasının etkili ve verimli bir biçimde planlanması ve uygulanması. Geri hizmet ilgili hususlar olarak da açıklanmaktadır. Bu arada C vitamininin aşırı derecede yetersizliğine bağlı olarak gelişen bir hastalık türü olan Skorbüt; günümüzde düzenli sebze (zerzevat) ve meyve tüketimi ile büyük ölçüde sorun olmaktan çıkmıştır Zerzevat… Sözlükte zerzevat mecaz olarak “küçük, önemsiz nesneler” anlamına gelmektedir. Bizim zerzevat diyerek sebzeyi (tarım veya diğer önemli alt yapı hizmetleri diye düşünün) önemsiz görmemiz yanlış bir düşüncedir. Zerzevat Farsça kökenli bir kelime olup sebze anlamında vardır. Gençler bilmese de halen Anadolu’da halkımız arasında kullanılmaktadır. Zincirin gücünün en zayıf halkası kadar olduğu unutulmamalıdır. Son söz: Teknoloji lojistik olmadan işe yaramaz.