Dünya Nüfusunun %10 Kadarı Açlık ile Karşı Karşıya Kalırken!
Dünyada beslenme sorununa dikkat çekmek için FAO 16 Ekim’i Dünya Gıda Günü olarak
kabul etmiştir (https://www.fao.org/world-food-day/en). Dünya Gıda Günü’nde Birleşmiş
Milletlere üye ülkelerde gıda üretimi ve tüketimi, açlık vb. konular incelenir.
Beslenmenin önemi bir “kısır döngü” ile açıklanmakta. Bu döngüde yeterli gıda bulunmaması
ile başlayan süreç, çalışma kapasitesinin azalması, gelir düşüklüğü, gelir azlığı sonucu gıda
güvencesinden yoksunluk şeklinde bir fasit daire oluşturmaktadır. Bu fasit daire olumsuz
çevre şartları ve yanlış politik uygulamalar ile desteklendiğinde dönüp durmaktadır.
Şimdi bu yüzyılda bu sorun var mı diyenler olabilir. Uzatmadan birkaç istatistiği hatırlatmak
gerçeklerle yüzleşmemizi sağlayacaktır.
Gerçekler
Açlık 21. Yüzyılın önemli bir sorunudur! Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) 2024 raporuna göre
Dünyada aç insan sayısı 733 milyon kadar. Yani 8 milyarlık dünyanın %10 kadarı açlık
sorunu ile karşı karşıyadır. Buna ek olarak 2.4 milyon insan şiddetli ve orta seviyede gıda
eksikliği çekiyor. FAO Raporunda aç insan sayısının 2030’da 590,3 milyona düşmesi
beklenilmekte.
2021 yılında dünyada 3,1 milyar insanın sağlıklı beslenmeyi karşılayacak maddi gücü yok.
FAO uzmanları "Erişilebilir beslenmeyi herkese sunmak acil bir ihtiyaçtır" demekte.
Adil ve eşit olmayan bir Dünyadayız. Bu tespitim için şu istatistiklere bakalım: Aç insanlar
yanında 2.5 milyar insan aşırı beslenme sorunu yaşamakta. Dünyada aşırı kilolu insan sayısı
1.66 milyar. Dünyadaki obez insan sayısı ise 715 milyondur.
Bu veriler bir grup insanın “gıda güvencesizliği” sorunu ile karşı karşıya olduğunu
göstermektedir.
Bu verilere baktığınızda yanlış giden bir şey yok mudur? Elbette vardır. Uzun bir ekonomik,
siyasi, kültürel vs analizler yapmak mümkün. Ama burada kısaca gıda güvencesizliğinden söz
etmek istiyorum.
Gıda güven(siz)liği
Gıda güvencesi insanların ihtiyaç duyduğu gıdalara miktar, kalite ve sürekli olarak
erişebilmesi olarak açıklanmaktadır. Maalesef Dünyada tüm insanlar gıda güvencesine sahip değildir. Dünyada “gıda güvensizliğin”de iki yol vardır: Yetersiz beslenme (Undernutrition)
ve Obeziteye (obesogenic).
Yetersiz beslenme: Bazı insanlar yeterli enerji, vitamin, protein, mineral alamamaktadır
Bebekler ve çocuklarda yeterince beslenememe sorununa daha sık rastlanabilir. Bu tip
çocuklar/insanlar yeterince gelişememekte ve tükenmişlik yaşamaktadır.
Obezite: Yüksek kalorili, düşük besleyici değeri olan yanlış bir beslenme sonucunda aşırı kilo
veya obezite sorunu ortaya çıkmaktadır.
Dünyada normal beslenemeyen insan sayısı 4 milyara yakındır. Yani Dünya nüfusunun yarısı
açlık veya kilo sorunu ile karşı karşıyadır. Bu resim insanlığın önünde durmaktadır. Resme
bakarak çözüm aramalıdır.
Gıda Günü
Bu önemli sorunda farkındalığı artırmak için Dünya Gıda Günü her yıl 16 Ekim'de kutlanıyor.
Bugün, sağlıklı beslenme ve vücudumuzun sağlıklı kalmak için neye ihtiyaç duyduğu
konusunda farkındalığı teşvik ediyor. Dünya Gıda Günü, dünya çapında açlıkla mücadele
etmeyi amaçlıyor.
Derslerde öğrencilere Sebzecilik kitabımın önsüzünde yazdığım “Gıda Güvencesi Ulusal
Güvenliktir!” cümlesini çok sık tekrarlarım. Pandemi, deprem, savaşlar bu düşüncemi keşke
teyit etmeseydi. “Başarının Anahtarları kitabımda da Başarı ekolojisi içerisinde “Spor ve
Beslenme” başlığı altında sağlıklı beslenmeye dikkat çektim. Bu kitapta şu hususları
önermiştim: Öneri
-Günlük gıda tüketim miktarı çalışma temposuna göre belirlenmelidir.
-Mevsiminde doğal ürünler ile beslenmeyi tercih edilmelidir.
-Tahıl ürünleri (ekmek, unlu mamüller), meyveler, şekerli ürünler kısaca basit
karbonhidratları yüksek ürünlerden fazla miktarda tüketmekten kaçınılmalıdır.
-Protein ihtiyacının karşılanmasında baklagiller tercih edilmelidir.
-Vitamin ve mineral kaynağı olarak sebze tercih edilmelidir.
-Yemeklerde sebze ile etin birleştirildiği tencerede pişirilmiş olanlar ve tercih edilmelidir. -İsraftan kaçınalım.
Son söz: İnsan olan diğer insanın açlığı ile dertlenir.