Piyasalar

Dünya Büyük Barış Medeniyetinin İnşasını Bizden Bekliyor

Punto:
Hakk'a dayanmayan zalim Komünist Rusya'sı bir süre önce çöktü. Amerika'nın başını çektiği zalim Kapitalizm; sahte Liberalizm, sahte demokrasi ve insan hakları gibi dış makyajlarla ömrünü bir süre daha uzatabildi. Ama aslında Batı Medeniyetinin doğu kanadı çöktükten sonra; Batı kanadı da son döktüğü kanlar ve yaptığı zulümlerle asıl yüzünü, makyajın dışındaki asıl gerçeği insanlığa gösterdi ve o da tükendi... Zira insanın eşyanın ve hayatın kanunlarına uymayan gayri ilmi, gayri insani her fikir, her yönetim, her medeniyet yıkılmaya ve yok olmaya mahkümdur. Tarih adı bile silinmiş nice medeniyetlerin bakiyeleriyle doludur. Zira zulüm ebedi değildir. “Eşkıya dünyaya hükümran olmaz.” denmiştir. Kur’an’ı Kerim Neml suresinin 51 ve 52. Ayetlerinde bunu bize haber verir: “Bir baksana nasıl oldu tuzaklarının sonu! İşte, onları da topluluklarını da hep birlikte yere geçirdik. İşte sana onların, işledikleri zulümler yüzünden çöküp ıpıssız kalmış yurtları. Hiç kuşkusuz bunda, ilmi kullanan bir topluluk için kesin bir ibret vardır.” Binlerce yıl dünyanın en büyük İmparatorluğu olarak var olan Hitit Medeniyetinin Başkenti bugünkü Çorum’un Boğazkale (Hattuşa) ilçesidir. Ve orayı gezdiğinizde bir taş yığını olduğunu, sadece Allah’ın bu ayetlerinin bir ispatı olarak ziyaretçilerine ibret verdiğini görürüz. Ki O zamanki Hatuşalılar(Hititler) sapıtmış; ülkeleri bin tanrılı ülke olarak adlandırılmıştır. Hakk'a dayanan; İnsanın eşyanın ve hayatın kanunlarının ifadesi olan Büyük Barış Medeniyetimiz gelecek, gelecek… Dünyayı kaplayacak, kanayan yaraları saracak; mazlumun hamisi, zalime karşı nurdan bir set olacak da... Ancak, hayatın her alanında insanlığın önüne yeterince konamadı henüz diye düşünüyorum... Siyasette, ticarette, edebiyatın, sanatın ve hayatın her alanında medeniyetimizin şahika örneklerini henüz sunamadık yeterince insanımıza ve insanlığa diye düşünüyorum... Kolay yollar hala Müslümanın işine geliyor... Çalışmak, üretmek gibi bir endişemiz yok hala... Hazır fikirleri paylaşıyoruz da fikir üretenimiz pek olamıyor gibi geliyor bana... İslam dünyasında dünyayı etkileyebilecek kaç mütefekkirimiz, kaç bilim adamımız, kaç sanatçımız var... Okumak inancımızın ilk emri olmasına rağmen ülkemizde kitap okuma oranları ne durumda. Batı da bir kişiye ortalama 6 kitap düşerken ülkemizde 6 kişinin bir kitap okunduğunu ifade etmektedir araştırmalar. İnsanın arayan ve soranlar için bütün problemlerine çözümler sunan şanı yüce kitabımız Kur’an’ı azimmüşşan’ı toplumumuzun yüzde kaçı okuyup, anlamaya çalışmaktadır. Ayetler sıralandıktan sonra akletmez misiniz? İdrak ediyor musunuz? Tefekkür ediniz buyuruyor Yüce Kur’an… O Yüce Kur’an’ı okusak, akletsek, idrak etsek, tefekkür etsek; kanatlanır uçar gider toplumumuz. Öyle ya tefekkür eden insana mütefekkir denmektedir. O zaman mütefekkir insanlardan oluşan bir toplumun, bir milletin gücünü düşünebiliyor muyuz. Kanatlanır uçar gider milletimiz. Kitap okumanın yaygınlaştırılması için son yıllarda gerek okullarımızda gerekse de valiliklerimiz, belediyelerimiz ve diğer özel ve kamu kuruluşlarımızın yaptığı çalışmalar sevindirici gelişmeler olarak görülmektedir. Kitap, yazar ve okuyucuları buluşturan etkinliklerin düzenlenmesi son derece sevindiricidir. Yine Kur’an’ın okunması ve anlaşılması noktasında Kur’an’ı Kerim dersinin okullarımızda seçmeli ders olarak konulması da son derece isabetli ve sevindirici olmuştur. Bu çalışmaları gerçekleştirenlere şükranlarımı ifade ediyorum. Şüphesiz bu çalışmalar Medeniyetimizin inşası noktasında önemli çalışmalar; ancak okumak, araştırmak, İlmi çalışmalar, çalışmak, üretmek; inancımızın, kültürümüzün, medeniyetimizim temelini oluşturan esaslar olmasına rağmen bu değerlere yeterince önem verdiğimiz ve bu değerleri hayatımızın gayesi ve merkezi haline getirdiğimiz söylenebilir mi? Bunları yapabildiğimiz an İnşallah O muhteşem medeniyetimizin cihanı kaplayacağından asla şüphem yoktur... Ve o günler bu iletişim çağında yakındır. Yakından da yakındır İnşallah... Batı Medeniyeti, duraklama dönemini bitirdi; hızla çöküşe yuvarlanıyor.. Yaşasın Büyük Barış Medeniyetimiz.. Bugün hepimize düşen görevin Büyük Barış Medeniyetimizi öğrenmek, yaşamak ve hayatın her alanında yaşatmak, yeniden inşa etmek olduğu inancındayım. Mustafa Kemal Atatürk’ün Cumhuriyetin 10. Kuruluş yıldönümünde yaptığı konuşmasını hatırlamak ve hayata geçirmek zamanıdır: “Bugün, aynı inan ve kat’iyetle söylüyorum ki, milli ülküye, tam bir bütünlükle yürümekte olan Türk milletinin, büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır. Asla şüphem yoktur ki, Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve medeni kaabiliyeti; yeni inkişafıyla âtinin yüksek medeniyet ufkunda, yeni bir güneş gibi doğacaktır.” Merhum Akif’in dediği gibi: “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alıp ilhamı Asrın idrakine söyletmeliyiz İslam’ı…” diyor; Selam, hürmet ve muhabbetlerimi sunuyorum dostlar…