Piyasalar

Dost Acı Söyler

Punto:
DOST ACI SÖYLER Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu: “Türkiye’nin bugüne kadar uygulanan politikalardan dolayı iyi bir noktada olmadığını görüyorum. Onu da dile getirmeyi vazife sayıyorum. Ülke yönetilemez hale geldi. Buradan nasıl çıkarız?” sorusuna cevap veriyor. Önemli buldum ve dostlarımla mesaj halinde paylaşmak istedim. 1. YAPILAN İYİ ŞEY Başörtüsü mağduriyetini giderdiler. Ama onun üzerine o kadar çok mağduriyetler yaptılar ki… 2. GEREKSİZ YATIRIMLAR Yol, hızlı tren, havaalanları, köprü, tünel vb. yatırımlar çok iyi de, soruyoruz: Bunlar ne pahasına yapılmış. Devletin elindeki imkânlar, sanayi tesisleri satılmış. Bunlar özelleştirilip de daha iyi hala getirilmemiş; ortadan kaldırılmış. Müspet gözüktüğü halde, bu yatırımlar bize çok pahalıya mal oluyor. 2.1. FİZİBİLİTE ETÜDLERİ YOK İlk yapılan köprülerin fizibilite etüdü vardı. Sonra yapılanların fizibilite etüdü olduğu kanaatinde değilim. Ben bir fizibilite etüdü görmek istiyorum. Getirisini ve katkısını bilmeden Osman Gazi Köprüsünde (veya Yavuz Sultan Selim) olduğu gibi çuvallarsınız. 2.2. DELİ DUMRUL Otobüs ve kamyonlara ille de şu köprüden geçeceksin demek, tam Deli Dumrul örneği: Geçenden 40 akçe, geçmezsen döve döve 80 akçe almaktır. 2.3. ÜLKE GELECEĞİ İPOTEK ALTINA SOKULDU Köprü, hastaneler tüneller vb. gibi yatırımlara için bütçeden 5 kuruş para çıkmıyor. Doğru. Ancak, 15-20 sene taksit ödeyeceğiz, geleceğimizi bu kadar sene ipotek altına sokmuşuz. Biz bunun altından kalkamayız ki… 3. EKONOMİ Ekonomi politikalarını kesinlikle tasvip etmiyorum. 3.1. ÖZELLEŞTİRME: 70 MİLYAR $ GİTTİ Özelleştirilen şirketlerin başına partizanca öyle kötü insanlar getirildi ki, firmalar dünkünden daha da kötüleşti. 70 Milyar Doların üzerinde bir özelleştirme gitti. Yerine yenisi koyulmadı. Tayinde ehliyet ve liyakat değil de, size bağlılığına bakarsanız çalışmaz. Çanakkale köprüsü ve İstanbul Kanalı gibi işler şu durumda neye lazım? 3.2. İMF ŞARTLARINDAN DAHA KÖTÜ İflas etmiş ülke haline geldik. Kimse bize para vermiyor İMF’den borç almıyoruz ama, İMF’den borç almaktan daha kötü şartlarda dışarıya borçlanıyoruz Avrupa’da faizler negatif, biz %13,3 ile borçlanıyoruz. Son 17 yılda Türkiye sadece kamuda kısa vadeli vb olmak üzere 1,6 Milyar $ para çevirmiş ve 708 Milyar $ faiz ödemiş. İMF’ye borcumuz kalmadı demenin mantığı kalmadı ki. Yunanistan iflas etmiş bir ülke ama %1 ile borçlanıyor. Bu sene bütçeye koyulan faiz 71,7 Milyar ₺ Hükümetin yaptığı projeksiyonla bu gelecek sen 86 Milyar ₺, ondan sonraki yıl 95 Milyar ₺ Biz bunların altından nasıl kalkacağız? Bütçe açığı 47 Milyar ₺ Sürekli açık veriyoruz. 3.3. SOYGUN VE İSRAF İktidar bir nimet vesilesi olarak görülüyor. İsraf anlayışı da değişti: “İtibarın yüksek olması lazım, itibarda israf olmaz” diyorlar. Asıl israf itibar için yapılan yatırımlarda olur. Türkiye’yi güçlendirmeyen yatırımlara ayrılan para israftır. 4. SİYASETTE İLKELER İlkeleri ortaya koyalım. İlkelerde taviz olmaz. Dış politika kaos içinde, ekonomi duvara tosladı, işsizlik süratle artıyor, dış ticaret açığı felaket ve kendi bütçemizdeki açık… Bunların düzelmesi için ekonomi politikalarının sil baştan yeniden tanzim edilmesi lazım. Yeni ilkeler koyulmalı ve uzlaşılmalıdır. 5. CUMHURBAŞKANININ YAKINMALARI Eğitim keşmekeş içinde, vasıflı insan yetişmiyor. Cumhurbaşkanı kendisi söyledi: “Beceremedik bu işi…” Hukuk ve adaletten de yine kendisi yakınıyor. “Halk bunalmış, ellerini semaya açarak adalet çığlığı atar hale gelmiş…” Şehirleşmeden bir itiraf: “İstanbul’a ihanet ettik, İstanbul’u mahvettik. İstanbul’un siluetini bozduk” İyi ama: - Şehirleşme politikasında bir değişikliğiniz var mı? - Eğitimde bir değişikliğiniz var mı? - Adalet ve hukukun üstün kılınmasına dair bir değişikliğiniz var mı? Hala dev gibi yüksek binalar yapılmaya devam ediliyor. Bunlarla İstanbul’u 30 Milyonluk İstanbul yapmak Türkiye’yi kalkındırmak değil. Devlet keyfi yönetilemez 6. SAĞLIK RANT ÜZERİNE KURULMAZ Sağlıkta ilk başlangıçta çok güzel adımlar attılar. Şimdi “Şehir Hastaneleri” dediler ve bir çuval inciri berbat ettiler. Şehir hastaneleri rant üzerine kuruldu. Sağlık rant üzerine kurulur mu? Hastaneyi yaptırıyor, “para ödemiyorum” diyor. Ancak “hastanede %70 doluluk olmadığında, cihazlar %70 kullanılmadığı zaman açığını ben ödeyeceğim” diyor. İngiltere’de denenmiş ve başarılı olamamış bu sistem, yük haline gelmiş. Hastaneler büyüdü mü, yönetimi zorlaşır. 3000 yatak çok büyük bir kapasite. Büyüyünce verimlilik düşer, kargaşa başlar Bunların analiz neticesinde yapıldığı kanaatinde değilim. Buralarda rant devşirmesi görülüyor “Karlılığını garanti ediyorum” diyorsun. O zaman fizibilite yapmaya gerek yok ki… 7. TAYYİP BEY KARİZMATİK VE GÜÇLÜ LİDER Tayyip beyin vücut dili, hitabeti ve karizması var, biliyorum. Ama devlet yönetimi karizmayla olmuyor ki. Devlet yönetimi bir takım stratejilerin ortaya konması, projelerin yapılması, fiilen hataların görülüp üstüne gidilmesiyle olur. “Tayyip Bey gibi güçlü bir lider olmadan buradan çıkamayız” deniliyor. Ancak güçlü lider ne? Güçlü liderlik Avrupa’ya kafa tutmak, Amerika’ya vb. heyheylenmek ise ben buna güçlü liderlik demem ki? Güçlü liderlik, problem çözen insandır. Ehil insanları bir araya getirerek onlara şevk vererek çözen insandır. Türkiye’nin problemleri öyle bir hale geldi ki, artık, meseleyi çözmeye akıllılar yetmeyecek, delilere ihtiyaç var. Bugün onu çözecek gücü oluşturacak insana ihtiyaç var. Bugün öyle bir güç yok, öyle bir politika yok Ekonomiyi kim yönetiyor? Kim bu köprüleri şu anda bize dayatıyor? Tarımda 5 Milyon ton buğday ithali, 1 Milyon sığır ithali, et ithali, saman ithaline mahkûm olmak kalkınmak değil. Tayyip Bey bunların başına ehil insanları getirip alın bunları çözün demiyor. 8. KAMPLAŞMA, KUTUPLAŞMA Şu anda böyle bir kamplaşma var mı? Var. Bunu giderme görevi ülkeyi yönetenlere düşer. Bunun olmaması icabeder. Hele Türkiye böyle bir durumda iken Cumhurbaşkanının Parti genel başkanı olması ülkede kutuplaşmayı artırıyor. Siyaset yapanların üslubu ayrıştırıcı değil, birleştirici olmalıdır. 9. FETÖ DİYE BİR DURUM ORTAYA ÇIKTI. Devleti yönetenler nasıl olduysa; “Hukuku şu gruba, Emniyeti filan verdim, ben karışmayacağım, istediğinizi yapın” dedi. Tehlike eğitim, üniversite vb. her yere sızıldı Askeriyedeki terfiler ve Askeri hastaneler, bu gruba teslim edildi. Sonra Ergenekonlar, balyozlar yaşandı. Kozmik odaya girildi. Aslında ordudaki hareketlilik çok önceden belliydi, tedbir alınmadı. Erbakan Hoca; “Bu bizim ordumuz, başka ordumuz yok” demişti. 10. OHAL OHAL’den rahatsızlık duyuyorum. 15 Temmuzdan sonra OHAL geldi ve hukuk bütünüyle kalktı. OHAL özel durumlarda belli bir süre için verilir. Bu hukuksuzluk uzun zaman sürmez ki. Onun için OHAL 3 aylık olarak uzatılır. 1. 3 ay makul olabilir. 2. 3 ayı da makul karşılayabilirim. 3. OHAL başlarsa bunu sormak lazım. 3. Uzatma mutlaka nitelikli çoğunlukla olmalı. Hiç olmazsa meclisin 2/3’ü ile. OHAL olağan hale gelirse, hukuksuzluk olağan hale gelmiş demektir. Fransa’da OHAL 3 yıldır var, ancak halkın günlük yaşantısını etkilemiyor ki… Bizde devletteki birçok insan görevden uzaklaştırılıyor. Haklarında bir iddia da yok, 1,5 yıldır insanlar mağdurlar, maaşları yok, muhtaçlar, açlar. 11. ADALET, HUKUK, YARGI Adalet mülkün temelidir. Ülkede hukuka ve adalete güven kalmadı. 15 Temmuz bunu pekiştirdi. 15 Temmuz’a kadar da tereddütler vardı. 17-25 Aralık’tan sonra da endişeler vardı. Bir insana haksızlık yaparsanız, bunun bedelini eninde sonunda devlet öder ve bunu yapanlar öder. Alma mazlumun ahını demişler. Adalet tesis edilirse, bu problemler çözülür. Birisi diğerini şikâyet ediyor. Hemen Fetöcü denilip görevden alıyorlar. Devlet hukuk demektir, hukuk olmazsa devlet olmaz. Hâkimler emirle karar veriyorlar, savcılar emirle talimatla iş yapıyorlarsa şunu bilsinler, zulmediyorlar. Adalet öyle bir mefhum ki, ispat, iddia makamına aittir. Bir kimseyi hapse atıp, “ Ben senden şüpheleniyorum, dürüst olduğunu bana ispat et” diyemezsin. Bu hukukun temel kaidesidir. Şu anda tam da bu yapılıyor. Adaleti tam olarak sağlayalım. Adaletin tarafı olmaz. Hukuk üstün tutulacaktır, hukuksuz bir yönetim zorbalıktır. 11.1. ZULÜM Zulüm varsa devlet felakete gider. Devlet zulümle yönetilemez. Hukuki yollar açılsın. Bu problem daha kolay çözülür. Siciline işlenmiş kimseye devlet dairesinde iş yok, özel sektöre giremiyor, kendisi iş kuramıyor. Böyle Fetö problemini çözmeyiz ki… Fetö konusu anladıkları ve teşhisi doğru koydukları kanaatinde değilim 18 ay oldu. Hala sürekli insan ihraç ediliyor. Bu doğru değil. Şu anda, FETÖ ile mücadelede, devlette bir şaşkınlık var. 11.2. İSPATSIZ SUÇLAMALAR Suçluları cezalandır. Eğer bir yerde soru işareti ve itham varsa, sen ispat edersin veya savunmasını istersin. Bylock var dendi, sonra aslı yokmuş dendi. 11.487 kişi bundan suçlandı. Bununla itham edilebilecek bir 30 bin kişi daha var deniliyor. 11.3. YARGI Adalet mekanizması felç oldu. Polis ve askeri şöyle böyle halledildi. Sama şu anda yargıya güven %15. 12. KUVVETLER AYRILIĞI Kuvvetler ayrılığı sistemin gereğidir. Bir kişiye yetkilerin tamamını verip; sonra onu sorgulanamaz, layüsel kılarsanız, bunun adı demokrasi olmaz. Cumhurbaşkanının parti genel başkanı olması, fevkalade kötü olmuştur. Bu durum kutuplaşmayı daha da artırıyor. TBMM yürütmeyi denetleyebilmelidir. 13. TEMSİLDE ADALET Temsilde adalet kalmadı. Her grubun TBMM’de temsil edilmesini istiyoruz. 450+100 milletvekili bunun için getirilmişti, sonra vazgeçtiler. %1 oy alan da, mesela 1 milletvekili ile Mecliste temsil edilsin. 14. İKTİDARLA PAZARLIK YAPMAYIZ Bizim vicdanımız, fikirlerimiz, inancımız pazarlık konusu değildir. AKP’den gelen Milletvekilliği, Bakanlık vb. hiçbir teklife dönüp bakmayız. Bugüne kadar atılan yanlış adımlardan vazgeçilmedikten sonra, biz hiçbir şeye razı olmayız. Bize ne teklif edilirse edilsin, ben makam ve araba sevdalısı değilim. İlkeler üzerinde anlaşmak gerek Adalet konusunun nesini pazarlık edeceğim? Kuvvetler ayrılığının ve bitmiş ekonominin nesini pazarlık edeceğiz? Bunlar bir menfaatin karşılığı pazarlık edilecek konular değil… 15. 15 YILLIK İKTİDAR ŞANSI Türkiye’de 15 yıllık iktidarda kalma şansı kimseye verilmemiştir Kimse aldığı noktadan ülkeyi bu şekilde ekonomik olarak darboğaza getirmedi. Ciddi anlamda vahim durumdayız. 16. ALTERNATİF Başka alternatifimiz yok diyorlar. Alternatif var, söylediğim bu politikalar problemi çözer. Ancak, problem artık çok zor çözülecek hale geldi. Aynen devam ederse de çözülemez duruma gelir. Eğitim keşmekeş içinde ve berbat. 17. DIŞ POLİTİKA Dış politikada dost düşman ayırımını bile yapamıyoruz. AB’den yana mıyız değil miyiz? Belli değil. ABD Ortadoğu’ya geldi ve artık bu bölgeden çıkmaz. Çözüm buna bir alternatif üretmektir. Rusya, İran ve Katar ile ilişkiler atılacak ilk adım ama son adım değil. Atılması gereken adımlar var. 18. EHLİYET VE LİYAKAT Uçağı ehliyetli pilotlar kullanır, acemi pilotlar kullanamaz. İşi ehline vermezseniz böyle gitmez. Ehil insanlar işbaşına geldiğinde problem çözülür. Ekip işidir bu… Bir iş adamı adam otobüs satın alsa, oğlu da yeni ehliyet almış olsa, otobüsün şoförlüğünü oğluna mı verir, yoksa kafası kendisi ile uyuşmayan ancak iyi şoför olan birine mi verir? Elbette ehil kimseye emanet eder. Vermezse kaza yapar. Türkiye’nin problemi işin ehline verilmemesinden ve keyfilikten kaynaklanıyor. İlkeler, prensipler ve projeler üzerinde durmak mecburiyetindeyiz. Bu değişikleler olmazsa çözülmez. Ehliyet ve liyakate göre işe alma getirilmelidir. ABD güçlü bir meclis var. Kritik noktalara geleceklerin tayin onların onayıyla oluyor. Kendisi ile aynı fikirde olmayanlara da görev verilmelidir. 19. VEFA Tayyip Beyin birlikte yola çıktığı insanlardan yanında kimse kalmadı. 20. SİVAS OLAYLARI: Uzaktan planlanan bir olay gibi gözüküyor. Bu meselenin enine boyuna araştırılmasının yapıldığı kanaatinde değilim. Ayrıca belediyenin kolluk kuvveti yoktur. 21. ABDULLAH GÜL Biz Abdullah beyle görüştük. Ancak, kendi adayımızı çıkartacağız; 300 bin imza toplayarak. Aday tesbitini iki kademeli kamuoyu araştırmasıyla yapacağız: 1. Önce bizim teşkilatımız içinde bir yoklamayla onlara soracağız, 2. Kademede ise, önde giden bir-iki isim arasından toplu kamuoyu araştırması yapacağız. Fakat henüz daha erken. Adaylar arasında Abdullah Gül de olabilir. Şu anda olur veya olmaz demiyoruz. Ancak, Abdullah Gül’ün istekli olması lazım. Abdullah Bey şu anda sessiz… 22. CHP VE İYİ PARTİ GÖRÜŞMELERİ Bu partilerle görüşmelerde bulunduk. Biz bütün partilerle görüşüyoruz. Fikir ve görüşlerimizi onlara da anlatıyoruz Bizim söylemlerimiz, sosyal adalet hukukun üstünlüğünü, yatırımlar vb Bunlar ittifak görüşmesi değil, istikşafi (keşif) görüşmelerdir. 23. CUMHURBAŞKANLIĞI SEÇİMİ Cumhur Başkanı olarak bir kişi seçilecek. Bunu da taban seçecek. Tabanın sesine kulak vermek lazım. Türkiye’de uzlaştırıcı ve insanları bir araya getirici parti olarak ben Saadet Partisini görüyorum. 24. İTTİFAKLAR Mahalli ve Milletvekili seçimlerinde o günkü şartlarda, ilgililerle bir dirsek teması kurulabilir. Herkesle görüşmeye açığız, görüşüyoruz da zaten. Bugün ittifakları zaruri hale getiren bir çaba var. İki kere iki her zaman etmiyor siyasette bazen 5 bazen 3 ediyor. Bunlara da dikkat etmek lazım. 24.1. İTTİFAK AJANDAMIZIN BAŞINDA DEĞİL İttifak meselesini ajandamızın başına oturtmadık. Ajandamızın başında Türkiye’nin içinde bulunduğu problemler ve bunların çözüm yolları var ve ilkeler var. İttifak kamplaşmaya vesile olacağı için şu anda gündemimizde yok. Erkenden ortaya çıkıp lüzumsuz münakaşalara girmenin anlamı yok bana göre. Şimdi kurulan Yeni Milliyetçi cepheye, yanlış politikalardan kaynaklanan bugünkü gidişat değişmediği sürece, bizim bir araya gelmemiz in gitmenin bir anlamı yok. 24.2. FATİH ERBAKAN Bir parti kurup ittifaka katılırsa Saadet Partisi etkilemez, bu konu üzerinde durmuyorum, ancak istismar edilmelerine fırsat vermezler sanıyorum