Piyasalar

DELİ DELİ TEPELİ

Punto:

Her konuda farklı düşünen bir arkadaş,diğer arkadaşlar tarafından çoğunlukla “cins”,bazılarınca da “deli”diye tanımlanırdı.
Ben ise ne söyleyecek diye hep merak ettiğimden,filozofik bir damar görürdüm.
Mesela enflasyon nedir diye sorduğumuzda biz,”fiyatların genel seviyesinin yükselmesi yada arz talep dengesinin talep lehine bozulması” deriz.
O “beşeriyetin hırs ve tamahının yan ürünü” derdi.
Oğlum bak kitaplar böyle yazıyor diye gösterdiğimizde “kitapları kim yazıyor ki”diye cevap verirdi.
Temel felsefesi “ortamdan farklılaşmak”idi.
Şimdiki bilgilerimle düşünüyorumda,acaba çocukken ilgi,alaka görmediği için,herkesin ak dediğine kara demesi “ben burdayım,beni de görün” çığlığımıydı( ki bu psikolojik bir sorundur,yoksa bizi gerçekten aşmış mıydı.
Yani deli miydi,veli miydi bilmiyorum.

Neyse,kelimenin etimolojisine baktığımızda,kökü “gönül” manasına geldiğinden deliyi de “gönüle yoğunlaşmak”olarak tanımlayabiliriz(T.Durali)
Zıddı “akli”de doğal olarak akla yoğunlaşmak olmalı.
Temel soru,aklın dışına çıkarak(gerçeklikten kopma)mı yoksa aklı aşarak mı gönüle yoğunlaşıyor.
Birinci seçenek bildiğimiz delilik,ikincisi olan aşkınlık ise her halde velilik olmalı.
Bunun için mi delilik ile velilik yandaş’dır.
Aynı durum akıllılıkta da geçerli olabilir.
Akla yoğunlaşırken,gönülü(duyguyu)aşarak mı,yoksa yok ederek mi yoğunlaşıyor.
Aklın dayattıkları için gönlünde bir yer açamayan delilerin kendilerinden başka kime zararları var ki.
Gönülü hiçe sayan aklın “yıkıcı”lığıyla dolu tarihe ve günümüze bakınca,asıl deliliğin bu tür akıllılık olduğu açık değil mi.
(Vecd,cezbe,meczup,eski dinlerde aklın gitmesi vs.din ile bağlantılı alana girmeyelim)

Deliliğin diğer bir yandaşı da dahilik’dir.
Birlikte çıktıkları yolculukta kırılma noktası,hayatı anlamlandırma yetenekleridir.Bu da salt akılla başarılamaz.
Bazılarına göre de,dahilik de delilik(şizofren) de bozuk gen sonucudur.
Dahilerin,deliler gibi bizim “gerçekliğimiz”den kopmaları gerekir,ancak düşmemek için de yaslanmaları gereken yer yine gönül’dür.
Dahilerin önemli bir kısmının aynı zamanda şizofren olmalarının nedeni bunu başaramamaları olsa gerek.
Eğer sebep bozuk gen ise,genom projesine,genetik bilime yaslanmaktan başka yapacak bir şey yok.
Bugün geldiğimiz noktada,kalbe izafe edilen her şeyin esasen beynin bir fonksiyonu olduğunu anladık.Akıllı olmak beynin sol yarım küresinin,duygusal (kalp,gönül)olmak ise sağ yarım küresinin işi.
Öyleyse yine asıl delilik,Yaradanın bahşettiği aklın sadece sol yada sağ yarım küresini kullanmak olmalı.
Yani tamamını kullandığımız da hem deli/dahi hem de deli/veli olabiliriz.
Beyindeki sol/sağ dengesi “dengeli”bir yaşam ve dünya için de gereklidir.Bunu başarmalıyız.