Piyasalar

Dava Adamı Olmak

Punto:
Sürekli olarak duyduğumuz,  "Dava"  "Dava Adamı" "Dava Arkadaşları" vs. hep merak ederiz, nedir? Ne değildir? Bu dava adamlığı diye. Gerçekten nedir bu söylemlerin gerçek manası bir bakmak lazım.      Her ne kadar davanın,  Hak ve Batıl dava diye ayrımı yapılmış olsa da, öncelikle bizim anlayacağımız  ve bizi ilgilendiren dava HAK DAVASI’dır.    "Andolsun zamana ki, insan gerçekten ziyan içindedir. Ancak, iman edip de salih âmeller işleyenler, birbirlerine hakkı tavsiye edenler, birbirlerine sabrı tavsiye edenler başka (Onlar ziyanda değillerdir)." (Asr suresi)     Sahabe,  yan yana geldiklerinde  bu sureyi okumadan dağılmazlarmış.     Bütün ulemanın ortak kanaati; " Allah'a ve ahiret gününe inananlar, bu suredeki Allah'ın verdiği görevleri yerine getirmiş olsalardı,  İslam Dünyası, son iki yüz yılda yaşadıklarını yaşamaz,  kan ve göz yaşı ile yoğrulmazdı."      Dava Adamı, Allah'ın iradesine tabi olanların iradesini, durdurabilecek hiç bir gücün olmadığına inanır. O, ilim ve bilgi sahibidir. İnandıklarını yaşayan, hayat haline getirendir.  Sözü, özü doğru olandır.  Emanete ihanet etmez, adaletten ayrılmaz, verdiği sözde durur, toplumun en güvenilir vefalı insanıdır.      Dava Adamı, Türk-İslam Kültür ve Medeniyetini savunur,  sevgi toplumunun oluşması için mücadele eder, halkı uyandırır, düşmana karşı uyanık ve diri tutar.  Cephede ki elin iradesini sarsacak bütün unsurlara karşı savaş açar.      O, Türk Milletinin varlık ve beka davasını, Türk Milletinin varlığını birliğini,  bütünlüğünü, insan hak ve özgürlüklerini,  üstünlerin hukukunu değil, hukukun üstünlüğünü, her durumda adaletin sağlanmasını savunur, bunun için mücadele eder.      Dava Adamımın hareket noktası idealleridir. O, ideallerinin peşinden koşar,  onu hayat haline getirir. Hayatını ideallerine göre tanzim eder. Yaşadığı hayat, ideallerinin emrettiği hayattır.      O'nun,  ruhu, kalbi, kafası, tüm düşünce ve hayatı tarzı,  ideallerine göre şekillenir.  Yaşadığı ve gördüğü acılar, işkenceler karşısında,  "Allah'ım, hidayet nasip et bu insanlara,  bunlar gerçeği bilmiyorlar." der, dua  eder, af diler.     Dava Adamı, Din, Devlet, Vatan, Millet, Bayrak gibi, milli ve manevi değerlerin kıymetini bilir, bunları savunur, korur, kollar, bu değerler için ölmek dahil  her türlü fedakarlığı yapar.     O'nun idealleri, öyle  zaman gelir ki fedakarlıklar ister, tereddütsüz o fedakarlığı yapmalıdır. Nefsini, ideallerinin hizmetine vermelidir. Hayatını ideallerine vakfetmelidir.      Dava Adamı için, dünyevi değil, uhrevi hayat önemli olmalıdır.  Lideri  Hz Peygamber  olmalı. Allah'ın Resulü,  her türlü vaatler ve baskılar karşısında, " Bir elime Güneşi, bir elime Ayı koysanız ben bu davadan dönmem" diyerek, Dava Adamının iradesini, tavrını, anlayışını, duruşunu ve yaşam biçimini belirlemiştir.      Dava Adamının rehberi Kur-an olmalıdır ki, idealleri, hedefleri, değer yargıları ve yolu  O'na göre belirlensin, şekillensin, aydınlansın. O Rehber ki  ne güzel yol göstermiş; "Fitne tamamen yok edilinceye ve din (kulluk) de yalnız Allah için oluncaya kadar onlarla savaşın. Şayet vazgeçerlerse zalimlerden başkasına düşmanlık ve saldırı yoktur.)(Bakara 193) ifadesiyle Dava Adamına hedef koymuştur.      Takip edeceği yol ise, elbette İslam'dır.      İşte gerçek "Dava" da, "Dava Adamlığı" da budur.      Şimdi başa dönelim, acaba söylemlere baktığımızda, söyleyenler gerçekten, "Dava Adamı" mı? Yoksa, "Şarlatan" mı?  Yukarıda ki ölçüler içerisinde ise, elbette Onlar  Dava Adamlarıdır ve peşlerinden gidilecek insanlardır. Varımızla, yoğumuzla onları  takip etmemiz gerekir.  Şayet yukarıda ki ölçülere uymuyorsa,  onlar, "Şarlatan"ların taa! kendileridir.       Hani hep söylenir ya, bu sıkıntılara bir son vermenin, acıyı, zulmü, göz yaşını ve katliamları durdurmanın, İslam'ın vaat ettiği "Sevgi Toplumu" nu oluşturmanın bir yolu yok mu  diye? Elbette var! Bunu yapacak ve gerçekleştirecek  olanlar da, gerçek, Dava Adamlarıdır.       Bakın,  yakın ve geçmiş tarihe, zaferlerin altında sürekli olarak Dava Adamlarının imzasını görürsünüz.      Çanakkale'de, Dumlupınar'da, Sakarya'da, mermisi bitip süngüyü takıp düşmana, idealleri için, Allah için, Vatan, Bayrak, Din, Devlet ve Millet için saldıranlar Dava Adamlarıdır. Çünkü  onların tek hedefi, Allah'ın rızasını kazanıp, vaat edilen Cennete girmektir.     BİR DAVASI OLMALI İNSANIN, ONU CENNETE GÖTÜRECEK...     PEKİ BİZ KENDİMİZİ SORGULUYALIM... VE SORALIM...     BİZ DAVA ADAMIMIYIZ, DEĞİL MİYİZ?     DAVA ADAMI OLMAK SELAM VE DUASIYLA...