Punto:
Dinle
Âdâp ve erkân...a'lar ince...bu yazıya tenezzül eden arkadaşların, inceliğe dair fikirleri vardır ve kendi incelikleri de zaten malumunuz...
Âdâp, edebin çoğulu ve edep de görgü, terbiye demek...kısaltılmış hali tabii ki...
Erkân da rukn'un çoğulu...rukn ise direk ve destek demek...ancak bu direkler ve destekler, ayakta tutan ve itibar kazandıran cinsinden...
Âdâp ve erkân genellikle birlikte kullanılır...nakşibendiyyede de birlikte kullanılıyor fakat onlarda onlara mahsus bir anlamı var...''kelimât-ı kudsiyye'' yani kutsal kelimeler diyerek de karşıladıkları bir anlam...
Kelimât-ı kudsiyye yahut nakşibendiyyenin âdâp ve erkânı 12. asırda Buhara'nın Gucdüvan köyünden, tabii hâcegân silsilesinden ve silsilenin başlarındaki Abdülhalik tarafından vaz edilmiş...
Âdâp ve erkân, 11 prensipten ibaret...bu prensiplerin Gucdüvanî tarafından ortaya konuldukları muhakkak fakat 11'inin de onun tarafından ortaya konulduğu kısmı biraz karışık...Gucdüvanî'nin 8 prensip vaz ettiği ve sonradan 11'e tamamlandığı iddiası daha ikna edici...
Bizi ilgilendiren tarafı şu...nakşibendiyyenin âdâp ve erkânı asırlardır bu 11 prensipten ibaret...söylemeye çalışayım...
Hûş der Dem ile başlıyor...her nefesi gafil olmaksızın alıp vermek...
Nazar ber kadem...bakışları ayaklarında olmak...
Sefer der Vatan...sürekli iyiliğe doğru yolculuk halinde olmak...
Halvet der Encümen...kalabalık içinde yalnızlık...(Ben bunu nakşilerden öğrenmiştim...ya Yasin okurdum içimden yahut Mona Roza)
Nigâhdaşt veya Nigâhdaşt-ı havatır...kalbi korumak yahut hatıra gelenlerden kalbi korumak...
Etti 5...2 yâd ve 3 vukuf ile 10 olacak...bâzgeşt'i bilerek sona saklıyorum...
Yâddaşt ve Yâdkerd...2 yâd bunlar...Allahı kalp ile ve zikr ile daima hatırında tutmak...
Vukuf-ı Kalbî, Vukuf-ı Zamanî ve Vukuf-ı Adedî...3 vukuf da bunlar ve bu 3 vukuf'un Gucdüvanî tarafından vaz edilen ilkelere sonradan ilave edilmiş olmaları kuvvetle muhtemel...kalple vakıf olmak, zikrin zamanına ve adedine vakıf olmak...
Geldik Bâzgeşt'e fakat önce nefy-ü isbat zikrini söylemem lazım çünkü onun sonunda...''Dil damağa yapıştırılır, nefes göbeğin altında hapsedilir, sonra damağın sonuna kadar “lâ” çekilir. Oradan “ilâhe” sağ omuza, “illâllah” da kalbe aktarılır.''...
Nefy-ü isbat zikrinde hapsedilen nefes salınırken, ''ilahi ente maksudi ve rızake matlubi'' deniliyor...Bâzgeşt bu işte...Allah'ım maksadım sensin ve talebim senin rızan...
Siz hiç maksadı Allah ve talebi Allah rızası olan nakşi gördünüz mü diye sormayacağım çünkü ben gördüm yahut gördüğümü zannettim...şöyle sorayım ve 11 ilkeyi dikkate alarak cevap verin...piyasaya çıkmış nakşiler arasında 11 de 1 oranında da olsa nakşi diyebileceğiniz kimse var mı...
Bilmiyorum...bozuldular yahut bozulma sürecinin biz sonuna denk geldik...bildiğim...toplum vicdanında mahkumdurlar ve devlet nazarında kriminal vaka olmalarına da pek fazla kalmamıştır...
Bu kıymetsiz metin, eski asırların hâcegân büyüklerine ve onların aziz hatıralarına saygı yerine geçse keşke...
Mustafa DUMAN