Yunus EKŞİ
Punto:
Dinle
Geçtiğimiz günlerde Partisinin grup toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dövizde yükselişe işaret ederek, "Kur üzerinde oynanan oyunların kayda değer bir ekonomik gerekçesinin ve derinliğinin olmadığı her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Milli ve yerli para ile kur üzerinde oynanan oyunu bozacağız. ‘’ dedi.
Şimdi tek para zamanı mı?
Cumhurbaşkanımızın sık sık ifade ettiği dört tekliğin( Tek Vatan, Tek Devlet, Tek Bayrak, Tek Millet) yanında milli ve yerli bir paradan bahsetmesi, sayılan tekliklere yeni bir tekliğin ekleneceği işareti olan ‘’Tek Para’’ sinyalini verdi.
Kur üzerinden ülkemize yapılan finansal operasyonlar, dolar 4 TL ye ulaşınca daha net fark edilmeye başlanıldı. Bölgesel olarak tarihin en kırılgan noktasında olan ülkemizin, iç ve dış siyasal tehditler olarak geçirdiği süreç başarıya ulaşamayınca; 15 Temmuz akabinde ifade ettiğimiz ekonomik saldırının seçimlere kadar zaman içinde aşama aşama uygulanacağı öngörümüz maalesef doğru çıkmıştır.
Kurulu Borca Dayalı Para Kredi Sistemi, seçilen hiç bir hükümeti iş yaptırmama üzerine kurgulanmıştır. Bu kurgu, para kredi sisteminin işleyiş biçimi ile ekonomiyi anında durağan hale çevirebilmektedir. Devlet içindeki kontrol edilemez hale gelmiş bu çok başlıklı finansal bağımsızlık, hükumetlerce alınmış milli kararlar, istenilen oranda gerçekleşememektedir.
Bunun temel nedeni de ekonominin can suyu olan para dediğimiz ölçünün, sistemin işleyiş biçimi içinde elit bir zümre tarafından kontrol edilmesindendir. Ekonomiye zarar verici bu yapının lağvedilmesi, Cumhurbaşkanımızın ifadesi olan’’ milli ve yerli para’’ ilkesi ile gerçekleşebilir.
Milli ve yerli paranın, tam bağımsız Türkiye'nin tam bağımsız para sistemini kuracak biçimde, gerçek manada milli ve yerli olmalıdır. Cumhurbaşkanı ile sürekli çatışma halinde olan ve faiz üreten ekonominin başındaki Merkez Bankasının hali hazırdaki yapısına bu milli ve yerli para teslim edilemez. Bunun yapılabilmesi için, yasalardaki hukuki düzenlemeler yapılarak Merkez Bankası da millileştirilmelidir.
Milli para politikaları üretmeyen bir kurumun kontrol ve denetiminde milli ve yerli paranın verilmesi, mevcut durumdan farklı bir sonuç
oluşturmayacaktır.
Bu nedenle kurumlarında gerçek manada millileştirilmesi önemli olup, onları bağlayan yasa, yönetmelik ve tüzüklerinin de elden geçirilmesi gerekir.
Çünkü her seçili hükümeti tehdit eden dışa bağımlı finansal hareketler, kurulu para kredi sisteminin işleyiş biçimi, sürekli sorun üreten iç işleyiş yapısı ile de kur artışları üzerinden görünür hale geldi.
Mevcut ekonomik yapı spekülasyonlara açık olup, devletin aldığı tedbirleri kısa zamanda bertaraf edebilmektedir. Hükumetlerin yaptığı planlamalar, finans sektörü tarafından engellemeye yönelik atılan sistematik adımlar olduğunu gözlemliyoruz.
Tercih edilen kur sistemi sistem içinde döviz girdilerinin artmasına yönelik tercih edilse de, sonuç itibari ile hükümetin aldığı tedbirleri sürekli istikrasızlaştırıcı finansal operasyonların olduğunu rahatlıkla görüyoruz.
Sorunların çözümünde tespit son derece önemli olup, çözüm kümeleri bu sorunların lağvedilmesine yönelikte olmalıdır. Tıpkı sürekli borçlanma modelinde olduğu gibi ötelenerek sürdürülebilir bir sorun haline dönüştürülmemelidir.
İktisadi sorunların temelinde; finansal hareketlerin reel ekonomiden bağımsızlaştırılarak, mevcut kredi biçimi olan egemen bir fonlama yapı ile, devletin ekonomiyi kontrol edilemez bir hale getirmesidir. Bu fonlama biçimi faizli bir fonlama biçimi olup, burada kullanılan enstrümanlar millilik ve yerlilik ifadesinden uzaktır.
Cumhurbaşkanımızın söylediği ‘’Yerli ve milli para’’ ifadesi faizsiz bir para modelinin ölçüsü olarak uygulamaya konulabilir, konmalıdır.
Bunun, nasıl mevcut ekonomi içinde işlerlik kazanılacağı son derece kolay olup, sadece cesur kararların sonucunda gerçekleşebileceğini de ifade edelim.
Ekonomik bir devrim için; faizsiz üretilen yerli ve milli parayı destekliyoruz.
Selam ve dua ile...