Piyasalar

Cevizle Eğitim

Punto:
“5-6 yaşlarımdayken annem beni cevizlerimizi toplamaya gönderirdi. Ben de cevizlerimizi toplarken diğer ağaçlardan düşerek bizim cevizlerle karışan komşunun cevizlerini de toplar eve dönerdim. Annem eline uzun bir sopa alır, iskemleye oturur, sonra topladığım cevizleri yere dökmemi isterdi. Ben cevizleri döktükten sonra annem elindeki sopa ile bazı cevizleri sağa sola itekleyerek, bunlar bizim ağacın cevizleri değil, sen toplarken dikkat etmemiş, komşunun cevizlerini de getirmişsin diyerek elime sopa ile hafice vururdu. Sonra oğlum bunlar haram, götür bunları aldığın yere hemen bırak, derdi. Ben de utana utana kimsenin göremeyeceği şekilde gider, cevizleri korka korka yerine koyarak hemen oradan uzaklaşırdım.” Yukarıdaki olayı kadim dostum Prof. Dr. Ali Fuat Arıcı, Erzurum günlerimizde yaptığımız sohbetlerde anlatır, başkasının bir cevizini izinsiz almanın utancını küçüklüğünde annesinin kendisine yaşattığını dile getirirdi. Dilimizde kozunu paylaşmak diye bir deyim vardır. Koz kelimesi Farsça kûz kelimesinden bozma ceviz manasına gelmektedir. Bu deyim kuvvetle muhtemelen birbirine yakın olan ve yere düşünce karışan cevizlerin paylaşımında çıkan kavgalar nedeni ile dilimize yerleşmiştir. Bir yanda cevizleri paylaşmak için birbiri ile ölümüne mücadele eden bir davranış, diğer yanda ise komşunun tek cevizine dikkat ederek onu hemen yerine bırakılmasını isteyen bir kültür. Toplumlar değerler üzerine kurulur. Bir değerin hayat boyu devam etmesi, bireyde davranışa dönüşmesi için o değerin aktarıldığı aracı unsurların etkili olması gerekmektedir. Değere kaynaklık eden, onu savunan, onu anlatan bireyler kadar, değere aracılık eden unsurlar da çok önemlidir. Kaynak ve aracının uyumu, hedef kitlenin değeri benimsemesinde ve arzu edilen davranışa dönüştürmesinde en etkin güçtür. Böyle durumlarda iki ceviz ile verilen eğitim bazen onlarca kişi ve farklı yöntemlerle verilen eğitimden daha etkili olabilmektedir. Çünkü değer ilk zamanlarda taklitle öğretilebilir. Yetişmekte olan birey, çocukluk çağında özellikle anne babasını taklit ederek, onların davranışlarını benimseyerek değerleri kabullenmede olgunluk gösterebilir. Okullar siyasi sistemin öngörüsü ile şekillendiğinden okulda öğretilenlerin toplumun idealleri ile uyuşması gerekmektedir. Modernleşme ile birlikte toplumu çevreleyen kapitalizm, medya, sosyal çevre gibi unsurlar, bireyin ahlaki açıdan bocalamasına neden olmaktadır. Bu ortamda modern okullarda bin bir yöntemler denenerek verilmeye çalışılan değerler, öğrencilerde karşılık bulamamaktadır. Sıkıntılı bu ortamda ailede verilen temel dinamikler, çocuğun dış müdahalelere maruz kaldığı olumsuz ortamdan kurtulmasını sağlamakta ve bireyin aslına rücu etmesine zemin hazırlamaktadır. İnsanlar, çocukluk dönemlerinin büyük bir kısmını ailesiyle geçirdiği için aile çocuğun karakterinin oluşmasında önemli etkiye sahiptir. İlk zamanlarda şuuraltına işlenen iyilik, erdem gibi hasletler zamanla bireyde kendini gösterecek ve insanların doğruyu bulmalarında onlara rehberlik edecektir. Anadolu’nun bu zeki kadını, çağın en modern okullarında görev yapan ve tüm teknikleri kullanan öğretmenin, hutbede haykıran hocanın veremediği doğruluk, adalet, helal- haram anlayışını iki ceviz üzerinden vermiş, iki cevizle muhteşem bir teknik geliştirmiştir. Aslına bakılırsa toplumumuzun okumuş, aydın kesiminin Anadolu insanından ilim, ahlak, davranış adına öğreneceği çok büyük güzellikler bulunmaktadır.