Ahmet Gökhan YAZICI
Punto:
Dinle
Covid -19 virüsünün tüm insanlığı bazı mecburiyet ve mahkumiyetlere sürüklediği ve %90’nı 60 yaş üstü büyüğümüzü yaprak dökümü gibi aramazdan savurduğu , hayat dallarından kopardığı bu günlerde ;
Aslında Çaresizseniz.! Çaresizsiniz.! Unutmamak lazım.Bütün vebali ve sorumluluğu 2020 yılı üzerine atıp bitişini bekleme kolaycılığına sürüklenip bütün vebal ve sorumluluğun biz insanlarda olduğu gerçeğinden de kaçamayız.!
Bu karanlık dehlizin içinden çıkabilmek için tüm insanlık bu çağın vebasını musallat eden insanlara, devletlere, karşı yek vücut birleşmesinden ve diyetini ödetmesi bir çare olup,
Diğer taraftan, eğitim ve bilim merkezli devrim niteliğinde hızlı reformların hayatiyete geçirilmesi de bir diğer önemli elzem çaredir.!
Bu saikler etrafında geçmişte defeaten Eğitimle alakalı yapılması elzem gördüğümüz tekliflere bu günde önemli ve hayat bir başlıkta tekrar katkı sağlamak istiyorum.!
İki gün önce Atatürk Üniversitesi Çoklu yetenek araştırma ve uygulama merkezi yönetim kurulu olarak yerinde ziyaret ettiğimiz , Bilim ve Sanat merkezlerinin yeniden yapılandırılması ile ilgilidir.
Cenab-ı Allah tüm insanlığa faydalanması için, gerek yer altı doğal kaynakları gerekse yer üstü insan kaynaklarını bir nimet olarak yaratmıştır. Bu kaynakları potansiyele, üretime dönüştürebilecek tek toplumsal kurum Eğitim olup,
Ve tüm insanlığın karşı karşıya kalabileceği sorunlara çözüm, ihtiyaçlara ise üretim kaynağı olabilecek yaklaşık %2,3 oranında Q'sü %140'dan yüksek, yaratılıştan dahi niteliklere sahip insanlarıda eğitimin ve bilimin en önemli mihenk taşları bir çıkış yolu ve fırsat olarak yaratılmışlardır.
Tarihte, insanların hayatlarını kolaylaştıran, bir çok maddi ve manevi sorunlarına çare olan, Thomas Edison, Graham Bell,
Wright Kardeşler, Johannes Gutenberg, Albert Einstein, Tim Berners Lee, Nikola Tesla, Leonardo Da Vinci, Archimedes, Henry Ford gibi dahiler bunların önde gelenleridir..
Dikkat ederseniz yakın çağın ileri gelen dahi ve mucitleri içerisinde maalesef Müslümanlardan kimse yoktur, aslında mutlak adalet sahibi cenabı ALLAH her topluluk içerisinde dahi insanları yaratmış, lakin o dahi çocukların potansiyelini, yeteneklerini açığa çıkaran ve geleceğe idealize ve sistemize eden eğitim sistemleri olduğu için bizim insanlarınız hep mahrum kalmıştır.
Adı milli olmasına rağmen, özde değil sözde milli eğitim sistemimiz üzerinden asırlardır yapılan ihmaller ve ihanetler süreci malasef ne bu değerlerimizi keşfetmiş, ne eğitime ihtiyacı olan inanlarımızın potansiyeline sirayet etmiş, nede bu dahi çocukların bazı taşeron, eğitim kurumları aracılığı ile beyin göçünün önüne geçmiş, eğitimi idare edenlerde basiretsizlik, liyakatsizlik, idealsizlikleri ile sadece bu beyin ve yetenek göçüne çanak tutmuş.
İşte bu ihmal, basiretsizlik ve ihanetin önüne geçmek için, geç kalınmış olsada kuruluşları sağlanan Bilim Sanat merkezleri çok hayati ve istikbali ehemmiyete sahip kurumlar olup , lakin süratle, eğitimde reform çalışmaları kapsamında yapılandırılması elzemdir.
Öncelikli olarak, 3 aşamada seçimi ile Bilim sanat merkezine seçilen dahi çocukların, ilk aşama seçiminde sadece sınıf öğretmenlerinin, ilk öğretim 1,2,ve 3 sınıf çocukları, gözlem yolu ile belirlemesi bir sistematik etrafında yapılmadığı için yetersizdir.
Ki dönem dönem sınıf öğretmenleri veliler tarafından kendi çocuklarının tercih edilmesine yönelik baskı ve tavassuta da maruz kalabilmektedir.Bu sebeple ilk basamağın kesinlikle modüle bir sistemle yürütülmesi ve bazı çocukların karekteristik özelliklerinin daha geç ön plana çıkması söz konusu olabildiği için ilk öğretim 4. Sınıflarda sürece dahil edilmesi elzemdir.
Bilim sanat merkezlerinde ki diğer sorun, seçilen dahi çocukların, sadece hafta içi normal öğrenim gördükleri okullarda gördükleri eğitimlerine ek olarak,okuldan çıktıktan sonra bu kuruma gidip akşam 21'e kadar eğitim almaları önemli bir yöntem sorunudur.,
Daha oyun çağında ki bu çocuklara, farklı okul, öğretmen ve farklı proğramlar ile zaman ,mekan ve proğram karmaşası ve yükünün gelişmelerini olumlu düzeyde etkilemesi mümkün olmayıp, her okuldaki bu dahi çocukların bir veya birden fazla okulda bir araya getirilip,
Bilim sanat merkezi ilk ve orta öğretim kurumlarının kuruluşuna dönüştürülmesi ve bu çocukların bu okullarda tüm zaman eğitimlerini devam ettirmesi gerekmektedir.
Yine Bilim sanat merkezlerinin, yatılılık ve bursluluk sisteminin olmaması, özellikle kırsal'da,ilçe ve köylerde ki dahi çocukların sisteme dahil olma şansı çok düşürmekte, bu potansiyelimiz maalesef heba olup gitmektedir, Bilim sanat merkezleri yatılılık ve bursluluk sistemi çerçevesinde yapılandırılması gerekmektedir.
Diğer önemli bir nokta, eğitim yaşamsal uzun soluklu devamlılık ve süreklilik gerektiren bir toplumsal kurum olup,
Bilim sanat merkezi çerçevesinde her ilde bu çocukların ilköğretimden, üniversiteyi bitirinceye kadar aynı mantık ve felsefeye haiz öğretim kurumlarının kurulması lazım, ilk öğretim, orta öğretim ve yüksek öğretim eğitim proğramlarını temsilen;
Bilim sanat okullarının ve Bilim sanat üniversitelerin kurulması, bu çocukların eğitimleri yatılı ve burslu sistemle kontrol altına alınıp sadece devlet kontrolünde yönetilmesi ve üniversiteyi bitirdikten sonra
Devlete ait bilim ve eğitim kurumlarında, stratejik üretim merkezlerinde, devreye sokulmaları ve ailelerine ekonomik teşvik ve desteklerin sağlanması lazım,
Bun nitelikteki çocukların, özellikle ABD ve bazı Avrupa ülkeleri tarafından yapılan sosyal ve ekonomik desteklerle aileleri ile birlikte bu çocukları alıp götürdükleride maalesef önemli bir gerçek bizim ise eksikliğimiz, vizyonsuzluğumuz ve idealsizliğimizin bir sonucudur.
Unutmamamız lazım ki İstiklal ve İstikbalimizin belirleyicisi olabilecek özelliklere haiz çocuklarımıza ve gençlerimize yapacağımız yatırım, İnsana ve İnsanlığa yatırımdır.!
Fırsat buldukça devam edeceğimiz ,uygulanabildiği takdirde de bizim için sadece manevi hazzından öte bir beklentimizin olmadığı düşünce ve önerilerimizin karşılık bulması dileklerimle...
Selam Saygı Dua
Doc.Dr.Ahmet Gökhan Yazıcı
MHP MYK ÜYESİ