Sözüm daha hala AKP'liyim, reisin izindeyim diyenleredir.
Ülkenin ne hale geldiğini görüyorsunuz. Bir ülkede kötü yönetim varsa tek sorumlusu yönetenler değildir, yalan ve yanlışlara rağmen onlara destek verenler de en az onlar kadar sorumludur.
Kutu kutu dolarları,Rıza Zarrab'ın önüne yatarım diyenleri gördünüz halinizi değiştirmediniz.
Garantili ihalelerle devlet hazinesinin yandaş müteahhitlere bağlandığını gördünüz, sesinizi çıkarmadınız.
Yüz küsur defa Kamu İhale Kanunu değiştirildi, niçin diye sormadınız.
Sıfırlama kasetlerini duydunuz, kumpastır deyip geçtiniz. O kumpasın gerçeklere dayandığını görmezden geldiniz.
Zarrab Amerika'da kime ne kadar rüşvet verdiğini açıkladı, kim bu rüşvetçiler diye bir defa merak etmediniz. Çünkü aslında her şeyi biliyor, kabulleniyordunuz.
İşe alımlarda mülakat adı altında kayırmacılık ve iltimas yapılırken bir defa olsun yüzünüzü ekşitmediniz.
Şehir hastaneleri ile yapılan sözleşmelerde uyuşmazlıkların Londra tahkimine götürülmesi kararlaştırılıp, bu iş ve ihaleler Türk yargısından kaçırılırken bunu yapanları milli ve yerli diye alkışlamaya devam ettiniz.
Seçtiğiniz vekiller hukukunuzu savunacağına parmak kaldırıp indirme dışında hiç bir şey yapmadıkları halde onlara destek vermeye devam ettiniz.
"Layık olmayanları iş başına getirenler kıyameti beklesin" diyen ilahi sese rağmen ısrarla layık olmayanları iş başına getirdiniz.
Yüce dinimiz bir partinin kirli işlerini örtmek için kullanılırken en küçük bir tepki göstermediniz.
Yabancı gazeteler, Türkiye rüşvet ülkesi oldu diye yayınlar yaparken kim bu rüşvetçiler diye sormadınız.
Partinizi, reisinizi eleştirenlere Fetöcü, Metöcü, diye iftira atılırken o koroya siz de dahil oldunuz.
Aynı camide, aynı kıbleye ve aynı Allah'a yönelen insanlar hain, kafir,düşman ilan edilirken bütün gücünüzle onlara katıldınız.
Pis bir siyaset uğruna insanlar kutuplaştırılırken , İslam'ın "fitne katilden beterdir" hükmüne rağmen eşinize, komşunuza düşman oldunuz.
Kör bir inat ve cehalet yüzünden memleket batarken tezahüratlarınızı sürdürdünüz.
Yargı adalet dağıtmaktan çıkarılıp bir kişinin elindeki kamçı haline getirilirken onu tutan el oldunuz.
Bütün ihaleler aynı beş firmaya verilirken "niçin hep bunlar da başkaları değil" diye sormadınız.
Vekillerinizin bazıları, jet hızıyla zenginleşirken, bu değirmenin suyu nereden diye merak etmediniz?
Öcalan kardeşler televizyonlara çıkarılıp, mektupları okunurken hararetle alkışladınız.
Hakkında mahkeme kararı ve soruşturma olmayan insanlar KHK ile işlerinden atılıp,bir parça ekmeğe muhtaç edilirken bir def olsun bu nasıl bir adalettir demediniz.
Yıllarca tek parti türküleri söyleyip, partiniz aynısını yaptığında rövanşist duygularla destek oldunuz.
Sesini yükselteni teröristlikle suçlayıp susturdunuz.
Hiç bir zaman adalet, doğruluk, kul hakkı diye bir derdiniz olmadı. Hiç bir iktidarın ebedi olamayacağını düşünmediniz. Seçtiklerinizin yaptığı her kötülüğe sınırsız, ölçüsüz ve muhasebesiz destek vererek ortak oldunuz.
Artık deniz bitti. Kör bir inat uğruna ülke batıyor, hepimiz batıyoruz. Araba duvara çarptığında araba veya duvar değil, şoför değiştirilir. Bu kadar vebalden sonra gelin bu vebale de ortak olmayın. Partiler din değildir. Bu şoför değiştirilmediği takdirde bu duvarın altında hep birlikte kalacağız.Bu güne kadar desteğiniz gafletti, ama bugünden sonra vereceğiniz her destek, artık gaflet değil, sorumluluğu paylaşmaktır.
Uyan AKP'li kardeşim, uyan ve ülkeyi felakete götüren bu sürece ortak olma.
Unutma, hiç kimse ve hiç bir parti bu ülke ve milletten önemli değildir.