Politikacıların yalana şerbetli olması, bir ayak üstünde bin yalan söylemeleri belki de Makyavelist bir duruşun gerekliliği olabilir. Sonuçta toplumsal değerler, ahlaki ilkeler, hedefe giden yolda her uygulamanın mübah olduğu sanısına kurban edilir.
Geçtiğimiz günlerde kamuoyu; ASELSAN üzerinden iktidara yönelik belden aşağı vurma amaçlı dezenformasyona tanıklık etti. Piyasaları canlandırmak için sıcak para arayışına girildiği günlerde iktidarın çaresizliği gündeme getirilerek, halkta "vatan elden gidiyor, iktidar memleketi satıyor" imajı oluşturulmaya çalışıldı.
Algı operasyonunun yüksek enflasyona, Türk Lirasının, dolar ve euro karşısında aşırı değer kaybetmesinin yol açtığı ekonomik krize denk getirilmesi sizce tesadüf mü?
İktidarın yanlış politikalarına kimse prim veremez. Yanlışa yanlış demek erdemdir. Rant avcılarının, iş takipçilerinin, müteahhit tayfasının nerelere, hangi siyasi partilere, çöreklendiği, kimlerle düşüp kalktığı zaten kamuoyunun malumu.
Ancak hilaf-ı hakikat iddia ve söylemlerden oy devşirmeye çalışmak ne siyasi ahlaka sığar ne bu memlekete ne de geçim derdinden bunalmış vatandaşa beş kuruşluk faydası olur?
Yabancı gizli servislerin asılsız ASELSAN iddiaları ile yaptıkları beşinci kol faaliyetine muhalefetin çanak tutması, deyim yerindeyse tam bir facia.
Maalesef muhalefet liderleri, kendi kalesine gol atan futbolcu pozisyonundalar.
Mavi Vatan, Libya, Suriye, Azerbaycan, ASELSAN…
Türkiye'nin stratejik hamlesi kendi bölgesi ile sınırlı değil. Balkanlardan Kafkaslara, Orta Asya steplerinden Afrika çöllerine çok geniş coğrafyada küresel ölçekte aktör olduğunu zaman zaman hissettiriyor.
Türk Askeri, can Azerbaycan'da, Irak’ta, Katar’da, Kıbrıs’ta, Libya'da, Somali'de ve Suriye’de nöbet tutuyor. Bu kadim devlet, bu kadim millet kimlerin nasırına basmıyor ki? İşte ASELSAN olayında da nasırına bastıklarımızdan ses geldi.
İşin kötüsü Türk Savunma Sanayiinin küresel başarısından rahatsız olan dış mihrakların, başta Fransa, ABD ve Almanya gibi silah üreticisi ülkelerin, Türkiye’nin ayağına çelme takmak için bütün güçleriyle yüklendiği dönemde, özellikle “Millet İttifakı”nı oluşturan parti liderleri bilerek veya bilmeyerek bu aslı astarı olmayan iddiaları kamuoyuna taşıma gafletine düşürüldüler.
Kamuoyunda “ateş yanmayan yerde duman tütmez” gibi algı oluşturuldu. Kimin gazına geldilerse ya da el altından sözde yalan yanlış bilgi sızdıran hangi bürokratın dolmuşa bindilerse çabuk insinler. Bu gidişle yalancı çoban kıssası onların ismi ile güncellenebilir. Tercih kendilerinin.
Bremen Mızıkacıları…
Arapçada “Et-tekrârü ahsen velev kâne yüz seksen” diye güzel bir deyim var. Türkçeye tekrar etmek en güzeldir, 180 kere de olsa şeklinde tercüme edilir. Çoğumuzun çocukluğunda okuduğu Bremen Mızıkacıları masalı hakkında bilgi vereyim.
Grimm Kardeşler'in Fabl üslubunda derledikleri masallardan biri. Masalın ana temasını; sahiplerinin kendilerine olan kötü tutumundan dolayı evden kaçan bir eşek, bir köpek, bir kedi ve bir horozun Bremen'e gidip orada müzisyenlik yapma düşleri oluşturur.
ASELSAN yalanı nasıl gelişti?
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu iki hafta önce TV5 kanalında katıldığı programda, Avrupa basınında bir Batı ülkesinin Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) üzerinden Aselsan’ı almak istediğine dair iddialar olduğunu söylemişti.
Ardından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ASELSAN'ın BAE’ye satılacağı iddiasında bulundu hatta TBMM kürsüsünden sattırmayacağız diye yüksek perdeden attı tuttu.
Oltaya takılan bir başka siyasi de İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener oldu. Akşener’in de çıkıp, “Katar’da deniliyor ki Aselsan’ın, Roketsan’ın Katarlılara verileceğine dair bir şey söyleniyor. Onlar bizim kritik kurumlarımızdır.
Tank Palet Fabrikası’ndan sonra ikinci... Uygun kelime bulsam mahkemelik olacağız. Gerek yok, buna gerek yok. Huzurunuzda uyarıyorum. İnşallah sizinle beraber iktidar olacağız. Onlara el uzatanların o ellerini oradan çektireceğiz.
Bugünden söyleyeyim. Devletimizin en kritik kurumları, 5 maaş, 11 maaş alabilmek için 500 milyon dolarlık uçaklarla uçabilmek için peşkeş çekilemez" diye hamaset yapmasına ne demeli?
Milli duyarlılık kasarak Vatan millet sakarya edebiyatının halen prim yaptığını sanan ‘Bremen Mızıkacıları’ kamuoyunda iyi gürültü kopardılar. Halen merak ediyorum, özellikle Millet İttifakını oluşturan parti liderlerini kim tufaya getirdi?
"Aselsan Satıldı" yalanında topa kim girdi?
“MİT TIR'ları davası”nda kendi ülkesinin sırlarını ifşa etmekle suçlanan eski CHP milletvekili Eren Erdem, ASELSAN tartışmalarında yeniden kendisini hatırlattı.
Genel Başkanının ağzından asılsız ASELSAN iddialarını sosyal medyada paylaşan Eren Erdem'e aynı hassasiyeti neden FETÖ ve MİT TIR'ları davasında göstermediği sorulmaz mı?
Bu ne yurt sevgisi bu ne yurttaşlık gayreti böyle? İnsanın gözleri yaşarıyor değil mi?
Eren Erdem, mahkemede MİT TIR'ları davasına konu olan belgeleri almak için CHP Genel Merkezi'nde Bülent Tezcan'la görüştüğünü, Tezcan'ın belgeleri kargoyla kendisine aktardığını, evrakların 'gizli’ ibareli belgeler olduğunu söyleyen Erdem, belgeleri imha ettiğini söylemişti.
CHP Milletvekili Eren Erdem'in TBMM'deki odasında, MİT’le ilgili bazı bilgileri, Fransız kanalına aktardığı ortaya çıkmıştı. İnsanın bu ne perhiz bu ne lahana turşusu diyesi geliyor.
Gelelim zurnanın zırtına!..
Asılsız ASELSAN iddialarının havada uçuştuğu günlerde Birleşik Arap Emirlikleri'nden bir heyetin Ankara'ya geleceği haberi kamuoyunda bomba etkisi yarattı.
Yalan denizine düşenler yılana sarılmakta gecikmedi.
Ankara’da temaslarda bulunan Birleşik Arap Emirlikleri yetkililerinin, 6 Aralık Pazartesi günü başta ASELSAN dahil olmak üzere Ankara merkezli savunma sanayi şirketleriyle görüşmesini bu yalana mesnet tutanlar da çıktı.
Oysa BAE yetkililerinin, Türkiye ile içinde ASELSAN ürünlerinin de bulunduğu savunma sanayi mamüllerini almak için masaya oturdukları anlaşıldığında, kimlerin yüzünün kızarmadığını varın siz tahmin edin.
En yetkili ağızdan dezenformasyon açıklaması…
ASELSAN tartışmaları sürerken, 5 Aralık 2021’de, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Prof. Dr. İsmail Demir, Savunma ve Havacılık Sanayiinde Küresel Stratejiler Konferansı' kapsamında bir araya geldiği basın mensuplarının, Birleşik Arap Emirlikleri ile savunma sanayisinde yeni iş birliklerinin söz konusu olup olmayacağı sorusunu, şöyle cevapladı:
"Türkiye'nin geldiği konum ve seviyenin onların ilgisini çektiğini biliyoruz. İlişkilerin çok sıcak olmadığı dönemde bile bir temas vardı, normale girdiğinde bu temasın daha ileri seviyede olacağını ve önemli ölçüde ihracat imkânları olacağını belirtmek isterim. Daha çok erken aşamalardayız ama gelişmeler oldukça bunları göreceğiz.”
Bu toplantıdan üç gün sonra da, Kocaeli Sanayi Odası tarafından Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen SANTEK Dijital Fuarı'nın açılışı ile Kocaeli Savunma Sanayi İl Buluşması’na katılan Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir; ASELSAN’ın satılacağına yönelik iddialara; “Gerçekten biz şaşırıyoruz. Bu yine bir dezenformasyonun parçası” dedi.
ASELSAN’ı satanı, satmaya yelteneni bu memlekette ne yaparlar?
Türkiye’nin en büyük, yıllık satışlara göre de dünyanın 50. büyük savunma sanayii şirketi ASELSAN’ın yabancı bazı ülke şirketleri ile satış görüşmeleri yaptığı yönünde asılsız haberler üzerinden kamuoyunda bir algı operasyonu yapıldığını, yazının başından beri yazıp durdum.
Oysa “ASELSAN satılacak” yalan rüzgarına kapılmadan önce, adı geçen yarı resmi şirketin internet sitesine girmeyi, bir bakmayı, dikkatlice okumayı deneselerdi, müfteri konumuna düşmeyeceklerdi.
Neden mi?
Çünkü ASELSAN, Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfının çoğunluk hissesine sahip olduğu, Yüzde 25’i halka açık bir şirket, bir…
Büyük savunma sanayi şirketlerinden ASELSAN, HAVELSAN, ROKETSAN’ın büyük hisseleri de Türk Silahlı Kuvvetleri Güçlendirme Vakfına ait, iki…
ASELSAN’ın olsun, TUSAŞ'ın olsun, HAVELSAN'ın olsun, çeşitli ülkelerde ve ülkemizde de ortaklıkları ve alt şirketleri var, üç…
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin haberleşme ihtiyaçlarının milli imkanlarla karşılanması için 1975 yılında kurulan ASELSAN; Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı'na (TSKGV) bağlı bir anonim şirket. Sıkıysa satılsın bakalım.
ASELSAN, milli ve özgün olarak başladığı faaliyetlerini geliştirerek bugün uluslararası ölçekte bir firma haline geldi.
Geliştirdiği ürünlerini dünyanın dört bir yanına ihraç ediyor, yarattığı teknolojik çözümlerle Türk Devletinin ve Türk Milletinin güvenliğini sağlama adına hizmet veriyor.
Orta ölçekli değil, küresel ölçekli!..
Türkiye'nin en büyük savunma elektroniği kuruluşu ASELSAN; başta Türk Silahlı Kuvvetleri olmak üzere yurtiçi ve yurtdışı ihtiyaç makamlarının, haberleşme ve bilgi teknolojileri, radar ve elektronik harp, elektro-optik, aviyonik, insansız sistemler, kara, deniz ve silah sistemleri, hava savunma ve füze sistemleri, komuta kontrol sistemleri, ulaştırma, güvenlik, trafik, otomasyon ve sağlık teknolojilerine yönelik ihtiyaçlarını karşılayabilecek çok geniş bir ürün yelpazesine sahip.
Günümüzde ASELSAN, özgün ürünlerini ihraç eden, dünyanın ilk 100 savunma sanayi şirketi (Defense News Top 100) listesinde 50. sırada gösteriliyor.
Sevinilmesi, gurur duyulması gerekmez mi? Çünkü çevreye ve insana duyarlı bir milli teknoloji firmamız var.
Yerel kuruluşlar ile işbirliği modelleri kurgulayarak uluslararası pazarlarda ortaklıklar kuran, yatırım yapan bir marka haline gelen ASELSAN, küresel pazarda yarattığı değerler ile sürdürülebilir büyümesini koruduğu gibi rekabet gücü ile tercih edilen, stratejik bir ortak güven duygusunu veriyor.
9.000'i aşkın çalışanı bünyesinde yer alan nitelikli mühendislik kadrosu ile ASELSAN, yıllık cirosunun ortalama yüzde 7'sini, kendi özkaynakları ile finanse edilen Ar-Ge faaliyetlerine ayırmakta.
Şimdi soralım, yahu bu iktidar hadi diyelim ki aklını peynir ekmekle yedi, iyi de altın yumurtlayan tavuğu neden satsın?
Unutmayın ASELSAN'ın tapusu:
İleri atılıp sellercesine
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine
Şu kara toprağa girenlerindir.
.
Ömür Çelikdönmez