Zülfikar ÖZKAN
Punto:
Dinle
Beyin araştırmaları konusunda son yıllarda elde ettiğimiz verilere göre, beyin esnek yapıdadır ve her yaşta değişebilir. Beynimizi kendi mutluluğumuz ve sağlığımız doğrultusunda eğitebiliriz. Bunun için beynimizi uyarmamız ve faaliyet halinde tutmamız gerekir.
Beyin kendisine bir uyarı iletildiği zaman hemen bunun üzerine atılır ve onu gerçekleştirmek için seferber olur. Kendimize bir hedef belirlediğimiz anda nöronlar meşgul olur ve dertlerimizi düşünmemize fırsat bırakmaz.
Eğer sağlıklı ve mutlu olmaya yoğunlaşmışsak, beynimiz bu hedefimizi gerçekleştirmek için derhal harekete geçer.
Mutluluğun en büyük düşmanı bir şey yapmamaktır. Faaliyet, mutlu duyguların anahtarıdır. İsteyen her insan, her durumda mutlu olabilir. Çevre şartlarının mutluluk üzerindeki etkisi çok azdır.
Dünya Sağlık Örgütü (World Health Organization) sağlığı şöyle tanımlamaktadır:
”Sağlık; yalnızca hasta veya sakat olmamak değil, bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden tam bir iyilik halidir.”
Beynimizi akıllıca kullanarak bedenen, ruhen ve sosyal yönlerden iyi olabiliriz. Kaliteli sosyal ilişkiler sağlığı olumlu yönde etkilemekte, bağışıklık sistemini güçlendirmekte ve stresi önlemektedir.
Sosyal bir varlık olarak insanın en temel ihtiyaçlarından biri olan iletişim, aynı zamanda sosyalleşmenin de temel şartıdır.
Ancak insan bazen yansıtmak istediği duygu ve düşüncelerini bir takım iletişim engellerinden dolayı karşı tarafa aktarma zorluğu yaşayabilmektedir. Bunların nedenleri arasında; reddedilme, incinme, iletişimin karşıdaki kişi veya kişilerin kontrolünde gerçekleşmesi gibi unsurlar öne çıkmaktadır. Bu zihin yapısı sağlığımızın bozulmasına sebep olmaktadır.
Miley Cyrus’un ifadesiyle: “ Olumsuz bir zihinle olumlu bir hayat yaşayamazsınız.” Sağlıklı ve mutlu bir hayat sürmek elimizdedir.
Mutlu insanların farklı oldukları tek bir şey var: Son derece sosyaller.
Yalnız zaman geçirmiyorlar, her biri geniş bir arkadaş repertuvarına sahip.
İnsanlarla iyi geçiniyorlar.
Hiçbir şey; başkalarıyla sıcak ilişkiler, yakın insani bağlar ve sosyal destek kadar mutlu etmiyor.
Önemli bir hedef ve amaç bulan kimsenin sağlığı düzelir.
David S. Schreiber diyor ki: “Bağışıklık hücreleri, yaşamaya değer bir hayatın hizmetindeyken sanki çok daha iyi çalışmaktadırlar.”
Sağlıklı ve mutlu bir hayat için beynimizi onun çalışma prensiplerine uygun kullanmalıyız. Bunun için, kendi imkânlarımızı fark etmemiz ve kendi değerimizi bilmemiz gerekir. Kendi değerimizin yeteri kadar farkında olmadığımız için, genellikle olumsuz düşünüyoruz. Etrafımıza kötü enerji yayıyoruz. Oysa etrafımıza yaydığımız enerjiden sorumluyuz.
Sağlığımız ve mutluluğumuzdan da kendimizin sorumlu olduğunu unutmayalım.