Dengeli insanın en önemli özelliklerinden birisi -belki de en öncelikli olanı- kendine bakışının
dengeli olmasıdır. Konunun daha iyi anlaşılması için benlik ve benlik algısı kavramlarını
bilmek gerekir.
En sade tanımlaması ile benlik algısı (İng. perceived self, self perception) kişinin kendiyle
ilgili görüşü olarak tanımlanmaktadır. Olgun (dengeli) insan kendi benliğini oluşturan
şeylerin, kendi duygularının, dürtülerinin, özlemlerinin, kişilik özelliklerinin ayrımında
olandır.
Benlik (İng. ego) ise bireyin toplumsallaşma süreci içinde edindiği deneyimlerin ürünü olarak
kendisine ilişkin tasarımı olarak tanımlanmaktadır.
Kişinin benlik tasarımını sağlıklı/dengeli olması gerekir. Bu özelliği güçlü olmayanların diğer
özellikleri güçlü olsa da büyük başarıları bile bir anda sıfıra inebilir. İnsanın en büyük gücü
benliği ile ilgili tasarımıdır. Benlik gücü (İng. ego strength) kişinin, kendi istekleri, dürtüleri,
itkileri ile dış gerçekliğin gerekleri arasında etkili bir denge kurma yetisidir.
Konunun daha iyi anlaşılması için -şu günlerde ölüm yıl dönümü olması nedeniyle- Dünya
Şampiyonumuz ile ilgili bir anekdot çerçevesinde irdelemeye devam edelim.
Herkül
Dünya ve Türk halter tarihine adını altın harflerle yazdıran efsane sporcular arasında yer alan
olimpiyat, dünya ve Avrupa şampiyonu "Cep Herkülü" lakaplı Naim Süleymanoğlu'nun
vefatının üzerinden 6 yıl geçti (Allah (cc) taksiratını afetsin). Büyük sporcu Naim
Süleymanoğlu’nun 18 Kasım 2017 öldü.
Benlik algısı ile ilgili Naim’in olimpiyat madalyalı halterci Valerios Leonidis ile diyaloğu
güzel bir örnektir.
O, Valerios Leonidis en büyük rakibi hem de kardeşten öte arkadaşıydı. İki sporcu arasında
1996’da Atlanta’daki Olimpiyat Oyunları’nda yaşanan düello tüm olimpiyat tarihinin
unutulmaz an(ı)ları arasına girdi. O gün Naim kazandı ve Leonidis kaybetti. Ama
Yunanistanlı halterci büyük sporculuğundan hiçbir şey kaybetmedi. O Süleymanoğlu’nun
cenaze törenine katıldı ve Türk bayrağına sarılı tabutunu öptü…
Valerios hep sportmence mücadele ettiklerini anlatıyor. “O olimpik ruhu hep taşıdık,
sergiledik. Podyumda aslan gibi çekişirdik ama sonra hep kardeştik.”
Gülerek şunları anlatıyor Leonidis: Sonrası hem Dünya hem Avrupa şampiyonluklarında
ikincilikler... Bir de fazladan, kaderin garip bir cilvesi... 1995’te Varşova’daki Dünya
Şampiyonası’nda koparmada 148 kilo kaldırarak dünya rekoru kırmasına rağmen
(Süleymanoğlu 147.5 kaldırmıştı); Naim ondan daha zayıf diye madalya ona gitti. “Bizde bir
espri vardır; ‘Dünya rekoru kırıp gümüş madalya alan Pontuslu kim’ diye sorarlar. O benim
işte.”
En iyi
O halde gelelim Atlanta’ya... Oradaki düellonun tarihe geçen kısmı ‘silkme’ kategorisinde
yaşanmıştı. İkisi de 180’le başlamış; ardından Naim 185’i kaldırarak fark atmıştı. Leonidis
ikinci hakkında beklenmeyeni yaptı ve 187,5 kiloyu omuzladı. “Kimse bana inanmıyordu. Ne
tribündekiler, ne takım arkadaşlarım ne de antrenörüm. Naim de 185 kg için ‘Bu yeter’ gibi
bir hareket yapmıştı. Ben başaracağımı biliyordum.” Başardı da. Ama sonra Naim yeniden
sahneye çıktı. 187.5 kiloyu kaldırdığında tüm Türkiye ayağa fırlamış, Leonidis ise çökmüştü.
“Ben kariyerim boyunca Naim’in beni geçmesini izledim.
Bunca drama rağmen sportmenliği yine de elden bırakmamıştı Leonidis. Madalya töreninde
“Bravo” demişti Naim’e, “En iyisi sensin.” Naim de ona şu tarihi cevabı vermişti: “Hayır
Valerios, ikimiz de en iyiyiz.” Galiba Platon Haklı! O, “Bir ruh güzelse, güzelliği de
görebilir” demiş.
Naim, ağır halteri kaldırması yanında benliğini de kontrol etmesini biliyordu.
Boş kuruntu
Benlik tasarımı doğru insan kendini aynada olduğu gibi görür. Mecaz olarak aynada, kedinin
kendini aslan, aslanın kendini kedi görmesi doğru değildir.
Örnek boş kuruntuya sahip olmayan insan egosunun aleyhine özveride bulunabilendir. Örnek
insan egosunu aşabilen insandır. Bir güzel saptama şöyledir: “Özür dilеmеk, sizin haksız
olduğunuz mаnаsınа gelmez. Karşınızdaki insan verdiğiniz değerin; egonuzdan yüksek
olduğunu gösterir” (Sigmund Freud). Nietzsche de benlik algısının yanlışlığına dikkat
çekenlerden: “Ne zaman yukarılara tırmansam, “ego” diye bir köpek tarafından takip
ediliyorum.” Boş kuruntu yüksek ego doğru değil ama tersi de.
İnsan kendini diğer insanlarda aşağı görmemeli. Bilmeli ki, para, makam, tüketim fazlalığı vs
sahip olanlar diğer insanlardan üstün değildir. Sadece fazla parası veya yüksek bir makamı
vardır. Üstün olan insanlığın yüksek erdemlerine sahip olanlardır.
Son söz: Gerçek şampiyon içindeki canavarı kontrol edebilendir.