Piyasalar

Başat sendromu

Punto:

başat sendromu

özetle şöyle hikaye var;
“Teog sınavı için çocuk dershaneye yazdırılır..
geç gittiği için önceleri tembeller sınıfına alırkar. 
sonra deneme sınavında başarılı olunca da çalışkanlar sınıfına nakledilir..
ama çocuğun zevk ve ilgisi düşer.. 
sebebini soran ebeveynine;
-İyi de baba, tembeller daha eğlenceliydi, der..”
*
eğitimci değilim ama ilgiliyim..
ya da eğitim diplomam yok ama her insan yaratılışı tarz gereği zaten eğitimcidir..
çünkü ya hep öğrenir ya hep biketek bilmeyerek öğretir mahiyette yaratılmıştır..
madem ki insan ise..
çünkü insan, olabilecek en şümullü tarzda doğduğu andan itibaren öğrenen, eğitilen ve büyüdükçe de o da öğreten ve eğiten varlıktır..
hayvanlarda da bu var ama çok çok sınırlıdır.. trilyonda bir bile değil insana kıyasla..
*
üstelik..
insan, öyle bir varlıktır ki, Yaradanca; temayül, istidat ve mahiyetine fıtraten bir had konulmamış..
yani..?
yani tedenniyat veya terakkiyatta sonsuz derekelere düşme veya sonsuz mertebelere çıkabilmesi mümkün tek varlıktır..
*
bahsi geçen talebe ve babası durumuna gelirsek..
şunu diyebilirim;
çocuğun aslında kaybettiği ve/veya aradığı şey başat ilgi durumudur..

muhtemelen o çocuk, kendi ailesinde hep başat yetiştirilmiş..
hep el üstünde tutulmuş ve hep alkışlanmış..
tembeller sınıfına düşünce bu durum aynen devam etmiş doğal olarak..
belli seviyesi var ve hepsine göre en üstlerde yine..
dolayısıyla, sınıfta tüm alkış ve pohpohlamalar hep ona akmış ve bu evdeki yetiştirilme tarzıyla örtüşük olduğundan onun pek hoşuna gitmiş..
ve eğlenceli olmuş tabii ki..
*
ammma..
en az kendi çapında aynı seviye sınıfa düşünce, yani gerçekler dünyasında eşitler rekabetine varınca, bir bakıma gerçeğiyle yüzleşmiş..
aslında öyle sandığı gibi hiç de başat değilmiş..
ya da tek başat o olmadığı gerçeğiyle karşılaşmış..

bunu muhtemelen kaldıramayınca da ilgi ve şevk ve hevesi düşmüş..
ki dolayısla, hayalkırıklığı yaşaması beklenen durumdur..
*
ki bu durum, hususan Doğu Toplumları’nda en sık yaşanan durumdur..
hususan nüfuzlu kesimlerde, ağa, beg, şeyh, hoca vs. ailelerinde bilhassa da erkek çocuklarda çokça yaşanır..
*
bu en basit ifadeyle; çocuğa kametinin üstünde kıymet biçilme durumudur..
gerçek boyu ve gerçek kıymet belirdikçe de derin hayal kırıklıkları yaşanabiliyor..

psikolojik boyutu var..
dolayısıyla tedavisi de mümkün..
tedavi uygulanmazsa hafazanallah çocuk adım adım hayata küser, içine kapanır ya da sefih ortamlara sürüklenebilir..

çare şu, anasının liginden şampiyonalar ligine çıktığının bilincinde olması verilmelidir..

yani artık küçük fb değil, Avrupa Şampiyonu GS olduğu ve rakiplerinin de Barça, Arsenal, Chelsea, Liverpool, M.City, Madrid, Bayern, Juventus, Milan.. vs olduğu bilinci tam verilip,
GS gibi UEFA ve Süper Kupa kazanacaksa, 
Arsenal’i de R.Madrid’i de aşması gerektiği realitesi net inandırılmalı..
ki buna kaabileyetinin de olduğu ama onun hakkını eğer ki tam verebilirse..
yani;
bunun gerçekleşmesinin mümkün olduğu ona net gerçeklik olarak verilmelidir..

yoksa Pendiksporlar yenmekle ya da hakem makem vs. yalandan veya şikeden sahte desteklerle o platformlarda kupa kazanımının olamayacağı gerçeğiyle en erken olarak yüzleştirilmeli ve ama mutlaka da hazmettirilmeli ve içselleştirilmelidir de ki, GS gibi de tek seferlik olmasın..!
süreklilik ve daimilik olsun..
tıpkı zikredilen dev rakipleri gibi hep kalite zirvelerinde kalabilsin..
tek seferlik saman alevi gibi başarı da başarıdır elbette ama bu sizi maalesef tekrar ananız ligine döndürmemeye yetmeyecektir..
ve şampiyonlar lig’i de hayal kalır..
*
evet..
şu hikayecikteki çocuk konusu basit görünüyor ama aslında tüm Doğu Toplumları için hayati bir mevzudur..
kanaryaya aslansın kaplansın demekle, aslan olunmaz..
olmadığını görünce de artık uçmayı bile istemez, kanatları da kurur ve dökülür..
*
öneminden dolayı isim bile konulabilir.. konulmalı da..
made in nikaO