Mehmet DOĞAN
Punto:
Dinle
Savaş çığırtkanlığı olur da barış çığırtkanlığı olmaz” diyebilirsiniz; doğrusu budur. Fakat bugünlerde yapılan barış çağrıları da tersinden savaş çığırtkanlığıdır aslında.
Ne zaman “savaşa hayır”?
Savaşın seyrinin aleyhine değişme ihtimali olduğu zaman!
Böyle zamanlarda bilgi kirliliği ile algı kirliliği baş başa gider.
Türkiye’nin güneyi apaçık savaş bölgesi. Burada kirli bir savaş yıllardır sürüyor. Bu topraklar Türkiye’nin Misak-ı Milli’ye dahil olduğu halde Lozan’da bırakmak zorunda kaldığı bölge. Neden bırakıldı? Hem petrol yüzünden, hem de ihtilaf devam etsin, nifak sürsün, emperyalistlerin eli bölgeden kesilmesin diye!
Irak ve Suriye’nin Sovyet sonrası dönemde çatışma bölgesi hâline getirilmesi tamamen İsrail’in varlığı ve güvenliği ile ilgili. Bölge ne kadar istikrarsızlaştırılırsa, İsrail o kadar güvende olur, Filistin halkına karşı her türlü harekette serbest kalır.
Nitekim öyle oldu. İsrail bugün en azgın günlerini yaşıyor.
Türkiye’nin mevcut sınırlarını aşmaması bir Lozan hükmüdür! Bugüne kadar bu hükmün dışında bir defa çıkılmış, İskenderun ve Antakya Türkiye sınırlarına alınmıştır. Bu ne zaman mümkün olmuştur? Avrupa’da Hitler Almanya’ya hâkim olmuş ve Fransa’ya karşı husumet yükselmiştir. İşte bu sırada İngilizler Musul ve Kerkük’e karşılık Fransızları zaten elden çıkaracakları bir bölgenin Türkiye’ye verilmesi konusunda ikna etmişlerdir. İkinci Dünya savaşı patlak verdiği için bu el değiştirme ciddi bir mesele haline getirilememiştir.
Türkiye’nin ikinci hamlesi, Kıbrıs’a müdahalesidir. Bu müdahale uzun bir süreç içinde yapılabilmiş sonuçları itibarıyla Türkiye’nin ciddi bedeller ödemesi gerekmiştir. Türkiye Kıbrıs için hâlâ bedel ödemeye devam ediyor.
(Son bedel de Akıncı Cumhurbaşkanı bedeli olmalı! Kuzey Kıbrıs Rum yönetimi cumhurbaşkanı gibi konuşarak konumunu ortaya koydu.)
Bu son harekât, işgal edilmiş bir bölgede barışı sağlamak için yapılmaktadır.
Bu ne demek oluyor? Sureta barış taraftarlarının bunu görmemesi neye yorulabilir?
ABD, İsrail’in güvenliği için terörist unsurları burada besledi, büyüttü, “Rojova Kürdistanı” havucuyla PKK/PYD’yi kullandı. Onlar ne yaptılar? Ciddi bir etnik temizlik. Arapları ve Türkmenleri yerlerinden, yurtlarından ettiler. Hatta bir kısım Kürtler de PYD teröründen kaçarak Türkiye’ye sığındı. Dönmeleri imkânı varken, dönmediler.
Bölgede ABD gölgesinde kendini aslan sananlar ve onlardan hiza tutanlar, kuyrukları sıkışınca barış çığırtkanlığı yapıyor. Amerikancılık da şu sıralar “barışçılık” şeklinde zuhur ediyor. Bu nasıl barış? ABD’nin oraya yaptığı yığınak barış yağınağı mı?
Bu barış çığırtkanlığının yükseltilmesi Türkiye’nin harekatının derinleşmesini önlemek maksatlı. Neden? Çünkü Türkiye düz bir araziyi terörden temizleyecek. Fakat tabii bir sınıra ulaşılamayacak. Amerika’nın paralı askerleri efendilerinden aldıkları güçle mel’anetlerine devam edecekler.
ABD satrançta birinci hamleyi gördü, ikinci hamlenin önünü kesmenin peşinde.
Bu hesapta Kürtler sadece çıkarma işlemi olarak var!
Toplama ve çarpmaya gelince; zaten onlar bu kadar hesap bilmez diye düşünülüyor olmalı!