Ankara’da iddialı iki aday açıklandı. Mansur Yavaş ve Turgut Altınok. Her iki adayda Ankaralı. Her iki
aday da belediye başkanlık görevlerini 31 Mart’a kadar ifa edecek. Her iki adayın geldiği yerde aynı
ideoloji (ülkücülük). Her iki adayında Ankara’ya hizmet hikayeleri mevcut. Biri CHP’nin, diğeri Ak
Parti’nin (Cumhur İttifakı’nın)) adayları. Bizlere düşen de her iki adaya başarı dilemektir. “İyi olan
kazansın” denir ya! Ben farklı bir söylemde bulunacağım. Her kim Ankara’mıza en iyi hizmeti
verebilecekse, Ankaralı onu tercih etsin!
GÖKÇEK KİME OY VERECEK?
Burada merak ettiğim Ankara’ya yıllarca hizmet etmiş eski belediye başkanı Melih Gökçek’in adaylar
karşısında nasıl bir duruş sergileyeceğidir. Yıllarca Turgut Altınok’la aynı ortamda bile durmamayı
görev atfetmiş, sürekli birbirleri aleyhinde aynı partide olmalarına rağmen geri durmamışlardır. Melih
Beyin varlığı kabul etseniz de, etmeseniz de her iki adaya muhalif bir üçüncü adaydır. Ankara’nın şehir
olmasında çok büyük katkıları olmuş, 2050 yılına kadar kullanım su sorununu çözmüş, adını yerel
yöneticilikte en üst kısma yazdırmış bir şehri-emindir. Gökçek isminin Ankara’da hala bir karşılığı var.
Seçimde Melih Gökçek hangi adaya oy kullanır diye de Ankaralılar arsında şimdiden tartışma
konusudur.
ALTI OK MU, ALTINOK MU?
Açıklanan Ak Parti Adayı Altınok, büyükşehir meclis üyesi olmasına karşılık, son beş yılda bir gün dahi
kürsüye çıkıp da Ankara’nın sorunlarına değinmemişliğinin karşılığını muhakkak Ankara seçmeninden
görecektir. Başka bir tespitim ise, Ak Parti’nin adaylarını açıklamasıyla salon haricinde hiçbir karşılık
bulamaması, seçmende bir heyecan yaratamamış olmasıdır. Bunun aday ismiyle ilgisinin olmadığını,
merkezi hükümetin (Ak Parti ve Erdoğan) geniş kitleler üzerinde bıraktığı olumsuz sosyolojik ve
ekonomik sıkıntıların varlığıdır. Verip de tutmadığı vaatlerdir. Olayların çarpıtılarak ve abartılarak
anlatılması, insanlar üzerinde olumsuz etki ve umutsuzluk bırakmasıdır. Legal sorumluluğu olmasına
karşılık, şehitlerin nedeninin muhalefet partilerinde gösterilmesidir. Dün, doğruluğunun bile eleştiri
konusu yapılmasına şiddetle karşı çıkılmasına karşın, bugün tamamen zıddını söyleyebilme rahatlığına
artık prim verilmemesidir. Heyecansızlığın en önemli sebeplerinden biri de, yıllarca Ak Parti
tarafından yönetilmiş belediyenin, tekrar alınmasında yapabileceği projelerinin kalmamış olmasıdır.
MİTİNGLERİ ERDOĞAN YAPSIN!
Kısaca Ankaralı nezdinde avantajlı olan aday mevcut belediye başkanı Mansur Yavaş’tır. Turgut
Altınok’un dezavantajı; göreve uygunsuzluğu değil, metal yorgunluğu nedeniyle süresi
tamamlanmadan el çektirilmiş bir koltuğa talip olmasıdır. Tabi burada finiş çizgisini göğüsleyecek
adayın ilçelere gösterilecek belediye başkan adaylarının liyakatlılığı ve hazırlanacak meclis üye
listelerinin isabetliliğidir. Bu alanlarda yapılacak bir hatanın, sonucu kesinlikle değiştirecek olmasını
her iki aday da unutmamalıdır. Ankaralı her iki adaya aynı seviyede yakın, aynı seviyede de uzaktır.
Erdoğan’ın seçim çalışmalarına müdahalesi, sıklıkla halkın karşısına tek taraflı çıkması, kendi adayı
aleyhinde tezahürünü de göz ardı etmemek gerekir. Kamu kaynaklarını siyasi parti lehlerinde
kullanmak, sonuca etki edecek etkenlerden olacağı da unutulmamalıdır.
YERE DÜŞEN YAVAŞ’IN MI? (fıkra)
İngiliz, Amerikalı ve Bizim Maliye Bakanı bir toplantıya katılırlar. Sohbet en son vergilerden açılır. İngiliz
hemen atılır ve “biz ülkenin ortasına bir çizgi çiziyoruz, paraları havaya atıyoruz, çizginin sağına düşen
devletin, soluna düşenlerde milletin oluyor” der. Amerikalı “biz bir çember çiziyoruz, paraları havaya
atıyoruz. Çemberin içine düşen devletin, dışında kalan milletin oluyor” der. En son bizim Bakan,” valla biz
öyle çizgi çekmez, çember çizmeyiz. Paraları havaya atar yere düşen devletin, havada kalan milletin”