Piyasalar

Ankara - Tahran arasında Suriye restleşmesi sonrasında İran’a Albay suikasti ile mesaj!

Punto:

Bölgesel ve küresel konfigürasyon bağlamında Suriye'de siyasi çözüm halen umut edilebilir süreçte ve düzeyde değil. Bu konuda Şam rejiminin siyasi çözüme çokta gönüllü olduğu ve yeterli performansı gösterdiği söylenemez. Beşar Esat yönetim biçiminden taviz vermeden Arap Ligindeki yerini almaya uğraşıyor. Ülkenin büyük kesiminde Suriye Ordusu, ayrılıkçı terörist unsurlara karşı saha üstünlüğünü sağlamış durumda. Buna rağmen İsrail’in hava saldırılarına karşı cevap verebilecek askeri bir hareketlilikten uzak duruyorlar.

Belki de cepheyi genişletmek istemedikleri düşünülebilir. Ayrıca Arap Ligindekibirçok ülkenin İsrail ile ikili güvenlik anlaşmaları onları frenliyor olabilir. Çünkü sırtını dayayabileceği hiçbir Arap ülkesi yok. İran, hakeza büyük ekonomik sorunlarla, işsizlikle, enflasyonla ve ulusal bağımsızlık isteyen eyaletlerdeki halk hareketleri ile boğuşuyor. Lübnan Hizbullah’ı da Beyrut Limanındaki büyük patlamadan sonra kendisini toplayamadı.

Ukrayna'daki çatışmanın Suriye ve diğer Orta Doğu ülkelerinin gıda güvenliği üzerindeki etkisi öngörülemeyen ayrı bir sorun. Suriye’nin en büyük ve küresel ölçekte güçlü destekçisi Rusya Federasyonu, Ukrayna bataklığında genç askerlerini, silah ve mühimmatını, ekonomisini en kötüsü Rus ordusunun prestijini heba ediyor. Bir ara popüler bir söz vardı, “pandemiden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacak diye. Rusya için de Ukrayna savaşından sonra aynı durum geçerli.

Nitekim Batılı uzmanlar, Rusya'nın askeri gücünü yurtdışına yansıtma yeteneklerinin ve Rusya'nın silahlarını ihraç etme olasılıklarının Ukrayna'daki çatışma sona erdiğinde önemli ölçüde sınırlı olacağını söylüyor. Bu şu demek;  Rusya, askeri gücünü, küresel enerji piyasalarındaki eski konumunu geri dönülemez bir şekilde kaybedebilir.  Nitekim de facto durumun yol açtığı kırılmalar yavaş yavaş ortaya çıkabilir. Bu kapsamda İran, Suriye ve Venezüella gibi geleneksel olarak Batı karşıtı aktörler bile yenilenen ‘tek kutuplu dünya’ya dahil edilecekler. Rusya, Güney Osetya veya Dağlık Karabağ gibi yerlerdeki askeri varlığını sınırlamak ve ayrıca uluslararası ortaklarıyla, örneğin Suriye ile ilişkilerini yeniden ayarlamak zorunda kalacaktır.

Bugünkü mevcut tabloya bakıldığında Beşar Esad'ın Tahran ziyaretinde ana meselenin,  Rusya'nın çekilmesi sonrasında boşluğu İran'ın doldurmasına yönelik olduğu daha net. Sahadan gelen istihbarat raporlarında Rusya’nın; Suriye’deki kara unsurlarının tamamını, hava unsurlarının ise birçoğunu tahliye edebileceği gibi askeri varlığını yalnızca, eskiden olduğu gibi Lazkiye-Tartus  hattıyla sınırlama eğilimine girdiği belirtiliyor.

Eğer Rusya istemezse İran, Suriye üzerinden geçmişte olduğu gibi elini kolunu sallaya sallaya ne mühimmat gönderebilir ne de paramiliter güçlerini?

O dönem bitti. Bu konjonktürde İran’ın önceliği,  Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden sonra değişen küresel atmosfer kapsamında,  Suriye’den çekilmesi ile oluşabilecek istikrasızlığa meydan vermemek. Çünkü İran’ı, Irak üzerinden Lübnan’a bağlayan Şii Kuşak stratejisi açısından Şam, büyük öneme sahip. O nedenle Türbe Koruyucuları Suriye çöllerini, lalezara benzetmek için kanları ile boşuna sulayıp duruyorlar.

İran rejiminin asıl derdi Ruhban sınıfının dünyevi çıkarlarını korumak!..

İranlı gönüllüler, “Ya Hüseyn” deyip ölürken Havzalarında kendilerini Gayb İmamınvarisi gören Ruhban zümresi topladıkları ‘humuslar’ ve çocuk yaştaki kızlara kıydıkları ile muta nikâhı ile oyalanıyor. İran'ın ruhbanları Londra bankalarındaki hesaplarını yürekleri yetiyorsa açıklasınlar. İngiltere’den yayın yapan onlarca Şii kanalına akıtılan paraları açıklasınlar. Ayaklarına kıymık batsa soluğu “English hospital”da aldıklarını açıklasınlar. Görüntü başka gerçek daha başka.

İran, bankacılık sistemini kim Londra finans yörüngesine oturttu onu açıklasınlar. Ensar BankasıMehr-i İktisad, Bank KavvaminHikmet-i Iran Bankası ve Kevser Kredi Kuruluşu, ülkenin en eski bankası olarak bilinen İran ordusuna bağlı Bank Sepah ile birleştirildi. İran'ın ilk bankası olarak 1925'te kurulan Bank Sepah'ın ParisFrankfurtRoma ve Londra'da da şubeleri bulunuyor.

Şii fıkhında ölmüş imam değil yaşayan imam taklid edilir. Bu nedenle her Şii birey, bağlı olduğu dinî merciie gelirinin beşte birini vermek zorundadır, buna 'Humus' denilir. Humus, Şîa fıkhında ve uygulamasında ayrı bir önem kazanıp kurumlaştığı görülmektedir. Bu açıdan bakıldığında  Humus kabul eden her Ayetullah, milyar dolarlara sahiptir. Her birinin banka hesaplarını, gayrimenkullerini, yurt dışı yatırımlarını saymaya kalksanız, işin içinden çıkamazsanız. Paralarının izini Londra bankalarından sürebilirsiniz.

Tüm bunlar göz önünde bulundurulduğunda İran’daki sözde Velayeti Fakih rejiminin asıl derdi, ruhban sınıfının çıkarlarını, dünyevi menfaatlerini korumak olduğu söylenebilir. Şam düşerse Tahran'daki rejim zora girer.

Bu kapsamda Suriye ile stratejik ilişkileri güçlendirmenin, oradaki askeri varlıklarını artırmanın derdindeler. Suriye halkına beş kuruşluk faydaları olmadığı gibi Kızılbaş -Bektaşi Türk halk ozanı Kazak Abdal'ın dediği gibi “Münkir münâfıkın soyu / Yıktı harap etti köyü”. Bu perspektiften bakıldığında  emperyalist bir gücün müdahalesinin özgürleştirici bir halk hareketine fayda sağladığı görülmüş değil.  O nedenle Esat,pansuman tedbirlerle oyalanıyor ve havanda su dövüyor.

Ruslar çekiliyor, Farslar yerleşiyor!..

RusyaSuriye’de İdlib'in bazı kırsal bölgelerinden çekilmeye başladı. Rus güçlerinin bir kısmı Suriye'nin bazı bölgelerinden çekilerek Ukrayna'ya gönderilmek üzere Hmeymim Üssü üzerinden Rusya’ya intikal ettirildi. Rusya’nın boşalttığı yerlere İran destekli milislerin yerleştirildiği bildiriliyor.

Rus güçleri İdlib’in Han Şeyhun ve Maret el-Numan bölgelerinden, Humus'takiTayfur (T4) Havaalanı’ndan, Deraa ve Kuneytra'daki bazı askeri noktalardan geri çekildi. Rus güçleri tarafından tahliye edilen yerlere, Suriye ordusu görüntüsü altında, İran’a yakın milisler yerleşiyor.

İran ordusuna bağlı El-Bakır Tugayı'nın komutanı Halid el-Hüseyin'in de İran'ı ziyaret ettiğini ve dönüşünü takiben İran destekli milislerin İdlib’e gönderildiğine dair haberler Lübnan basınında ve bazı İsrail internet sitelerinde yer almıştı. Bu güruh, 2018'de Türkiye’nin Afrin’e düzenlediği Zeytin Dalı Operasyonunda, Türk askerine karşı YPG safında  savaştılar. Lübnan Hizbullah’ı ve Fatımi Tugayları ile İrangüvenlik güçlerinin desteklediği El Bakır Tugayı İdlib'in Rusya’nın boşalttığı bölgelerine ulaşmış durumda.

Tahran’ın göbeğinde Özel Harpçi Sepâh-e Qods Albayına suikast!

Sepâh-e Qods, İran Devrim Muhafızları Ordusuna bağlı özel harekât birimi. Birkaç gün önce İran'ın başkenti Tahran'da Devrim Muhafızları Ordusu mensubu Kutsal Türbe Savunucusu bir albay, suikastla öldürüldü.  “Kutsal Türbe Savunucusu terimi, Devrim Muhafızları'nın Kudüs şubesi altında Suriye ve Irak'ta aşırılık yanlısı İranlıları ifade ediyor.

İran Devrim Muhafızları Ordusu tarafından yapılan açıklamaya göre Albay Hassan Sayad KhodayariTahran'daki Mücahidin-i İslam Caddesi'nde evinin yakınlarında silahlı saldırıya uğradı. İranlı Albayın, İranlı otomobil üreticisi SAIPA (Société Anonyme Iranienne de Production des Automobiles) tarafından imal edilen eski Kore Kia Pride'ın bir kopyası olan zırhsız aracına yaklaşan motosikletli iki saldırganın, susturuculu silahla beş kez açtığı ateş sonucu, başına isabet eden kurşunlarla hayatını kaybettiği belirtiliyor.

Suikastın gerçekleştirildiği yer, İran’ın tek meclisli yasama organı Meclis-i Şurâ-yı İslami yerleşkesine birkaç yüz metre uzaklıkta. Albayın İran ordusunda görev yaptığı birimi ve geçmişteki eylemlerine bakıldığında öldürülmesi ile verilmek istenilen mesajın muhatapları az-çok belli.

Hassan Sayad Khodayari Suriye'de Devrim Muhafızları Ordusu bünyesinde görev yapıyordu. Albay Hassan Sayad Khodayari 2012 yılında Yeni Delhi'de İsrailli bir diplomatın hedef alındığı ve elçinin karısının yaralandığı araca bomba yerleştirilmesinden ayrıca bu terör eyleminden bir gün sonra Tayland'da İsrailelçilerini öldürmeyi amaçlayan bir dizi başarısız bombalamadan sorumluydu.

İranlı öldürülen Albay, dost ülke kategorisinde olması gereken Türkiye'de de, İranlımuhaliflerin kaçırılması, öldürülmesi ve İsrail vatandaşlarına yönelik silahlı saldırılar gibi bir dizi terör eylemleri gerçekleştirmiş. Bu Fars şovenistleri Türkiye'yi muz cumhuriyeti mi sanıyor ne?

Avrupa, Afrika ve Latin Amerika'daki İsrail hedeflerine yönelik saldırıların planlanmasında rol oynamış. KenyaKolombiya ve Kıbrıs'ta İsraillilere yönelik suikast ve adam kaçırma girişimlerinde bulunmuş.

Kasım Süleymani’nin önemli yardımcılarından biri olduğu söylenen Albayİranlıkaynaklara göre, KıbrısTürkiye ve Kolombiya'daki İsraillileri kaçırma ve suikast girişimlerinden sorumluydu. Khodayar, dünya çapındaki İsrail/Yahudi hedeflerine yönelik yeni suikast planlama sorumluluğundan dolayı birkaç ay boyunca takip ediliyormuş.

Önceki terör eylemlerine ek olarak bu saldırılar esas olarak KolombiyaKıbrısTürkiye ve Afrika'da başlatılacaktı. Öldürülen Albay, gerçek kimliğinden ziyade Sardar Bagheri takma ismi ile biliniyordu. Bagheri İran’da yaygın bir soyadı ve genellikle üst düzey sivil ve askeri bürokratlar tarafından kullanılıyor.

Albay Hassan Sayad Khodayari,  namı diğer Sardar Bagherihüküm giymiş suçlular ve Besic üyeleri de dahil olmak üzere İranlılardan oluşan ve “İran şebekesinin üyeleriyle temas halinde olan Suriye'deki Kudüs Gücü operatörü” idi.

World News'e göre, Suriye'de İran ağının üyeleriyle temas halinde olan bir KudüsGücü çalışanı. Ek olarak başında bulunduğu örgüt ağı KolombiyaAzerbaycanAmerika Birleşik Devletleri, Bulgaristan, Afrika ve başka yerlerde saldırılar başlatmayı planladı.

Bu suikast ve sabotaj timinin kıdemli üyeleri Basij Abolfazl Alizadeh ve Mohammad Hossein Shahmoradi Zadeh, İranlı ağ üyelerinin geri kalanının faaliyetlerinden sorumlu. Kimliği şimdi açığa çıkabilecek ajanlardan biri, 2013 yılında İngiliz işadamı ve İranlı muhalif Abbas Yazdan Panah'ın kaçırılması ve öldürülmesindeki rolü nedeniyle geçmişte Dubai'de hapsedilen İran istihbarat personelinin bir üyesi olan Rahmat Asadi. Albay Khodayari, terör altyapısı oluşturan ve İran dışındaki Batılı hedeflere ve muhalif gruplara saldırılar planlayan nispeten gizli bir birim olan Kudüs Gücü'nün 840. Birimine komuta ediyordu.

Devrim Muhafızları Ordusu, suikastın 'yabancı ajanlar' tarafından gerçekleştirildiğini ima ederek  suikasten ABD ve müttefiklerini sorumlu tuttu. Suikasttan kısa bir süre sonra, Devrim Muhafızları daha fazla ayrıntı vermeden Mossad ile bağlantılı bir "haydut şebekesi”ni tutukladığını iddia etti. Hep yakalayıp duruyorlar, mutlaka kim bilir hangi muhalif İranlının başına yıkmışlardır.

İran ile Suriye’de sıcak çatışma riski!..

Türkiye, bugün, 2011 yılında Türkiye'nin güney komşusunda patlak veren iç savaşın ardından kaçan 3,6 milyondan fazla Suriyeli mülteciye ev sahipliği yapıyor. 2016'dan bu yana yaklaşık 500 bin Suriyeli, Türkiye-Suriye sınırındaki "güvenli bölgeler”e geri döndü.

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Mayıs ayı başlarında, Ankara'nın bir milyon Suriyeli mülteciyi burada konut ve yerel altyapı inşa ederek ülkelerine dönmeye teşvik etmeyi hedeflediğini söylemesi Şam ve Tahranyönetimlerini çileden çıkardı. Çünkü geri dönecek Suriyeli göçmenlerin rejim aleyhine dengeyi bozmasından korkuyorlar.

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi'nin ardından konuşan Erdoğan, "Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kalan kısımlarıyla ilgili yeni adımları da atmaya başlıyoruz" dedi ve ekledi: "Ülkemize ve güvenli bölgelerimize sık sık yapılan saldırıların merkezi konumundaki alanlar harekat önceliğimizin başında yer almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, emniyet güçlerimiz, istihbaratımız hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz bu operasyonlar başlayacaktır."

İşaret fişeği atıldı. Gerisini onlar düşünsün.

5 ASKERİMİZ ŞEHİT…

Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada 5 askerimiz şehit oldu, 2 askerimiz ise yaralandı. Türkiye'nin Irak’ta denkleme dahil olması, Tahranyönetimini rahatsız ediyor. PKKlı  teröristlerin arasına karışan İranlı yarı resmi paramiliter güçlerin işi olabilir.

Nitekim Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada “Pençe-Kilit Operasyonu bölgesinde teröristlerle çıkan çatışma ifadesinin tercihi beni düşündürdü. Kim bu teröristler, uzaydan mı geldiler? Yoksa bu teröristler Farisi mi? Tahran’da öldürülen albayın faturasını Türk askerine mi kestiler?