Piyasalar

Alternatif Finansal Model Üretimi Olmalı Mı?

Punto:
Basılı paraların altın karşılığı yoktur. Dolayısı ile para ve türevleri karşılıksız üretilmektedir. Bu karşılıksız üretim, kurulu bir finans sistemi içinde; faizin bağımsız etken olarak hareket ediyor olmasındandır. Bu hareket; devletin bütçe organizasyonunu, milletin tüm mal ve hizmet ihtiyaçlarının nasıl fiyatlanacağını da belirleyen asli bir yapıdır. Bu yapı içerisinde çalışan, üreten hiç kimse sonuçta borçlanmadan ne üretebiliyor nede tüketebiliyor. Kurulu finansal sistem hayatlarımıza o kadar hakimdir ki tüm üretim ve tüketimimizi borca bağımlı hale getirmiştir. Bu finansal yapı değişmediği sürece de devletin ve halkın bu borç batağından kurtulması mümkün değildir. Çünkü sistemin sürdürülmesi için, havadan yaratılan sanal, dijital krediler gerçek kabul ettirilmiş, mutlak otorite gibi devletin eli ile, özellikle kripto bürokrasi ile, yüksek faiz geliri elde edilerek bankalar tarafından sürdürülmektedir. Kullanılan faize bağımlı parasal ölçü, ülkenin üretim faktörel zenginlik kaynaklarını bloke ederek sistematik olarak kaynaklar kontrol altına tutulmaktadır. Bu da ülke büyümesinin bloke edilmesi demektir. Kurulu mevcut finans yapısının işleyiş biçiminin tek ve en güçlü silahı faizdir. Faiz, kontrol edici ve kendi içerisinde bağımsız en güçlü enstrümandır. Milli irade parayı üretmeyi bankalara vermiştir. Bankalar sanal oyunlarla milli iradenin elini kolunu bağlamıştır. Bu şuna benzer; hırsıza evin anahtarını verip evinizi soyması gibidir. Hükumetimiz para üretimini, kontrolünü bankalara vererek onlardan borç alan yapıyı sürdürmektedir. Böyle bir durumda, ne faizle mücadele edebilir ne de devleti ve milleti borçlanmadan kurtarabiliriz. Tam aksine, borçlanmalar sistem sürdüğü sürece artan oran da devam ederek ciddi bir ekonomik tehdit haline gelecektir. Finansal sistemimizin sağlam ve güçlü olduğu sık sık dile getirilir. Bu yapı devleti ve milleti borçlandırarak, yüksek faizler elde ederek güçlenmektedir. Övünülecek bir durum değildir. Doğru olan milletin ve devletin aleyhinde biri finansal yapının sürdürülmesi değil, yeni finansal modelin 2023 kadar ivedilikle kurulmasıdır. Küresel finansdan çıkış arayışlarında olan bazı Avrupa ülkelerinin ve Rusya'nın yeni bir finans sisteminden bahsetmesi, ileride bu minvalde bir yapılanmaya işaret etmektedir. Ancak biz biliyoruz ki küresel finans şimdilik tek oyun kurucu olarak; kendi alternatifini de kendisi oluşturur. Türkiye, parayı üreten banka sisteminden alarak parasal üretimi devletin düzenleme ve denetleme kontrolüne almak zorundadır. Bu son derece iktisadi istikbal için önemlidir. Aksi halde bugüne kadar olduğu gibi bundan sonrada Türkiye Cumhuriyeti Devleti, genel bütçesini bağımsız olarak gerçekleştiremeyecektir. Uygulamadaki finans sistemi sürekli bir hücre bölünmesi geçirerek, dağıtık bir yapı alarak müdahale edilebilir özelliği ortadan kaldırmaya çalışmaktadır. Bunun için sürekli bir finansal dil geliştirerek, algısal operasyonu yapılmakta. Ayrıca yapı içerisinde olası milli irade müdahalelerini engellemek için, bölünerek türevsel hacimlerle güçlenmektedir. Bu gücü, uluslararası yapıyla oluşmuş bağımlılık ilişkisi ile de korumaktadır. Sistem çok güçlü bir network ağı ile kendisini korurken, bir yandan da bu yapının fikirsel kabul ve yayılması için bütün basın yayın yolunu kullanırlar. Finansal yapının işleyişi içinde, ana sorunun görünmesi örtülür. Bir birine bağlanmış sistem, yapılan analizlerde lokal önerilerin sürdürülebilir bir borç yapısının başarılı olduğu kabul ettirilir. Sistemin kurucularının istediği şey, bu yapının asla değişmemesidir. Bu yapıya bağımlı olarak; bugün tüm dünyada gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin hepsi bu sistem kurucularına borçludur. Devletlerin sömürülmesi son rakamlara göre tüm dünyanın borcu 237 trilyon dolar olmuştur. Bu borcu yukarıda ifade ettiğimiz kurulu para kredi faiz düzeni sahipleri oluşturmuştur. Devletlerin buna itiraz etmesi gerektiği gündeme geldiğinde, küresel finans sistemin kurucuları o devletin egemenliğini ortadan kaldıracak; terör, ekonomik saldırı, iç isyanlar çıkarma gibi hamleleri, yeni bağımsız bir finans sisteminin kurulma çalışmalarını engellemek içindir. Bu yapı kendisine karşı dünyada ciddi bir hareket başlayacağını bildiği için planlarını yapmış olup, bunu nasıl engelleyeceklerini de çok ciddi paralar harcayarak çalışmalarını sürdürür. Hükumetimizin her ne olursa olsun, kurulu finans sistemini lağvetmesi gerekir. Günü kurtarma politikaları, bizi engelliyorlardı gibi mazeretler, artık Ak Parti için geçerli değildir. Başkan'ın ‘'Mesaj alınmıştır'' sözü bu finansal yeni yapılanmaya yansımadığı taktirde, faizci finans sistemi tolere edilmeye devam edildiği taktirde; yerel seçimlerde MHP ile bir çok yerde ittifaka dahi gidilse ciddi oy kaybı olacaktır. Selam ve dua ile...