Piyasalar

Ağlama Gardaş

Punto:
Yıl 1973.... Katliamlar.... Soykırımlar... Oluk oluk akan kanlar ...  Vahşetin karşısında  Gömülü Çoban'ın çığlığı, zalimlerin kulaklarını sağır eder. Mazlumlara umut olur.   "Türk  İllerinin Feryadınadır Bu Çığlık! Tuna'dan Hazar'a, Kırım'dan Nil'e, Urumçi 'den Kosava'ya, Türk İlleridir Davamız.  Parça, Parça Yüreğim, Ciğerim Yanıyor. Ben Bu İman Yolunda Zincirlere Bağlandım. Herkes Hür Bu Dünyada, Yalnız Esir Biz Varız. Ümit Ümit Çırpınır, Gamlı  Gamlı Ağlarız" diye çığlığını bütün dünyaya duyurmaya çalışıyor Gömülü Çoban. Hatipzade bu çığlığa cevap verir; "Sileceğiz Akan Yaşı, Ağlama Sen Nazlı Gardaş, Terk Edermiyiz  Gardaşı, Ağlama Sen Nazlı Gardaş"  diye başlar, "Batıl Hakka Kul Olacak, Mazlumun Yüzü Gülecek, Adalet Yerini Bulacak, Ağlama Sen Nazlı Gardaş" diye bitirir.  Oysa ki onlarda biliyorlar ki, bu Ümmetin evlatlarının  göz yaşı,  Kerbe'la'dan Endülüs'e, Kudüs'ten Filistine, Srebrenitsa'dan Batı Trakya'ya,  Arakan'dan Doğu Türkistan'a, Kırım'dan Ahiska'ya,  yüreğimize kor gibi oturan Hocalı'ya, Afganistan'dan Irak'a,  Kerkük'ten, Halep'e, İdlip'ten Doğu Guta'ya  göz yaşı dinmedi. Çünkü,  Batı toplumlarının kültür genetiğinde, insani değer yargılarının olmadığını görürüz.  Batı , kendilerinden olmayan insanları, evrimlerini tamamlamamış, mutanlar  olarak görmektedirler,  onlar kendilerine hizmet etmek için yaratılmışlardır.  Kendileri üstün ırktır, efendidir.   Bin  yıllar öncesine dayanan bu düşünce tarzı,  emperyalist Batı Kültürünün temelini oluşturmuştur.  Bu anlayış, soy kırım ve katliamları, insanlık suçu saymayan, kendilerini haklı gören  bir yaklaşım tarzıdır.  Bu kafa yapısı , "İnsan hakları, evrensel hukuk, insan hak ve özgürlükleri, demokrasi " vs. gibi kavramlarla kendisini kamufle etmeye çalışarak atalarının kültürlerini devam ettirme gayreti içindedirler.  Ne hazindir ki, bu katliam ve soy kırımların çok azını bizzat kendileri yapmışlardır. Çoğunlukla, toplumları bir birlerine kırdırarak,  kardeşi kardeşe, ırk daşı ırk daşına, dindaşı dindaşına katlettirerek, kendisini de  hürriyet ve demokrasi getiren efendiler efendisi olarak tanıtarak yapmışlardır.  Yapanın yanına  kar kaldığı, vahşette sınır tanınmadığı bir dünyada yaşıyoruz.  Hepimiz biliyoruz ki, bu insanlık dramına  son verecek , mazlumun gözündeki yaşı silecek, gerçek hürriyet ve demokrasiyi getirecek tek bir ülke var . TÜRKİYE, tek bir millet var , TÜRK MİLLETİ... Türkiye, bu tarihi misyonunu yüklenmek zorunda.  Dinleyin , Doğu Guta'yı, çocukların, kadınların çığlıklarını,   kulaklarınızı sağır edecek şekilde.  Ama biz kulaklarımızı tıkamayı tercih eder hale geldik. Guta'nın çığlığını duymuyorsak, ne mazlumun gözündeki yaşı silebiliriz, ne de kendimizin hürriyet ve istiklalini koruyabiliriz.  İşte o zaman asıl insanlık suçunu işleyen bizler oluruz.  Bizi var eden, hayat anlayışımıza şekil veren, hayat ve kainat konusunda doğruları gösteren, insani değer yargılarına  inanılmaz derecede önem veren, sevgi medeniyeti kuran, Türk Kültür ve Medeniyeti, insanlığın tek umududur. Bizim kültürümüz, ÖLDÜRMEYECEKSİN diyor.  İnsanı hiçbir ayrım yapmadan,  "Yaratılmışların En Kutsalı" olarak görüyor.  Sapık, vahşi, insanlıktan nasibini almamış, Helen Kültürünü bu günlere taşıyan Batı'yı akıttığı kanda boğmalıyız. İnsanlığı  da, demokrasiyi de, hürriyeti de öğretmeliyiz. Aynen tarihte Hıristiyanların,  adalet için Türkleri bekledikleri gibi. Bekle gardaş biz geliyoruz, gözündeki yaşı sileceğiz  demeliyiz. Gücümüze güç katmak zorundayız.  Buna mecburuz.  Bakın Türk-İslam Tarihine, tek bir tane katliam, tek bir tane soy kırımı bulabilir misiniz? Tarih boyunca , mazlumun gözündeki yaşı silmişiz.  Tarihimize kara çalmaya kalkan Ermeniler , 1915 i dillerine dolarken, kendileri daha Hocalı Soy Kırımının hesabını verememişlerdir.  Elbette er veya geç bunun da hesabı sorulacaktır.  (Arşivdeki belgeler, Ermenilerin  asılsız, hiçbir bilimsel ve tarihi temele dayanmayan iddialarını yüzlerine birer tokat gibi vuruyor)  Gözümüzün içine baka baka yapılan  Müslüman katliamını ne kadar dünyaya anlatırsak anlatalım, ne kadar dünyayı  ayağa kaldırmaya çalışırsak çalışalım,  özgür dünya !  dedikleri dünya, sürekli olarak üç maymunu  oynayacaktır. Dün Osmanlı dünya da  adaleti sağlıyordu. Adaletin temsilcisi idi. Bugün onların torunları, onların misyonunu devam ettirecektir.  Ne Türk'ün Türk'ten başka, ne de Müslüman'ın, Müslüman dan başka dostu olmadığı çok açık net bir şekilde görülmüştür.  Ne güzel söylenmiş, "ayıdan post, düşmandan dost olmaz" diye. Hatipzade'nin dediği gibi, "Batıl Hakka Kul Olacak, Mazlumun Yüzü Gülecek, Adalet Yerini Bulacak, Ağlama Sen Nazlı Gardaş" Dünya, "TÜRK'ÜN ADALETİNİ BEKLİYOR" "MAZLUMUN GÖZÜ KULAĞI TÜRKİYE'DE"HAYDİ TÜRK MİLLETİ, HAYDİ TÜRKİYE İNSANLIK BİZİ BEKLİYOR...  YEDİDEN YETMİŞE, STK LARDAN DEVLEETİN EN ÜST KADEMESİNE VARINCAYA KADAR HERKES ALLAHIN ÜZERİMİZE YÜKLEDİĞİ MİSYONU YERİNE GETİRMEK İÇİN MÜCADELE ETMELİ. ÇÜNKÜ BİZ CUNDULLAHIZ, ÇÜNKÜ BİZ ALLAH'IN ASKERLERİYİZ.