Mehmet DOĞAN
Punto:
Dinle
O zaman İstanbul’da “Kudüs mitingi” yapılabilir miydi?
Yapılırdı yapılmasına da, katılım ne ölçüde olurdu?
1980’de yapılan Kudüs mitingi için Konya seçilmişti. Bu seçim isabetli idi. Konya’da gelmiş geçmiş en büyük mitinglerden biri gerçekleştirildi. Konya provokasyon için de elverişli bir seçimdi… Nitekim, bir hayli provokatif malzeme ortalığa döküldü.
Bu sene 40. Yılında olduğumuz Erbakan hocanın öncülük ettiği Konya mitingi, İsrail’in Kudüs’ü “ebedî başkent” olarak ilan etmesi üzerine düzenlenmişti. İsrail’in bu tasarrufu, o zamanın Demirel hükümeti tarafından sert karşılık bulmuş, Kudüs Konsolosluğu kapatılmış, ilişkiler maslahatgüzarlık seviyesine düşürülmüştü. 28 Ağustos’daki bu gelişmenin ardından, hükümeti dışarıdan destekleyen MSP Konya’da Kudüs’ü kurtarma mitingi düzenledi, 9 gün sonra…ve 6 gün sonra da 12 Eylül darbesi oldu…
“Kudüs mitingi, 12 Eylül’ün gerekçelerindendi” desek yanlış olmaz. Bu bizzat Kenan Paşa’nın ağzından ifade edilmiştir.
İşe bakın, Kudüs başka bir darbenin de gerekçelerinden olmuştu: 1996’da Sincan’da yapılan Kudüs gecesi, 28 Şubat tanklarının balans turu atmasına yol açmıştı. Bu etkinlik Refahyol hükümetinin, alaşağı edilmesi için malzeme olarak kullanılmıştı.
1980’deki Kudüs Mitingi’ni sadece darbeciler eleştirmedi, CHP bloku, laik blok da şiddetle eleştirdi.
Sincan’daki Kudüs gecesi için de aynı şey sözkonusu idi…
“İrtica” CHP literatüründen ne zaman çıktı? “Kudüs” ne zaman girdi?
Dünkü manzaraya bakınca bu soruyu sormadan edemedim.
1980 darbesinden sonra o zamanın 4 Halkçı Parti milletvekili İsrail’i ziyaret etmiş, Kudüs’e giderek, Başbakan Simon Peres, Başbakan Yardımcısı Yitzak Şamir ve Cumhurbaşkanı Chaim Herzog tarafından kabul edilmişlerdi…
İstanbul’daki Kudüs mitingi, farklı siyasi partileri bir araya getirdi… İlk bakışta sevindirici bir durum bu. Türkiye’de ABD’den hiza tutanlar, İsrail’le omuz omuza olanlar azalmış görünüyor. Gerçekten böyle mi? ABD böyle savsaklanabilir mi? İsrail böyle kolayca ihmal edilebilir mi?
Kimseye samimiyet testi uygulayacak değiliz elbette.
Eğer Kudüs mitingi Millet ittifakının bir hamlesi ise, mühim müttefiklerin biri yoktu ortalıklarda. HDP siyaseten de olsa, bu mitinge katılmayı uygun görmemişti. Onlarda ABD’den beklenti yüksek. Suriye’deki gelişmeler sırasında defalarca gördük. Tabii İsrail siyasi kürtçülüğün bölgedeki tek hâmisi. Türklerle Arapların arasına ikinci İsrail olarak bir terör devleti yerleştirmek, belki de asrın projesi…
Kudüs’ün siyaseti birleştiren bir sembol olması elbette arzu edilir. Kitlelerin ittifakı böylece siyasilerin ittifakına dönüşebilir.
Kudüs konusunda atılacak adımlar, yalnız içeride değil, Türkiye dışında da ciddi yankı bulacaktır. Türkiye’nin atacağı adımlar, İsrail’i en çok rahatsız edecek adımlar olacaktır.
İlk Kudüs mitinginden 40 yıl sonra yapılan bu Kudüs mitingi, Türkiye’deki değişimin yönü hakkında bir hayli ipucu veriyor. Hadi hayırlısı!