Piyasalar

24 Haziran Seçimlerine Giderken - Muhsin Yazıcıoğlu Yaşasaydı Ne Yapardı?

Punto:
24 HAZİRAN 2018 SEÇİMLERİNE GİDERKEN – MUHSİN YAZICIOĞLU YAŞASAYDI NE YAPARDI? Rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu, birçok seveni olan, onun dünya görüşünü benimsememiş birçok insanın da takdirini kazanmış bir liderdi. Onun için farklı siyasi tercihleri olan, ama siyasetten hiçbir beklentisi olmayan sevenlerinin, onun 24 Haziran seçimlerde ne yapacağını düşünmeleri, onu referans almaya çalışmaları normaldir; kınanacak bir davranış biçimi değildir, onun adını istismar etmek sayılmaz. Bu temiz insanları tenzih ederim. Ancak seçimlerde seçmen olmanın yanında bir kazanım edinmek isteyen, kendisi aday olan insanların onu referans göstermeleri ahlâki değildir. Adam siyaset yapmak üzere kararını veriyor. Sonra da ona meşruiyet kazandıracak zannıyla “Muhsin Yazıcıoğlu da yaşasaydı benim yaptığımı yapardı” anlamında sözler söylüyor, paylaşımlarda bulunuyor. İşte bu doğru değildir. Bu, hem yapanın kendisine saygısı olmadığını gösterir; hem de Muhsin Yazıcıoğlu’na saygısızlıktır. Sen kararını verirken istihareye yatmadın, Muhsin Başkanı da hatırlamadın! Doğru veya yanlış, kendi gerekçelerinle, kendi aklınla ve vicdanınla kararını verdin! Ama kararını verdikten sonra Muhsin başkanın ismini bir meşruiyet vesilesi yapıyorsun. Bu yanlıştır, ahlaki değildir. Buna karşılık nice erdemli kişiler bilirim. Kararını vermeden önce, “Muhsin Başkan yaşasaydı ne yapardı” diye düşünmüş, bir anlamda onun muvafakatini manen almış; ama onu kararına mesnet yapacak hiçbir davranışta bulunmamış; onun adını kararıyla ilgili olarak hiç anmamıştır. Muhsin Başkan yaşasaydı “Cumhur ittifakını desteklerdi, hayır Millet ittifakını desteklerdi” veya “Cumhurbaşkanını desteklerdi, hayır Meral Akşener’i desteklerdi veya kendisi cumhurbaşkanı adayı olurdu” gibi alternatifleri olabilirdi. Bunların hangisini yapacağına dair benim de naçizane bir kanaatim var. Yanılabilirim de. Kanaatimi açıklamanın doğru olmadığını düşünüyorum. Yanılabileceğimden dolayı değil; kendi doğrularımı onu mesnet yaparak anlatmak hem kendime saygısızlık olacağı için, hem de onu istismar etmek olacağı için. Herkes kendi aklını kullansın, kendi vicdanında muhasebesini yapsın. Ama onun davranış biçiminden örnek alınmasını istediğim hususlar var: - Birincisi kararını verirken, milletin menfaatini düşünürdü. Verdiği kararı beğenmeyen arkadaşlarını ikna etmek için elinden geleni yapar, ikna edemezse dahi onların gönlünü almasını becerirdi. Onları hareketin içinde tutmaya gayret ederdi. - İkincisi, farklı siyasi tercihler yapan, hareketten bir sebeple ayrılan arkadaşları için asla hakaret etmez, hakaret edilmesine de müsaade etmezdi. Bu bizim görev yaptığımız dönemlerde, konuşulmamış, adı konmamış bir genel tavırdı. Aramızdan ayrılan arkadaşlar için “keşke yapmasaydı, yanlış yaptı” gibi sözlerin dışında bir şey söylenmezdi. Söyleyecek olanlar da “MHP’den ayrıldığımız zaman bize yapılanları unutmayalım, bizden ayrılanlara benzer hareketleri yapmayalım” diye ikaz edilirdi. Seçimler Yüce Türk Milletine hayırlı olsun. Seçim kampanyaları yeni düşmanlıklara, yeni kamplaşmalara değil, birlik ve beraberliğe, huzura ve iç barışa, demokrasiyi ve hukuku içselleştirmeye hizmet etsin.