İsmet TAŞ
Punto:
Dinle
2017 yılının bir kaç önemli olayını şöyle bir hatırlayalım;
39 kişinin öldüğü Reina saldırısı, 37 kişinin öldüğü Türk Kargo Uçağının düşüşü, Rusya'nın üç askerimizi şehit edişi, Bakanımızın Hollanda tarafından sınır dışı edilmesi, Fırat Kalkanı Harekatının sona erdirilmesi, Yapılan Referandum oylamasından evet çıkması, Parlamenter Sistemden, Başkanlık Hükümet Sistemine geçiş, Cumhurbaşkanının Partisine geri dönmesi, Kadın Voleybol Takımının Avrupa ve Dünya Şampiyonu, Tekerlekli Sandalyeli Basketbol Takımımızın Avrupa Şampiyonu, Su Altı Hokey Milli Takımının Dünya Şampiyonu, Rıza Kayaalp'in Dünya Şampiyonu, Ampute Milli Takımının Avrupa Şampiyonu olmaları, S-400 anlaşması imzalanması, bir kısım belediye başkanlarının istifası, Türk Askerinin İblid'e girmesi, İslam İşbirliği Teşkilatının İstanbul'da Kudüs gündemi ile olağanüstü toplanması ve Filistin'in Başkentinin Kudüs olduğunun ilan edilmesi , mülteciler sorunu, terörün devam etmesi, şehitlerimizin Gelmesi, Fetö davalarının devam etmesi, Türkiye'nin kalkınma rekoru kırması, enflasyon ve işsizliğin artması, halkın alım gücünün düşmesi vs.
Arakan olmak üzere, Türk ve Müslüman Coğrafyasında, katliamların devam etmesi, Barzani'nin Referandumu, Kuzey Kore'nin tehditleri, Türkiye, İran ve Irak'ın ittifak yapması, Suriye'de katliamların devam etmesi, Trump tarafından Kudüs'ün İsrail'in başkenti olarak ilan edilmesi ve dünyanın tepkisi, ABD nin Kudüs konusunda BM de hayal kırıklığına uğraması, ABD ile aramızda vize sorunun çıkması, Batı'nın üzerimize top yekün bir şekilde gelmesi, düşmanlıklarını artırması, dövizin yükselmesi vs.
2017 yılında bizi yakından ilgilendiren Türkiye de ve dünya daki önemli olaylara kısaca baktığımızda, istediğimiz nokta da olmadığımız görülecektir.
Sorunların bir çoğu 2018 yılına devretti. Öyle ki, gerekli tedbirler alınmazsa, ek sorunlarla birlikte, Türkiye 2018 de sorunlarla boğuşan bir ülke olma durumunda olacak. Siyasetin restleşerek sertleşmesi, erken seçim söylemleri, Suriye'de , Orta Doğu da ek tedbirlerin alınması, yeni askeri harekatların olması, ABD nin hainlikleri, yüz bin kişilik PKK ordusunun Suriye de konuşlandırılması, terörle ve ekonomik sorunlarla mücadele, mülteciler, 2018 in en önemli sorunları olarak karşımıza çıkacak.
Elbette bunların yanı sıra bir çok sorunları da sıralayabilirsiniz. Ancak mesel sorunların sıralanması değil, nasıl çözüleceğidir.
Türkiye de muhalefet ve iktidar sadece, Nato'nun, sanal tatbikatında, Cumhurbaşkanı 'nı ve Atatürk'ü düşman göstermesinden sonra birleşti. Ve tabi ki çok kısa sürdü bu birliktelik. Yanlışlarımızı düzeltme sistemi, kavga ve kaos ortamı yaratarak olmamalı. Kargaşadan yararlanarak siyaset yapmak, bu ülkeye çok şey kaybettirdi ve kaybettirmeye de devam ediyor. Ve tabi bu arada olan halka ve Ülkeye oluyor.
Ülkeyi güçsüz bırakarak, güçlenmeye çalışmak, asla ahlaki olmadığı gibi, insani de değildir. Ülkenin zor duruma düşmesinden nemalanmak, en basitinden gaflettir, ucuz hesaplardır, hainliktir.
Bu anlayış tarzı halkı tanımamak, ülkeye yabancılaşmak, kendi çıkar ve değerlerini, ülkenin çıkarlarından üstün tutmaktır. Buna başka ülkelerin çıkarlarını savunmayı da eklersek durumun vahametini çok daha iyi anlarız.
Hangi siyasi görüşü benimsersek benimseyelim, önce Vatan, Millet, Bayrak, Devlet ve Bağımsızlığımız olduğu asla unutulmamalı. Çünkü bunlar bizim kırımızı çizgilerimizdir. Hiç kimse bu ülkeye yanlış yapmaya kalkışmamalı. Bedeli dün olduğu gibi, bugün de en ağır şekilde ödetilmeli. Yanlışı düzeltirken de kavgayla, bağırıp- çağırmayla değil, sükunetle, barışçıl yollarla, sevgiyle yaklaşarak çözüm yolları aranmalıdır. Hamase nutuklar atmak, olmayacak şeylerin olmayacağını bile bile tribünlere oynamak, şimdiye kadar hiç kimseye hiçbir şey sağlamadığı gibi bu günden sonrada sağlamayacaktır.
Duamız, 2018 ve sonraki yılların Ülkemiz için hayırlı olmasıdır. Bunun içinde, 80 milyon üzerine düşeni yapmalı, önce Vatan demeli. Başta Devletin en tepesinden başlamak üzere, en alta varıncaya kadar herkes tasarruf etmeli ve israftan kaçınmalıdır. Üretime ağırlık verip, girdi maddelerin daha kolay üretime entegre edilmesi sağlanmalıdır. Mecbur kalmadıkça ithalat yapılmamalıdır. Tarım, hayvancılık ve sanayinin gelişimi için her türlü tedbir alınmalı, var olan sorunlar en kısa zamanda çözülmelidir. İhracatçıya her türlü kolaylık sağlanmalı, ihraç kalemleri fazlalaştırılmalıdır. Akılcı yatırımlar yapılmalı, teşvikler verilirken dikkat edilmeli, istismara açık teşvikler sıkı kontrol ve denetim altına alınmalıdır.
Bunları çoğaltabiliriz ama özetle, bu Milletin tek kuruşunun heba olmaması için, sorumluluk makamında bulunanlar kılı kırk yarmalıdırlar. Siyasi gelecek korkusu ile hareket etmenin bedelini, halkta, siyasetçide, bürokratta çok ağır öder.
Hiç kimsenin; "Bana ne", "Bana dokunmayan yılan bin yaşasın" deme ne hakkı vardır ne de lüksü.
Tekrar etmekte fayda var. Yanlışları, hataları söyleyelim , susmayalım, ama kırmadan, dökmeden, kaş yapayım derken göz çıkartmadan, kavgadan uzak, sevgiyle, barış ve kardeşlik duyguları içinde yapalım. Güçlü ülke olmak istiyorsak, muasır medeniyetler üzerinden bir güneş gibi doğacak isek, mazlumların hamisi, zalimlerin korkulu rüyası olacaksak, top yekun olarak bunları yapmamız elzemdir, zaruridir.
Aydınlara, akademisyenlere, medyaya, akil adamlara, STK lara, iş adamlarımıza, esnafımıza çalışanımıza hülasa ülkesini seven herkese ayrı ayrı görev düşmektedir.
Dilek, dua ve temennimiz o dur ki, 2018 ve sonraki yılların, sorunların çözüldüğü , sıkıntıların bittiği, gelişmişliğin zirve yaptığı, adaletin sağlandığı, milli gelirin yükseldiği, refah seviyesinin artığı yıllar olmasıdır.