Piyasalar

1 Nisan'ın Acıklı Öyküsü

Punto:
İspanya Haçlı Hristiyanlar tarafından işgal edilmiş son dağlık, kayalık kısmı olan Gırnata kalmıştır. İspanya’nın haçlı Hristiyan kralı Gırnata hükümdarı Abdullah ile bir antlaşma yapar. “Burası dağlık, kayalık bir yerdir. Size şu okyanusun öte tarafında Fas’ta; buranın beş katı yeşillik,ovalık,düz bir yer verelim.Burayı bize terket ki biz de buraya bir bütünlük içerisinde sahip olalım.” der. Formata Sultanı Abdullah bu cazip teklife evet der antlaşma imzalanır. Bir 1 Nisan günü gemilerini,kadırgalarını Gırnata Müslümanları insanları ile, eşyalarıyla, hayvanlarıyla doldurarak Cebelitarık boğazından Cezayir’e geçmek üzere hareket ederler. İspanyollar hazırladıkları yer altı terör örgütlerini bunların üzerine salarlar. Günlerce süren bir arbedede bütün Müslümanlar eşyalarıyla, hayvanları ile okyanusun ortasında boğulur,yok edilirler. Müslümanların başına gelen bu felaket karşısında Gırnata Sultanı Abdullah ağlamaya başlar. Yanındaki annesi:”Ağla Abdullah ağla zamanında yiğitler gibi dövüşmedin şimdi kadınlar gibi ağla.”der. Ve annesi Sultan Abdullah’a bir şiir söyler: Ağla gözlerim ağla Sana hicran yaraşır Vatansız gönüllere Şimdi hüsran yaraşır... Müslümanlarda bağrışma, ağlama,sızlama ayyuka çıkmıştır. İşte bugün bütün hıristiyan aleminde müslümanların bu acıklı durumu 1 Nisan Cadılar Bayramı olarak kutlanmaktadır. İşte 1 Nisanın tarihi macerası ve hakikati budur. Bu olay, 2004 yılında Kıbrıs Türk Cumhuriyetini yok etmeye matuf “Annan Planı” ile ilgili yapılan referandum vesilesiyle Millet Partisi Genel Başkanı Sayın Aykut Edibali’nin başkanlığında 40 arkadaşımızla Kıbrıs’ta bulunduğumuzda ve Annan Planı’nı bir Sevr paçavrası gibi yırtıp attığımızda Sayın Aykut Edibali tarafından bizlere anlatıldı. Biz o Kıbrıs çalışmaları esnasında bir grup arkadaşımızla birlikte Girne öğretmenevinde kalıyorduk. Çok sevdiğim saygıdeğer bakanım Sadi Somuncuoğlu beyefendi ve Ahmet Bican Ercilasun beyefendiler de yine Girne öğretmenevinde kalıyorlardı. Hatta bu değerli zatlarla Girne Öğretmenevinde ilk karşılaştığımızda ben: Biz Aykut Edibali’nin arkadaşlarıyız diye ifade ettiğimde; Sayın Sadi Somuncuoğlu: “Evet biz Aykut bey ve arkadaşları ile şimdi aynı kovaya taş atacağız.” diye ifade buyurmuştu. Keşke Sultan Abdullah gibi ağlamadan önce; Gaspıralı’nın dediği gibi dilde,fikirde ve işte birliği gerçekleştirebilsek ve bir milli kadro, milli iktidarı gerçekleştirerek; Milli ahlakın,Milli kültürün, Milli ekonominin ve Milli politikanın boy vereceği Milli devleti hep birlikte gerçekleştirebilsek. Angaribuzzaman bunu bizlere lütfeyle Ya Mevla!