Piyasalar

UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE SUÇLARI

Punto:

UYUŞTURUCU VE UYARICI MADDE SUÇLARI

Herkesin hukuktan eşit yararlanma hakkı tartışmasız genel geçerdir. Lakin herkesin de hukuka uyma ve toplum güvenliğini tehlikeye düşürecek eylemlerden kaçınması gerekir. Hz.Ali’ye atfen söylenen “Devletin Dini Adalettir” sözü hemen herkesçe kabul edilir. Hal böyle olunca Devlet toplumun mal ve can güvenliğini, toplumun huzurunu sağlamakla görevlidir.

Ülkemizde her geçen gün artan ve toplumun değerlerini örseleyen, yapanın yanına kar kaldığı inancı ile toplum güvenliğini tehlikeye düşüren en fazla gündemde kalan kaçakçılık suçları arasında yer alan “uyuşturucu” konusunu tartışmak gerekmiştir.

Türk Ceza Kanunu, uyuşturucu ve uyarıcı madde suçlarını, ‘‘kamu sağlığına karşı suçlar’’ arasında, 188,189,190,191 ve 192. maddelerinde düzenlemiş bulunmaktadır.

1.UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE İMAL VE TİCARETİ  (TCK m.188)

Türk Ceza Kanunu’nun 188/1. Maddesinde fiili, failin, ruhsatsız yahut ruhsata aykırı olarak, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal etmesi, ithal etmesi veya ihraç etmesi olarak tanımlamıştır.

Adalet Komisyonunda aksi iddia edilmiş olmakla birlikte suç, seçimlik hareketli bir suç değildir. Uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri imal etmek, ithal etmek, ihraç etmek, her biri başlı başına bir suç oluşturmaktadır. Fail, uyuşturucu veya uyarıcı madde imal eder, bunu ihraç ederse, seçimlik hareketli bir suç işlemiş olmaz, iki ayrı suç işlemiş olur.  

İmal, ihraç veya ithal fiili sabit olduğunda fail, ‘’on yıldan az olmamak üzere hapis ve yirmi bin güne kadar asli para cezası ile cezalandırılır’’. ‘‘Kanunda aksi belirtilmeyen hallerde’’ 49.madde hapis cezasının üst sınırını 20 yıl, 52.madde adli para cezasının alt sınırını beş gün olarak belirlemiştir. Kanunun cezanın alt veya üst sınırını göstermediği hallerde genel hükümlerin geçerli olduğu görüşü mevcuttur.  

Sınırı aşan suçlarda, TCK m.188/2 madde hükmünde , ‘‘non bis in dem’’ yani aynı suçtan iki ceza verilmez kuralına uymuş, yabancı ülkede fiili ithal olarak değerlendirildiğinde, fiilen çektirilen cezanın ülkede verilecek cezadan indirilmesi öngörülmüştür.  

TCK m.188/3 uyarınca uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi satmak, satışa arz etmek, başkasına vermek, sevk etmek, nakletmek, depolamak, satın almak, kabul etmek veya bulundurmakla birlikte suç tamamlanmış olmaktadır. Söz konusu suç zarar tehlikesi suçu olup suça teşebbüs tartışmalıdır.  

Eğer uyuşturucu veya uyarıcı madde Türkiye ile bir başka ülkenin siyasi sınırları arasında yer değiştiriyorsa, ihraç veya ithal; buna karşılık aynı ülkenin siyasi sınırları içinde yer değiştiriyorsa uyuşturucu veya uyarıcı madde nakli (TCK m.188/3) söz konusu olacaktır.
Nitekim Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin  29.06.2006 Tarihli 2006/174 E., 2006/8891 K. sayılı ilamında “Dosya kapsamına göre; sanığın, İran’ın Bazergan şehrinde tanıştığı M. G. isimli şahsın, kendisinden para karşılığı suça konu uyuşturucu maddeyi Doğubeyazıt’a götürmesini istemesi üzerine, bu teklifi kabul ederek 10 paket halindeki suça konu esrarı vücuduna sararak Gürbulak Gümrük Kapısından yurda soktuğu ve burada bindiği minibüsle Doğubeyazıt’a gitmekte iken görevlilerce yapılan yol kontrolleri esnasında yakalandığının anlaşılması karşısında; sanığın eyleminin, uyuşturucu madde ithal etmek suçunu oluşturduğu gözetilmeyerek, uyuşturucu madde nakletmek suçundan yazılı şekilde hüküm kurulması… yasaya aykırıdır” şeklinde hüküm kurulmuştur.

Türk Ceza Kanunu’nun 188/4. Maddesi, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin eroin, kokain, morfin veya bazmorfin olması halinde 61.madde esas olmak üzere verilecek cezanın yarı oranda artırılmasını emretmiştir.

Kanun,188/5. maddede, suçların, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün (TCK m.220) faaliyeti çerçevesinde işlenmiş olması halinde yine 61. Madde esas olmak üzere verilecek cezanın yarı oranda artırılmasını emretmiştir.

TCK m.188/8 uyarınca, meslek mensubu bazı kimseler bakımından cezayı arttıran bir nedene yer verilmiş olup ‘’bu maddede tanımlanan suçlar’’ ifadesi yer aldığından 188/1.maddede düzenlenen uyuşturucu veya uyarıcı madde imal, ihraç veya ithal suçları bu maddede tanımlanan suçlardan olmaktadır.

2. TÜZEL KİŞİLER HAKKINDA GÜVENLİK TEDBİRİ UYGULANMASI (TCK m.189)

TCK m.189’de  ,188. madde kapsamında belirtilen suçların ‘’bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirleri uygulanır’’ demektedir. Tüzel kişi hakkında faaliyet izninin iptaline ya da müsadereye karar verilecektir.

3. UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANILMASINI KOLAYLAŞTIRMA (TCK m.190) 
TCK m.190/1 ‘de , uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını kolaylaştırmaya yönelik üç seçimlik hareketten söz edilmiştir. Bunlardan ilki (m.190/1-a ),bu amaçla yer, donanım veya malzeme sağlamaktır.
İkinci seçimlik hareket ‘‘Kulananların yakalanmalarını zorlaştıracak önlemler’’ almaktır. Yasak maddeleri kullanmış olan kimselerin çeşitli tıbbi yöntemler aracılığıyla uyuşturucu ya da uyarıcı maddeyi kullandıklarını tespit etmeyi mümkün kılan fiziksel, fizyolojik vb. belirtileri yok etmek veyahut işlenen suçun maddi delillerini ortadan kaldırmak suretiyle söz konusu suç işlenebilmektedir.  

Üçüncü seçimlik hareket ise ‘‘kullanma yöntemleri konusunda başkalarına bilgi’’ vermektir.(m.190/1-c) Maksat, uyuşturucu veya uyarıcı maddenin nasıl kullanıma hazır hale getirileceği veyahut ne surette vücuda zerk edileceği konusunda bilgi sağlamak olup söz konusu maddelerin nereden temin edileceği veya nasıl imal edileceği konusunda bilgi vermek, bu madde kapsamına girmemektedir.  

Bu suçun oluşması için,kendisine kolaylık sağlanan kimsenin, uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması gerekmemekte olup sadece belirtilen kolaylaştırıcı davranışlarda bulunması yeterlidir. Söz konusu suç salt tehlike suçu olmakla birlikte kastla işlenebilir.

TCK m.190/2’ye göre ‘‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanılmasını alenen özendiren veya bu nitelikte yayın yapan kişi’’ cezalandırılır. Madde kullanımı alenen özendirilecek ya da özendirici nitelikte yayın yapılacaktır.
Meslek mensubu bazı kimseler bakımından TCK m.190/3’de  cezayı arttıran bir nedene yer verilmiştir.

4. KULLANMAK İÇİN UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE SATIN ALMAK,KABUL ETMEK VEYA BULUNDURMAK YA DA UYUŞTURUCU VEYA UYARICI MADDE KULLANMAK (TCK m.191)

TCK m.191/1 ‘de ‘‘Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alan, kabul eden veya bulunduran ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapiscezası ile cezalandırılır.’’ hükmü yer almaktadır.

Türk Ceza Kanunu 191/2 maddesinde soruşturma döneminde bu suçu işleyenler için, 5 yıl süreyle kamu davası açılmayacağı, erteleneceği düzenlenmiştir.

Türk Ceza Kanunu 191/3 maddesine göre ;asgari 1 yıl süreyle denetimli serbestlik hükümleri uygulanacaktır. Cumhuriyet savcısı; 3 aylık dönemler olarak 1 yıl daha bu süreyi uzatabilir. Gerekli görülürse, kişiye tedavi de uygulanır.
Türk Ceza Kanunu’nun 191/4 maddesine göre, erteleme süresi verildiğinde; kişi kurallara uygun hareket etmezse, uyuşturucu maddeyi tekrar kullanır ya da kabul ederse, hakkında kamu davası açılacaktır.

Hakkında tedaviye veya denetimli serbestlik tedbirine karar verilmiş olan kişi, söz konusu maddenin 5. fıkrası gereğince, tedavinin ve denetimli serbestinin gereklerine uygun davrandığında, mahkeme, hakkında açılmış olan ‘‘davanın düşmesine’’ karar verir. Ancak, tedavinin ve tedbirin gereklerine uyulmadığında, mahkeme, davaya devam ederek hüküm verir.

Altıncı fıkrada, failin,hakkında, cezaya hükmedildikten sonra da,tedaviye veya denetimli serbestlik tedbirine karar verilebileceği,gereklerine uyduğunda cezanın infaz edilmiş sayılacağı öngörülmüştür. Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak,kabul etmekten veya bulundurmaktan dolayı cezaya hükmedildikten sonra da, iki ile dördüncü fıkralar hükümlerine göre tedaviye ve denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulabilir. Bu durumda hükmedilen cezanın infazı ertelenir. Ancak, ertlemenin olabilmesi için kişi hakkında bu suç nedeniyle önceden tedavi ve denetimli serbestlik tedbirine karar verilmemiş olması gerekir.  

5.ETKİN PİŞMANLIK (TCK m.192)

Uyuşturucu veya uyarıcı madde imal ve ticareti suçlarına iştirak etmiş olan kişi etkin pişmanlık gösterdiğinde hakkında cezaya hükmolunamaz. (TCK m.192/1)

Yargıtay 10. Ceza Dairesi’nin 03.04.2012 Tarihli ve 2010/144,2012/6987 sayılı ilamında ‘‘ Sanığın A., E. ve M. Adlı kişilerle birlikte içinde bulunduğu araçta yapılan aramada, otomobilin arka koltuğu altına gizlenmiş gazete kağıdı içerisinde suç konusu esrarın ele geçirildiği, kime ait olduğu bilinmeyen ve diğer şansların soyut beyanları dışında delil bulunmayan aşamada, sanığın bu esrarın kendisine ait olduğunu belirttiği, böylece suçunun ortaya çıkmasına hizmet ve yardım eden sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 192/3.maddesindeki etkin pişmanlık hükmünün uygulanması gerektiğinin gözetilmesi.. ’’ şeklinde hüküm kurulmuştur.

TCK m.192/2 de etkin pişmanlıktan yararlanılabilmesi için, kişinin, resmi makamlar suçtan haber almadan önce, uyuşturucu veya uyarıcı maddeyi kimden, ne zaman ve nereden temin ettiğini merciine haber vererek, suçluların yakalanmasını yahut uyuşturucu veya uyarıcı maddenin ele geçirilmesini kolaylaştırılması gerekmektedir.

TCK  m.192/3 uyarınca suç haber alındıktan sonra gönüllü olarak, suçun meydana çıkmasına ve fail veya diğer suç ortaklarının yakalanmasına hizmet ve yardım eden kişi hakkında verilecek ceza, yardımın niteliğine göre belli bir oranda indirilir.  
Söz konusu maddenin 4. fıkrası ‘‘Uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanan kişi, hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın almak, kabul etmek veya bulundurmaktan dolayı soruşturma başlatılmadan önce resmi makamlara veya sağlık kuruluşlarına başvurarak tedavi ettirilmesini isterse, cezaya hükmolunmaz. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/16 md.) Bu durumda kamu görevlileri ile sağlık mesleği mensuplarının 279 uncu ve 280 inci maddeler uyarınca suçu bildirme yükümlülüğü doğmaz.’’ şeklinde düzenlenmiştir.

Öğretide mahkemenin 192/4 hükmünü uygulaması için en azından tedaviye başlanmış olmasının göz önünde bulundurulmasını destekleyen görüşler   bulunmakla birlikte tedaviye uyulmuş olması gerekliliğini savunan görüşler de mevcuttur.  

Etkin pişmanlık konusunda soruşturma ve kovuşturma sırasında veya TCK 193/2 fıkrasında ki düzenleme de kısmi indirim yerine yapılacak düzenleme ile gerekli önlemlerin alınarak bilgiyi paylaşan şüpheli, sanık veya hükümlünün cezasızlığı düzenlenmelidir. Bu durum mücadeleyi etkin hale getirecektir.

Hukuk uygulamalarımızda bu tür suçlarla ilgili olarak her ne kadar müsadere düzenlemesi olsa da bir kısım kanuni düzenlemenin yetersizliği dikkat çekmektedir. TCK-Suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini aklama” başlıklı Madde 282- (1) (Değişik: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Alt sınırı altı ay veya daha fazla hapis cezasını gerektiren bir suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini, yurt dışına çıkaran veya bunların gayrimeşru kaynağını gizlemek veya meşru bir yolla elde edildiği konusunda kanaat uyandırmak maksadıyla, çeşitli işlemlere tâbi tutan kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis ve yirmi bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. 
(2) (Ek: 26/6/2009 – 5918/5 md.) Birinci fıkradaki suçun işlenmesine iştirak etmeksizin, bu suçun konusunu oluşturan malvarlığı değerini, bu özelliğini bilerek satın alan, kabul eden, bulunduran veya kullanan kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. 
(3) Bu suçun, kamu görevlisi tarafından veya belli bir meslek sahibi kişi tarafından bu mesleğin icrası sırasında işlenmesi halinde, verilecek hapis cezası yarı oranında artırılır.
(4) Bu suçun, suç işlemek için teşkil edilmiş bir örgütün faaliyeti çerçevesinde işlenmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.
(5) Bu suçun işlenmesi dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.

Şeklinde düzenlemenin bu tür kaçakçılık suçları ile etkin mücadele için yeterli olmadığını adeta bir ödüle dönüştüğü tarafımızca değerlendirilmektedir.
Bu bağlamda,213 Sayılı Vergi Usul Kanunun 9 Mad. “Vergi ehliyeti” başlığı ile düzenlenmiş olup; “ Mükellefiyet ve vergi sorumluluğu için kanuni ehliyet şart değildir. Vergiyi doğuran olayın kanunlarla yasak edilmiş bulunması mükellefiyeti ve vergi sorumluluğunu kaldırmaz” düzenlemesi açık iken bu tür suçlardan elde edilen gelirin vergilendirildiğine pek rastlanılmamaktadır. Kaçakçılık suçları arasında yer alan uyuşturucu suçlarından elde edilen gelirin vergilendirilmesi ayrı bir kararlılık ile üzerine gidildiğinde bu suçu işleyenlerin renkli hayatları ile ilgili “nereden buldun” kurumu devreye sokularak yaşam biçimleri itibariyle özendirmenin önüne geçilmiş olacaktır.

     Stj.Av.İrem Denizci - Av.Arb.Dursun Yassıkaya

KAYNAKÇA

1- Türk Ceza Hukuku Özel Hükümler Topluma Karşı Suçlar, Zeki Hafızoğulları,Muharrem Özen ,Ankara 2012
2- Öner, Uyuşturucu ve Uyarıcı Madde Suçları
3- Yokuş Sevük,Uyuşturucu Veya Uyarıcı Madde Kullanılmasına İlişkin Suçlar
4- Özbek/Doğan/Bacaksız, 14.Baskı
5- Teorik ve Pratik Ceza Özal Hukuku TEZCAN/Erdem/Önok 19.Baskı,
6- Yaşar/Gökcan/Artuç, Türk Ceza Kanunu