Piyasalar

31 MART HEZİMET Mİ, BAŞARI MI?

Punto:

31 Mart Seçimleri ülkemiz siyaseti açısından 22 yıllık bir iktidarın ikinci parti durumuna geçişi, seçmen
ittifakıyla birinci parti durumuna geçen CHP’nin verdiği fotoğraf açısından çok anlamlandırılacak bir
seçim sürecidir. Her ne kadar İkinci parti pozisyonuna 22 yıl sonra geçen Ak Parti Genel Başkanı R.T.
Erdoğan’ın “bu bir yerel seçimdir, birilerinin fazlaca ciddiye almasıyla ciddi sonuç doğran bir durum
değildir, bu millet bize 9 ay önce genel seçimde yetkiyi beş yıllığına vermiştir. Bizim için ciddiye
alınacak durum budur” dese de kamuoyunda bu söylemin ciddiye alınmadığını da biliyor olması
gerekir. Aslında 31 Mart gecesi yaptığı balkon konuşmasında sıcağı sıcağına söyledikleri “bize seçmen
önemli bir mesaj vermiştir, bizde yenilgiyi değerlendireceğiz” anlamında yapılan konuşma daha
gerçekçiydi. Yine ilk grup toplantısı konuşmasında küçük belde ve ilçeleri (adet anlamında) toplam
sayıdan hareket ederek “şu kadar belediye kazandık, biz ortağımızla birlikte ülkenin yarısından fazla
belediye sayısına ulaştık, başarılıyız” dese de, toplantıya katılan milletvekillerinin bile beden dilleri bu
başarıyı tasdik etmediğini göstermesi de ayrıca yorumlanabilir. Kazanmanın yanında, kaybetmekte
sandık gerçeklerinden, yarışın cilvelerindendir. Kaybettik demek o kadar mı sorun, o kadar mı iktidar
sahiplerine zül gelmektedir. Oy oranını %4.97’ye düşürmüş bir MHP’nin “aslında bizim oylarımız
%16,62” diye Bahçeli’nin ilan etmesinin arkasında yatan psikolojik hal de tahlile muhtaç diye
düşünüyorum. Sami Selçuk’’un dediği “biz henüz demokratik bilince ulaşmadık” söylemi de bu açıdan
önemli. Erdoğan yenilgiyi sandığa gitmeyen Ak Parti seçmenine bağlasa da, bana göre sandık katılım
oranlarının yüksek olması gelişmemişliğin bir göstergesi olduğu gerçeğidir. 31 Mart 2024 yerel
seçimler ve Türk Siyasetinin yeni yol haritası “Tam Demokrasi Platformu’nda” konularında uzman,
ülke siyasetinde tanınmış 45 katılımcıyla tartışıldı. Katılımcıların bir kısmının görüşlerini sizler için bu
yazımın içeriğine taşıdım.

MEHMET GAZİOĞLU (E. İçişleri ve Devlet Bakanı)
Demokrasinin varlığını Türk Milleti 31 Mart 2024 Yerel seçimlerinde göstermiştir. Makamlar
milletindir. Millet makamlarına sahip çıkmış ve Ak Parti’nin gönderilebileceğini sandıkta göstermiştir.
Millet başkanlık sistemini kabul etmemiş ve hazmetmemiştir. Sınırsız yetki ve sıfır mesuliyeti
reddetmiştir. Hükümet halkını aç bırakıp, sefil etmiş, işsizliğe terk etmiştir. Yüksek işsizlik altında işsiz
olan gençler devletine küsmüş ve enflasyon büyük bir sorun olmuştur. 31 Mart sonrasında ülkenin
çeşitli yerlerinde yeni siyasi oluşumlar başlamıştır.
SAMİ ÖZTÜRK (İnsan ve Kalite Derneği Başkanı)
İnsanların kalitesi önemli. Ancak, sistem kalitesinin insan kalitesinden daha çok önemi vardır. Biz bu
ülkede sistemi uzun süreden beri kuramadık.

BEYHAN ASLAN (E. Milletvekili-Bilder Genel Sekreteri)
31 Mart seçimini CHP kazanmadı. Ak Partiye bu seçmen kaybettirdi. Asıl hedef Ak Parti’ye ve Recep
Tayyip Erdoğan’a kaybettirmekti, o da başarıldı. Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı ılımlı tavırlar
seçmende karşılık buldu. Ben CHP’nin bu oylara layıklığına endişeliyim. Ak Parti’nin ideolojik tabanını
Yeniden Refah Partisi topladı. Bu seçimler YRP’yi ön plana çıkardı. Bu seçimler yeni bir merkez parti
oluşumuna ihtiyaç olduğunu gösterdi.

Dr. HÜSEYİN AVCI (Turan İlleri Konfederasyonu Genel Başkanı)
Katılımcı heyetle hemen hemen aynı düşünce düzlemindeyim. Dünya Türkleri ızdırap içinde ve STK’lar
olarak bizler bu feryada kulak verip dile getirmeliyiz. Türkiye’de muhtelif cemaatler var. Allah’la kul
arasına girip, farklı amaçlar için yönlendirmede bulunuyorlar. Dinin en iyi pazar alanı siyasettir. Din
siyasette bu oluşumlar eliyle istenildiği gibi kullanılmaktadır. Allahın yarattığı insanlar, sadece
yaratanına kuldur. Gayrisi bireydir, birbirlerine karşı saygı göstermeli, ayrıma tabi tutulmamalıdır.

ŞERAFETTİN DENİZ (Avaz Strateji ve Araştırma Merkezi Başkanı)
31 Mart seçimi bir önceki 14 ve 28 Mayıs seçimlerinden bağımsız değil, yakın ilişkilidir. Mayıs
seçimlerindeki Akşener’in masadan gidip-gelme yol kazası olmasaydı o günkü sonuçlarda 31 Mart gibi
olacaktı. Bu seçimde CHP’ye oy verenlerin bir sonraki seçimlerde de vereceği sonucu çıkmamalıdır.
Keza bu seçmen bu seçimde Ak Parti karşısında güçlü olan partiye ödünç oy vermiştir. Bu ödünçlük
“Ak Parti gitsin de, kim gelirse gelsin” seçimiydi. Bu seçim sonuçları merkezde bir partinin oluşumuna
acil ihtiyaç göstermiştir.

SÜLEYMAN AKYOL (Hür Düşünce Hareketi Genel Başkanı)
Ülkede hür düşünce fikrinin olmadığı gerekçesiyle bu oluşum (Hür Düşünce Hareketi)
gerçekleştirilmiştir. Bugünün şartlarıyla 2002 şartları aynı boyuttadır. 31 Mart seçimleri ülkeyi
ötekileştirmeye çalışanları tasfiye etmiştir. Ak Parti bu seçimlerde ermiş, bu erime de devam
edecektir. Siyaset inaçla yapılır. Kadro liyakatı lideri de içinden çıkaracaktır. Öncelikle yeni
oluşumlarda yasal lidere (yöneticiye) ihtiyaç vardır. Kaynakları verimli yönetebilen lidere öncelikli
ihtiyaçtır. Laiklik mezhep kavgasını bitirdi. Kendimize olan güven esas olmalı, vatandaşa da güven
duymalıyız. Siyasetin finansını oluşum içinden herkes cebinden karşılamalıdır. Yeni bir siyasi
yapılanmada yönetsel organizasyonun varlığı öncelikli olup bu ihtiyacı da “Tam Demokrasi Platformu”
karşılamalıdır.

ZÜBEYİR GÜLABİ (Liberal Parti Genel Başkanı)
31 Mart seçimleri sağ muhalefet siyasetinin çöktüğünü, iktidar olan sağ siyasetin de denetimini
gösterdi. %22 oranında seçimlere katılmama gerçekleşti. CHP’nin öne çıkmasının asıl nedeni sandığa
gitmeyen sağ seçmendi. Seçmen yorulmuş, ötekileştirilmeye de karşı duruş göstermiştir. Halk
güvenlikçi bir devlet anlayışını kabul etmediğini, demokrat, özgürlükçü bir siyaset anlayışını işaret
etmiştir. Sistemin kalitesinin çok önemliliğini bir defa daha göstermiştir.
İRFAN CENGER (sanayici)
Bu seçimleri CHP kazanmadı, Ak Parti’de kaybetmedi. Oylar emanettir ve gittiği yerde de kalıcı
değildir. Öne çıkan tek parti, Yeniden Refah Partisi’dir. Seçmen “Tek adam rejiminen ve de başkanlık
sisteminden yorulduk” demiştir. Konuşan Türkiye’den, konuşamayan, susan, korkan bir Türkiye’ye
dönüştük. Acil olarak demokrat bir sağ merkez partiye ihtiyaç vardır. Kimliği demokrat, batıyla
ilişkileri iyi, doğuya sırtını dönmeyen bir siyasi oluşum şarttır.
 

HAŞİM EFE (Bavder Başkanı)                                                                                                                                                                           Sorunlar bir sonuç ve demokratik bilincin eksik olduğundan kaynaklanıyor. Bu durumdan da, mevcut
siyasetçiler çok memnun. İtaatlik, bireyciliğin önünde isteniyor. CHP’nin 31 Mart başarısı bir göreceli
başarıdır. Büyükşehir belediye başkan adayları daha bir ön plana çıktığını gösterdi. Korkularımız bizi
geri durduruyorsa, bu da demokrasiyi gerçek anlamda içselleştiremediğimizin gösteriyor.

PROF. DR. ZEKİ ERTUGAY (e. milletvekili)
Bu tür toplantılar ülkenin geleceğidir. Ülkemiz her anlamda tam bir çöküş halindedir. Bu
olumsuzlukları Türkiye’nin kazanç hanesinde görmekteyim. Çıkışa başlangıç bu olumsuzluklardır. Bu
Türk Milleti’nin sandıktaki ferasetini gösteriyor ve de ben buna saygı duyuyorum. Bu millet adamını
bulduğu anda gereken desteği vermekten geri durmamaktadır. Bizler bu platform gibi çalışmalarda
elimizi taşın altına sokmaktan geri durmayız.

DOÇ. DR. HALİL MURAT ÜNVER (öğretim üyesi)
31 Mart seçimlerinde İyi Parti’nin oyları CHP’ye kaymıştır. Merkez sağın oyu bir kısmı ayrıldı, bir kısmı
da geçersiz sayıldı. YSK’nın Seçsis (seçim bilişim sistemi) siteminde manipülasyon yapılıyor. Sistemi
kontrol edecek mekanizmayı koymuyorlar. İktidar bu manipülasyonu 28 Mayıs 2023
Cumhurbaşkanlığı seçiminde de yaptı, ama yerel seçimlerde bunu başaramadılar. Bu hal Ak Parti’yi
destekleyen emperyal güçlerden habersiz değildir.

SAADETTİN KILIÇ (siyaset bilimci)
22 Yıldır 1. Parti olan Ak Parti’ye Anadolu irfanının harekete geçerek sandıkta bir ders vermiştir.
Görevi ehline vermeyerek liyakatsızlığı, emeklileri mağdur ederek, yoksulluğu hat safhaya çıkarması,
konuşmalarındaki tutarsızlıklar ve yerine getirilmeyen sözlerin çokluğu güven kaybetmesine neden
olmuş ve artık ciddiye alınmamıştır. 31 Mart seçim başarısızlığının asıl sebepleri bunlardır. Kimlik krizi,
ahlaki yozlaşma, nepotizm ve yöneticilerdeki metal yorgunluk hali 18 ili kaybettirdi. Isparta dışında
bütün illerde oy kaybına uğradı.

PROF. DR. SAMİ SELÇUK (E. Yargıtay Başkanı)
31 Mart seçim sonuçları çok önemlidir. Demokratik bilinç varsa herkes seçim sonuçlarına uyar. Bu
seçimlerde seçmen “Ben 2017’deki oluşturulan rejime karşıyım. Ben bu iktidarın ekonomik
politikalarına karşıyım.” Diyerek oylarını kullanmıştır. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bütün
illerde halka hitap etmiş, bakanların hepsi seçim çalışmalarında halka vaatlerde bulunup, oylarını
parti ve parti adaylarına istemiştir. Bu seçim sonuçlarına demokratik bilinç gereği herkes uymalı ve de
gereği olan istifa etmelidirler. Bu sonuca iktidar katlanacak, gündeme de muhalefet getirecektir.
Anayasanın 4. Maddesi “Anayasanın 1 inci maddesindeki Devletin şeklinin Cumhuriyet olduğu
hakkındaki hüküm ile, 2 nci maddesindeki Cumhuriyetin nitelikleri ve 3 üncü maddesi hükümleri
değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez.” Olarak cumhuriyet bir rejim şekli olduğunu ifade
eder. Sorun demokratik olmamasıdır. Demokraside padişahlığı bile savunanların bir parti kurabilmesi
söz konusudur. Fransa’da sarı yeleklilerle Macron karşı karşıya geldiği bir konuşma ortamında
Macron’un biraz sesini yükselterek hitap etmesine sözcü olan sarı yelekli gösterici: “siz bana bu ses
tonunuzu konuşamazsınız, siz benim uşağımsınız” diyerek itiraz eder. İşte bu demokrasinin ta
kendisidir.

CENGİZ ALTINKAYA (E. Bayındırlık ve İskan Bakanı)
Türk siyasetinin en önemli sorunu popülizm ve nepotizmdir. 31 mart seçim sonuçları Türk siyasetinde
merkezde olacak bir oluşumun ihtiyaç göstermiş olduğudur. Bugün ülke siyaseti çirkef bir hale
gelmiştir. Yeni bir parti olacaksa güvenilir olmalı ve tanınmışlığı ön planda olmalıdır. Bugün siyasi
partiler seçim kaybetmiyor, sadece görevi devrediyor. Biz Anap olarak seçim kaybetmedik, sadece
görevi devrettik…